bildirgec.org

yaşam hakkında tüm yazılar

Neden

Chat Noir 1 | 07 February 2011 16:48

Yaşam bu kadar güzelken,
Üzülmek neden?
Ömür bu kadar kısayken,
Ağlamak neden?
Herkesi yaratan birken,
Bu sevgisizlik neden?
Herkesin birbirine ihtiyacı olduğu sırada,
Bu yalnızlık neden?
Herkes bu kadar bencilken,
Bu duygusallık neden?

Güliz Ardilli / İstanbul / 1997

Yaşam

Chat Noir 1 | 07 February 2011 15:36

Gel boş verelim dünyaya,
Eğer ağlamak istemiyorsan.
Gel üzüntüleri bir yana bırakalım,
Eğer mutlu olmak istiyorsan.
Gel biraz daha anlayışlı olalım,
Eğer hep gülümsemek istiyorsan.
Gel tatlı bir melodi fısıldayan sabahın sesini dinleyelim,
Eğer güne heyecanla başlamak istiyorsan.
Gel güneş hiç batmasın, umutlar da,
Eğer sen istiyorsan.

Güliz Ardilli / İstanbul / 1997

DENEMEK BİR ŞEY KAYBETTİRMEZ

admin | 24 December 2010 17:10

Yaşamın gidişatını beğenmediğimiz zamanlar çeşitli yollara başvururuz.Parasal anlamda yada duygusal anlamda aksi giden zamanlar olur ve ne yapabileceğimiz konusunda kafa patlatırız.
Bazen çok basit önlemler ya da çetrefilli olmayan yollar bizi amacımıza götürebilir, içinde bulunduğumuz aksi durumu düzeltebilir. Küçük dokunuşlar büyük sonuçlar doğurabilir.

Üniversite olayları ve Son dönemde yaşananlar üzerine.

vatanda | 10 December 2010 10:58

Son dönemde aynı 1980 dönemindekine benzer bir şekilde yönetime ve olaylara tepki gösterileri yapılmakta. Yanlız zamansal farklılıklar ve bazı degişik durumlardan olsa gerek hareketler çok daha değişik bir şekilde başlatıldı. Dikkat ederseniz bütün bu olaylar hep birbiri ardına yapılmakta. önce güneydoğudaki insanlar kışkırtıldı ve gösteriler yapıldı ardından hatay bölgesinde ülkücüler ve doğulular birbirine düşürüldü, son dönemde ise bu sefer devreye üniversiteler sokularak kışkırtmalar yapılmakta. Özellikle dikkat ederseniz bu üniversiteli öğrencilerin çoğunun üzerlerindeki kıyafetler aynı 1980 dönemindeki gibi yeşil ve askeri kıyafetleri andıran kıyafetler. Ve gösteriler sürekli sol görüşteki kişiler tarafından yapılmakta sürekli aynı düşünce anlatılmakta ve hep aynı tip kişileri görmekteyiz. Öğrenciden başka herşeye benzeyen ve okumak yerine tamamen belirli politikalar için orada bulundukları düşünülen insanlar. Bunların özellikle son dönemde düzelmekte olan ekonomi ve uluslararası güç dengelerinin bizden yana değişmesiyle artması ise işe oldukça farklı bir boyut kazandırmakta. Sürekli komplo teorileri yapmakla suçlanan halkın bakış açısında da aynı düşünceleri görmek mümkün. Belirli kesimler yapılanlardan rahatsız olduğundan sindirmeye yada devirmeye çalışmakta. Sürekli yapılan bu hareketler ve tepkiler pekte doğal yada normal görülmemekte. Halk arasında olmayan husumet sanki varmış gibi gösterilmeye çalışılmakta insanlara korku ve endişe empoze edilmeye çalışılmakta Sürekli insanlara eziksiniz susarak bir yere varamazsınız denilmekte ama aynı zamanda yöneticilere de sizler suskun kalarak böyle yapıyorsunuz denilmekte. Bence bu düşüncelerinde en tepesinde bu yapılanlar su anki yönetimi devirme çalışmaları hatta şunu da ekleyebiliriz ki yönetimi devirmek için çok ciddi bir çalışma da yapılmakta son dönemde ortaya çıkan siyasi partiler de aynı şekilde sırf bazı seyleri yöneticilerin elinden almaya ( Meclisteki çoğunluğu) yönelik adım olarak görülmekte. Ama bilmedikleri yada bildikleri ama değiştiremedikleri birşey var ki bizler aptal değiliz görüyoruz ve yapılanların genelinden memnunuz. Ne yaparlarsa yapsınlar bunlarla bizleri değiştiremezler.

kuyuda

taha3045 | 04 December 2010 16:07

Diyarlardan birinde bir kız yaşarmış kendine göre güzel, kendine göre soyluymuş ama dedim ya kendine göre…

Henüz yeni yürümeye başlamış bir bebekken bahçedeki kuyuya düştüğü vakit bir süre yokluğu belli olmamış, zavallı yavrucak kör,karanlık kuyuda saatlerce ağlamış bakmış gelen giden yok ne yapsın tabiki susmuş ve zifiri karnlıkta el yordamıyla çevresini karıştırmaya başlamış.

Bebek bu ya daha önce kuyuya düşürülen şeyleri hevesle toparlamaya başlamış, karanlıkta onların ne olduğunu bilmeden , bulduğunu pembe elbisesinin ceplerine doldurmaya başlamış, bir kaç saatte böyle geçirmiş.

ŞİİR Ve YAŞAMA TUTUNMAK

gazidenali | 02 December 2010 10:10

Yalnızlık bunalımına hapsolmuşsundur, aklına şiir gelir. Ruh halini iyi hissedecek kadar keyiflisindir, aklına şiir gelir. Âşıksındır ve yine kendini şiirin içinde bulursun. O an ki ruh hali ne olursa olsun insanoğlunun ilk tutunduğu dal şiirdir. Kimi yazar, kimi okur, kimi söyler, kimi dinler… Şiirle kendini anlatır veya hayal ettiği imgeleri konuşturabilmek için şiirden yardım bekler.
Şiir düşündürür, eğer düşünüyorsan şiirle iç içesindir. Şöyle bir hayal edin, yüksekçe bir yerdesiniz ve bir şehir manzarasını karşınıza almış düşünüyorsunuz. O anda ne hayal edersiniz, neler geçer aklınızdan! Sevdiğiniz mi? Arkadaşınız mı? Hayatınız mı? Geçmişiniz ya da geleceğiniz mi? İşte, şiir herkese farklı düşündürür, düşündürdükleri ise insanı hayata tutundurmaya yeter de artar bile. Hayatın bu sıkıcılığında, monotonluğunda kendine tutunacak bir dal arayan herkes, haydi şiire…

katliamlar

nazokiraze | 02 December 2010 09:53

1932–1933 arası 5 ile 10 milyon arasındaki insanın hayatını kaybetmesine yol açan Holodomor Katliamıtarihteki diğer örnekleri gibi silah veya bombalarla yapılmadı.Şimdiki Ukrayna’nın bulunduğu yerde yaşanan bu olayda tabiatın ve şartların elverişli olmasına rağmen dış güçlar tarafından oluşturulan açlık nedeniyle göz göre göre milyonlarca kişi canından oldu. (Ukrayna’da yeniden alevlenen soykırım tartışmaları)