bildirgec.org

yalnızlık hakkında tüm yazılar

Can-sız-

plumprune | 27 April 2003 01:23

Yavaş yavaş merdivenlerden çıktı, kararsız kalmış isyankar basamaklar arasında hiç bitmeyen bir tartışma söz konusuydu:

“aşağı mı iniyoruz, yukarı mı çıkıyoruz?”

En alt basamak ve onun takipçileri aşağı indiklerini, ulaşılacak en yüce mertebenin en alt basamak olduğunu iddia ederken, en üstteki ise göğe doğru ilerlemesinin onu yücelttiğini söylüyordu. En alt basamak ısrar etti:
“Hayır, ben olmazsam sen düşersin, demek ki temelin benim; ben, sen olmasan da ayakta kalabilirim.”

En üst basamak:
“Sen olmak kolay, yere en yakın olansın, önemli olan ben olmak, senin göremediklerini ben görebilmekteyim, beni yok etmek elinde olmadığına göre, boşuna kaderine direnme.”

paranoya ve yalnızlık

rakanishu | 24 December 2001 04:53

yalnız yaşamak her ne kadar dilenilen bişey olsa da gerçekte benim gibi bir paranoyak için sinir sistemi yıpratgacı…

nitekim saat 3:15 civarı “bi banyo yapayımda sabaha oh pırıl, sonra zaten 3-4 saat uyku ve ardından ver elini anlamsız ders web programming” derken nasılda safmışım? banyoya girdim, ve sakin sakin gerekli hijyen seviyesine ulaşma çabamın bitmesini bekledim. bu işlem 10 dakika kadar sürdü. ama tam suyu kapadım içeriden “çaaat” diye bi ses. bitmek tükenmek bilmez bir süre sabit, üşüyerek sessizliği dinledim.. sonra bi tane daha.. bişeyler kırılıyo sanki. evde birisinin olduğuna o kadar eminim ki karşıma çıkınca kafasına vuracak bişeyler arıyorum. elime bi tahta ne idüğü belirsiz cisim aldım ve kapının arkasında buzlu banyo camından antreyi izleyerek bi yarım saat geçirdim. gözümdeki yarmış miyop ve astigmat karışımı hem düzgün görmemi engelliyor, hem de gözümün odaklanamaması nedeniyle devamlı büyüyüp küçülen bilimum cismi hareketli görüyorum. çıldırmak üzereyim. o kadar büyüttüm ki, artık kendimi direk saldırıya maruz kalmış biri gibi hissettim. ve gene o ses… korkudan nası bi çığlık attım bilmiyorum ve olduğum yerde sıçrayıp sonra da yere düştüm. oturdum ağladım bi süre.. gerginlikten çıldırmak üzereydim. artık ne olursa olsun diyerek banyodan çıktım. bütün odaları ve her köşeyi gezdim itinayla. pencereleri kapıları kontrol ettim. yok tabi hiçkimse. ve yatağımın yanına gelince çıkan ses. “çaaat“. bakakaldım. bişey diyemedim. yatağa saldıramazdım heralde. yani hıncımı ondan çıkarmak istedim bi an ama o kadar mantıksızdı ki öyle baktım yatağa. bi süre öyle durduktan sonra arkamı dönüp saatimi buldum. 4:25. 1 saat 10 dakika boyunca salak salak paranoyalarımla didiştim. neden girsinler ki evime. para yok, bişey yok. televizyon ve bilgisayar. o kadar. kendime sinirlendim.