bildirgec.org

yaşanmışlık hakkında tüm yazılar

Yüce istanbul ve büyük yolcusu

zerreman | 07 January 2011 14:39

Fotoğraf temsilidir
Fotoğraf temsilidir

Günün birinde araçla ilerken 10-12 yaşlarında otostop çeken bir çoçuğu aracıma aldım, elinde iki büyük poşet vardı ve içerisinde ekmekler vardı, merak edip sordum çoçuğa bu kadar fazla ekmeği ne yapacaksın diye

Yol arkadaşım bir Psikiyatrist- Bir Elektronik Mühendisinin İntiharı

CemSALIK | 20 November 2006 21:32

Üniversiteyi il dışında okuyanlar saaatler süren otobüs yolculuklarının ne kadar sıkıcı ve sıradan bir hal aldığını bilirler.

Geçen haftaki yolculuğumda yanıma İstanbul Bakırköy’deki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde 5 yıl görev yapmış bir doktor oturduğunda anlattığı gerçek hikayeler yüzünden neredeyse otobüsün biraz daha gitmesini isteyecektim. Birbirinden yaratıcı intihar vakaları filmlere konu olmuş çoklu kişilik bozukluklarının gerçek yüzde yüz “Türk” kahramanlarının hikayelerini heyecanla dinledim.

Doktorun anlattığı vakalar arasında en ilginci aynı üniversitede öğrencisiyle gizli bir ilişki yaşayan bir yardımcı doçentin intiharı oldu.

“babam ve oğlum” ve yaşadıklarımdan farkındalığım.

K-a | 16 August 2006 20:24

bu gün bir arkadaşımın evine ziyarete gittim büyük anneside oradaydı ve içeri girer girmez başladı anlatmaya yok ilk kocası şöyleymiş yok bi oğlu hala ortalıkta yokmuş bir başka oğlu süper terziymiş falan ben karşısında oturduğum müddetçe anlatmayı sürdürdü arkadaşımın büyük annesi olduğundan ve benimde nennem yaşında olduğundan sabırla dinliyordum ve birden aklıma anlattıklarının “babam ve oğlum” filminde
olanlarla benzeştiği geldi. sanırım o zamanlar yani devrimlerin başkaldırmaların olduğu zamanlar herkezin hayatı kısmen aynı olaylarla doluymuş. her evde idealist bir öğrenci ve geleneklerine bağlı bir baba varmış. yaşanan bütün o acı tatlı hayatların sonunda olan yine evdeki en küçük toruna olurmuş. henüz babamı kaybetmedim. ailemin geçmişinde hiç idealist bir öğrenci yoktu. dedem çok geleneklerine bağlıydı. dedem öldü onun için herkez iyi adam der bende dahil ve vadesini doldurduğu için öldü deriz babam da ölecek onun için de iyi adamdı diyeceğiz ve yine vadesi dolduğu için öldü diyeceğiz. belkide göçmen bir aile olduğumuzdandır herhalde bizim ailede hiç idealist öğrenci olmadı ve zamanından önce ölmedi. ve sanırım türkiyede bir zamanlar zamanında idealist öğrenciler olan babalar hep zamansız öldü. aynı şekilde arkadaşımın dayısı olan bir insandan da neredeyse yirmi yıldır
haber alınamıyomuş. bu film ve bir zamanlar idealist öğrenciler olan insanların başına gelenler hakkında düşüncelerim bunlar. senaryo konusuna gelincede sanırım senarist de bir arkadaşının ninesi tarafından bir süreliğine esir alınmış çünkü insanlar kendi başlarına gelene sadece gözyaşlarını dökerler. senaristler, yazarlar, gazeteciler, muhabirler ise başkalarının hüzünlerini gözler önüne serebilecek kadar cesurdurlar. hayatta en büyük işkence bence sıradanlıktır. tekdüze hayatlar yaşayarak gerçekten yaşadığımızı idda edemeyiz sanırım.