bildirgec.org

yalnızlık hakkında tüm yazılar

Yıkılır bu kent…

mucizemsin | 26 April 2009 22:41

Hani Ahmet Telli diyor ya “gidersen yıkılır bu kent”. Sen gittin, bu kent yıkıldı, bir kadın yıkıldı, ben yıkıldım…hoşçakal öpücüğünden sonra arkanda gidişini izledim, en son karşı duvara yansıyan gölgeni gördüm, kapıyı sessizce kapadım…yaşlı gözlerle etrafı bulanık görüyordum, odaları dolaştım sanki birini yada birşeyi aradım. Mutfakta dün geceden yarım bıraktığın rakı bardağına dokundum, dudaklarının dokunduğu yerden bir yudum aldım. Duramadım evde hemen kendimi sokağa atıp yürümeye başladım, duraktan geçerken otobüs durdu önümde, bindim.nereye gideceğimi de bilmiyordum ki! Seyir halinde olan bir dolmuşun arkasında yazan yazı gözüme ilişti, “beklenen gün gelecekse, çekilen çile kutsaldır”, önce dudağımda bir gülümseme oluştu. Beklenen gün neydi? Senin gelmen mi?yoksa hiç gitmemen mi? Bu çektiğim neydi? acı mı? çile mi? Bütün bunlar sen geldiğinde mi kutsal olacaktı? Otobüsten indim, bu sefer metroya bindim. Neyden kaçıyordum? Senden mi? Düşüncelerimden mi? Peki uzaklaşabiliyor muydum? Hayır. Uzaklaştığım tek şey evdi. Karanlığın içine doğru gitmek beni çok boğmuştu, tren durunca indim. Şehreküstü’de inmişim. Ben bu şehre zaten küskünüm ki!

KALABALIK YALNIZLIĞIMIZ

fuzuli87 | 02 April 2009 17:20

Yalnızlık insanın kendisiyle kalmak isteği, kalabalıkta tek kalıp kendini ortama ve ortamdakilere ait hissedememe veya sevdiklerinin yanında olmaması durumunda içinde bulunduğu ruh hali olarak tanımlanabilinir. Bu durum; olumlu sonuçlar doğurup bireyi mutlu edebileceği gibi, olumsuz şeylere neden olup insanı bunalıma da sürükleyebilir. Eğer insan kendisi isterse yalnızlığı kafasını dinleyebilir; eğer mecbur kalmışsa kafayı da yiyebilir. Yani tercih ise tadından yenmez bir şeyken, zorunluluk olduğunda insanı intiharın eşiğine sürükleyebilecek bir şeye dönüşebilir. Beklentiye göre farklı manalar kazanabilen “yalnızlık” günümüzde büyük sorunlara neden olup, insanların sosyal bir varlık olduklarını unuttuklarında içinde bulundukları ruh haline verilen isim olmuştur. Kimi zaman sanal âlemde telafi edilmeye çalışılan bu eksiklik; kimi zamanda kalabalıklar içinde bulunmakla kurtulmaya çalışılan bir dert olmuştur.

KULÜBE

Asturias | 23 March 2009 10:04

Issız bir sahilin kıyısında
Issız bir kulübe
Öyle bir kulübe ki;
Dostları, yağmur ve yalnızlık..

Yağmur her sonbaharda uğruyor
Ve çatısını hafif hafif tıklatıp diyor ki,
Yine buluştuk eski dostum
Her zamanki gibi aynı yerde!

Rüzgar neşesini saklamayarak
Oynuyor kulübeyle
Zaten çürümüş pencerelerini
Biraz daha yıpratıyor

yokmuş gibi

| 10 March 2009 09:42

aklıma bir boşluk düşüyor
ah
ruhum eziliyor kuru
yapraklar altında bir nehir gibi
köprücük kemiğim kırık
geçemiyorum bir renkten başka birine
etimde deprem
etimde atom bombası gibi bir uçuk
dilimde son sevişmenin jilet kesiği
dayanamıyorum bulutların üstüme işemesine
bir süpürge teline binip
çocukluğuma inmek istiyorum
nevrotikliğime
bileğime neşterle kazıyorum adını
sokak köpekleri tanımıyor beni artık
peygamberler namazlarını bozuyor
seni sevdiğimden bahsedince

ve bir yarı ölünün cebinden
aklıma bir boşluk düşüyor
ah
ruhum geziniyor kuru
toprak altında bir yalnızlık gibi

celal hikmet
9309 istanbul

yalnızlık ne demek

aylakadamveben | 01 March 2009 19:41

şiirin kendine ait bi gerçekliği var demek ki..
şöyle diyo attila ilhan;gecenin bi saatinden sonra içinizdeki yalnızlığı tanıyamazsınız..bi özgürlük vermiyo mu insana;yalnızlık edebiyatı yapma özgürlüğü..attila ilhan bu kadarını söylemişse ben arabeskin dibine vururum..uzun,ıssız bi merdivende..elimde köpeköldüren..başımı fazla kaldırmadan,ufkun hemen üzerindeki yıldızı yakalayıp,eski bir besteyi anarım;”gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,yeryüzünde sizin kadar yalnızım…”anarım ulan!..değilmi ki izni ilhan’dan almışım..
kendine acıma denizinde attığım zevk kulaçları oluyor devam ettiğim sayfalar..ama fazla açılmışım..bir buzul kıtaya çarpmış gibi oluyorum..sen söyle,şu dizelerle karşılaştığında yaşadığın duyguyu başka nasıl açıklarsın;”hem bir kere yalnızlık ne demek/bu kadar milyonla bir haksızlığın ekmeğini paylaşırken…/yalnızlık ne kelime/ellerimiz dirseklerine kadar kana gireli…”
artık hülyalı bir hüzün tadı bırakmıyor ağzımızda şarap..
acılı bir isyan yürüyor yumruklarımıza..
iyi de şarabın ince boynundan ne istiyosun..
üzümü sıkarsan şarap olur da…şarabı sıkarsan kan…

bunaltı

taha3045 | 11 February 2009 13:14

Hala yalnızım bu akşam, gelen giden yok, çalan telefon da yok. Kendimi yamyam gibi hissediyorum, sevgiye aç, bulsa kemigine kadar yiyecek, bitirecek sevgiyi. İnsan ayrılınca öyle mi oluyor? Yoksa ben mi sırf böyleyim. Sanki çevremde kimse kalmamış, sanki hiç ayrılmayacakmışım gibi herkesi uzaklaştırmışım, dostluklarıma ara vermişim, ona odaklanmışım. Kısaca onu yakalamak için bir çok şeyi kaçırmışım. Sadece beni sevsin, bana baksın tek amacı ben olayım diye bencilce düşünürken, aslına o benim dünyamdan koca koca parça koparmış, bunu yeni anladım.

Merhaba Hüzün…

arseli33 | 03 February 2009 10:05

Çalınmış hayallerimin orta yerindeyiz ikimiz de…Ne kaldı ki mutluluğa dair avuçlarımda.Bir tutam tebessüme değişmek istedim gözyaşlarımı. Arkanı dönüp gitmen için defalarca yalvardım. Seninde benden başka gidecek yerin yoktu bilirim. İçimin derinlerindeydin uzun zamandır.Kalbimde, beynimde, gözlerimde seni görürlerdi hep… Bedenimdeydin, benimleydin oradan hiç gitmedin. Bu gece sana yazmak istedim.Kalemimin değdiği kağıda işleyip, buruşturup atacaktım seni.Ruhumu senden arındıracaktım sana inat.Üzerine kenetlendiğin anılarımı, aşkımı, içinde senin olduğun bütün yaşanmışlıkları akıtacaktım içimden. Ellerimi titreten sendin biliyorum.Gitmek istemiyordun yine.Yüzümdeki bu anlamsız ifade, ağlamamak için kendini zor tutan gözlerim senin eserindi bilirim.Çaresizliğime bakıp bakıp gülüyormuydun, yoksa sızlayan vicdanının sesimiydi bu haykırışlar… Karanlığı senin kadar sevmem bilirsin.Hadi yak umudunun mumlarını ! yerine dön…Bu gecede benimlesin..

BİLMİYORSAN ÖĞREN, UNUTTUYSAN HATIRLA

juen | 28 January 2009 15:07

Aynanın karşısına geç ve başkasına bakıyor gibi bak kendine. İlk defa görüyormuşçasına. Ve, her ayrıntın için şükret tanrıya.Yaşadığın her şey için şükret. Her şeyi hakkıyla yaşmaya geldin bu dünyaya. Ömür kısa ve narin üzülerek geçirme. Dönüp bakma arkana. Hatasıyla, başarısıyla geçmişte kalsın geçmiş. Kollarını uzat yarına, bugünü yaşa, her gün yeniden doğuyormuş gibi.Binlerce yara almış olsan da aldırma, yara açmamaya gayret et. Bu kendini sevme yolunda atacağın büyük bir adımdır. Sevginin gücüne inan. Doğduğundan beri üst üste koyduğun her şeyi sevginin gücüyle ör. Bir vuruşla yıkamasın hiç kimse.

İÇ SESLENİŞLERİM

ferplexfol | 22 January 2009 12:01

Yalnızlığı göğüsleyebilirim yalnız olduğum anlarda.
Hasret türküsü söyleyebilirim kalbine, kalbini acıtsın diye hasretim.
Umut tohumu toplayıp yüreklerden,
Aşk meyvalarıyla sarılmış umut ağacı dikebilirim kalbinin en ücra yerlerine.
Sevgi ile işlenmiş hançerlerle kalbine saplanabilirim.
Siyah gökyüzündeki incilerle umuda göz kırpabilirim.
Ufuk çizgisinde umutlarımı çizeceğim ufkun sınırlarına.
İz bırakırsam ufukta,
Fark yaratabilirsem kalbimde ve kalbinde
Beklerim umutlarımla sonsuzlukta.
Eğer sonsuzluk toprağında umut ağacı meyvalarını sunacaksa bana cömertçe.
Gökyüzü güneşle aydınlandığında donmuş kalbimin umutlarını ısıtacağım günışığıyla
Dimdik duracağım yalnızlığın, karanlığın, hasretin, umutsuzluğun karşısında.
Üşüyen bedenimi içimde var olan senle ısıtacağım
Es deli rüzgar toz duman içine kattığın umutlarımı getir bana
Meğer sevgiyi büyüten alışkanlıklarmış.
Dayanılmazlıklara dayandıracağım alışkanlıklarımı
Üzerine düşeni yapacak bu yaşadıklarım.
Eğer bu kalp unutursa iç seslerini, seslenişlerini
Şiir mısrasında, kafiyesinde,ölçüsünde her seslenişinde sessizce sende kalacak hissettiklerin.