paramarka tarafından, gittigidiyor un kayıtlı kullanıcı sayısını artırmak, siteye yeni ziyaretçi kazandırmak, markanın bilinirliğini artırmak için hazırladığı bir viral reklam çalışması çıktı.
oyuncu seçiminde titiz davranan ajans, fulya rolü için bir profesyonel değil, daha gerçekçi olsun diye üniversiteli bir kızla anlaşıyor, çekimin doğal bir ev ortamını anımsatması için çaba sarfediliyor.
İnternet girişimcileri arasında git gide popüler hale gelen grup satın alma siteleri, tüketicinin kendisine özel grup indirimi kazanmasını sağlıyor.
Yabancı Groupon.com‘un internet pazarında başlatmış olduğu group buying modelini örnek alarak yapılan siteler git gide çoğalıyor. Bu e-ticaret sitelerinin amacı, aynı hizmeti satın almak isteyen bireylerin internet üzerinden birlikte alım yaparak kişisel harcamalarını azaltmalarını sağlamak.
Kipru, Grubal, Ekoloni, SehirFirsati ve Grupanya bu sitelerden bazıları. Grupca.com, yeni açılan fırsat sitelerinden.
İnternette şu sıralar bir aldatma videosu yayınlanıyor. Konu taaaa anahaber bültenlerine kadar uzandı. Artık durum ne kadar vahim siz anlarsınız. Aldatma senaryosu şöyle:
Fulya ve Mert sevgilidirler. Mert Fulya’yı aldatır. Kimle?
Fulya’nın en yakın arkadaşı Begüm ile. Mert ile Begüm arasındaki ilişki 2 aydır sürmektedir ve Fulya’nın bundan haberi yoktur. Fulya bunu öğrenir ve çok öfkelenir. Bunun üzerine bir video çeker. Videoda Begüme ”Kaşar”, Mert’e de ”Şerefsiz” diye hitap eder ve Mert’den intikam almak için Mert’in kendisinde unuttuğu özel eşyalarını açık artıma sitesi olan GittiGidiyor’dan satacağını söyler. Ve videoyu internete koyar. Ardından Begüm’ün eski sevgilisi ( Onur ) bir video çeker. Oda aynı şekilde Begüm’ün kendisinde unuttuğu özel eşyeları satacağını söyler. Tabiki nereden ”GittiGidiyor”. Sanırım bu size birşeyler ifade etmiştir.
bir miktar para karşılığı ($5 $10 $20 $30 $40 $60 dolarlık ekmekler tükenmiş) istediğiniz bir yazıyı ya da bir websitesi adresini tost ekmeği üzerine yazıyorlar.
daha sonra üzerine birşeyler yazdırdığınız bu tost ekmeği sitenize giden bir bağlantıya dönüşüyor. tost ekmeği üzerindeki mesaj ne kadar etkili ve dikkat çekiciyse sitenize çekeceğiniz ziyaretçi sayınız da bir o kadar artıyor. tabi parayı bastırıp ekmeğinizi en üst sırada gösterme hakkınız saklı tutuluyor.
fikir kimilerine saçma gibi gelse de aslında var olmayan bir tost ekmeği üzerinden site sahiplerinin kazandıkları para ve çektikleri ilgi (şimdiye kadar 600 binden fazla sayfa görüntülemişler) takdiri hakediyor.
Critical Mass pedallayanları internette de rüzgarı arkasına almayı biliyor. Her sene katlanarak büyüyen, dünyada 100′ü aşkın şehirde gerçekleşmeye devam eden pedallamaların arasına ülkemizin de ismini eklemek için bisiklet severlerimizin ağzını sulandırmalıyız…
Critical Mass ilk olarak 1992 yılında San Francisco’da başlayarak bütün dünyaya yayılan bisiklet turlarına verilen isim. Bisiklet severlerin hemen hepsinin ortak istekleri olan pedallamanın ne kadar sıradan bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyor bu fikir. Bir fikir olduğunun altını çizdim ben de onlar gibi çünkü amaç bir organizasyon ya da etkinlik olmadığının vurgulanması. Lider yok, belirli bir rota yok. Sadece gün, saat ve yer belli. Gerisi sadece pedallamaya kalıyor.
windows kurulurken en halim selim duruşlar ile pozlarını veren insancık fotoğraflarını hatırlıyor musunuz? zaman değiştikçe fotoğraflar da değişiyor. microsoft, zune kurulumuna [orgazm olan genç] mi koymak istemiş?
Microsoft Vista‘nın çıkmasına az bir süre kala, Clearification adı altında bir “viral marketing” denemesi yapıyormuş.
Komedyen Demetri Martin tarafından hazırlanıyormuş bu kampanya.
Sitenin ana teması psikolojik sorunları olan ve akıl hastanesine gönderilmiş birinin anlatımlarından oluşan bir dizi video üzerineymiş. Vista ile tam olarak ne alakası olacak bilinmez fakat ilginç bir site ve genelde geyik yapan güzel bir animasyon.
En büyük üzüntüyü değer verdiğimiz bir şeyi kaybettiğimiz zaman yaşarız. Onlara kavuşmak için her yola başvurabiliriz. Sarı Ceketli Yün Tavşan’ını kaybeden birisi, onu bulmak için site açmış. Siteyi ziyaret edip, yardım etmek isteyen olursa burdan ulaşabilirsiniz.
çok acayip bir mim kaçırmışız. "snakes on a plane" (uçaktaki yılanlar) adında bir film bu. anlatıyorum:
chain reaction, war of the worlds gibi filmlerin senaristi josh friedman, kişisel blogunda bir samuel l. jackson filminden bahsediyor. anlattıklarına göre, bu filmin kod adı "snakes on a plane"miş ve jackson bu ismi duyar duymaz senaryoyu okumaksızın filmde oynamayı kabul etmiş. josh da aynı tepkiyi vererek teklif edilecek olan senaryo işini kabul etmeye hazırlanmış. prodüktörlerle görüşmüş. prodüktörler filmin ismini "pacific air flight 121" yapmak istediklerini belirtmişler. josh ve samuel jackson buna şiddetle karşı çıkmış. jackson, filmi kabul etmesinin tek nedeninin ismi olduğunu hatırlatmış.
Dünya kupası heyecanının dorukta olduğu bu günlerde…
Futbol’a ne kadar yeteneğin olduğunu ispatlamak için artık elinde bir fırsat var.
Yaptığın süper görsel hareketler ile Almanya’ya gitmiş bir türk olarak ne kadar kız toplayabileceksin 🙂
herkese şimdiden iyi oyunlar…
