bildirgec.org

vergi hakkında tüm yazılar

Azıcık da esnaf vergi borçlarını silseniz!

nebilim | 11 May 2007 17:33

Petrol Ofisi’nin vergi borcunun % 50’si siliniyor hem de gecikmeler falan değil asıl borçtan.Ne kadar güzel değil mi? İktidarın para babalarına gösterdiği şu hassasiyeti birazcık da olsa esnafa göstermesini ne kadar da arzu ederdik.
Ama ne mümkün! Esnafın elinde iktidarı al aşağı edebilecek bir dördüncü güç bulunmuyor ki ne yapsın gariban esnaf? Artık odalar birliği falan yalamalık yapacak ki iktidara, ancak o zaman belki ufak da olsa bir öteleme imkanı doğar.
Yok, yok hiç mümkünatı yok. Oranızı buranızı yırtmayın mümkün değil. Bunlardan kurtulmanın en iyi yolu sandık.
Aklınızı başınıza alın, üşenmeyin ey gençlik seçimlerde sandıkları başı boş bırakmayın!

Tek tip kimlik olsa ya…

miralay | 04 May 2007 13:39

Dün eniştem gelirken, polis çevirmesi varmış. Ehliyet sormuşlar, evde demiş. Ruhsatını almışlar…

Esasen, ehliyeti niye taşıyoruz? Ben sınavı geçmiş, ehliyetimi almışım. Ehil biriyim. Neden belge gezdireyim ki? Bir yerlerde kaydım vardır mutlaka… Merak eden araştırır bulur.

Ehliyetsiz araç kullanmak mümkün. Ehliyetim kontak anahtarı değil ki…

Ben ilkokulu da bitirdim. Ama her gittiğim yere diplomamı taşımıyorum. Mezunum dedim mi mezunum…

Niye bilmem, bu evrak merakı bitmedi gitti.
Olması gereken şey, nüfus cüzdanında bir kutucuk. Nasıl “kan grubu”, “medeni hali” yazıyorsa, “ehliyeti” kutucuğu olacak, o kutucukta, mesela benim için bir adet B harfi yer alacak o kadar…
O ehliyetin üzerinde polisin görmesi gereken ne var ki? Fotoğrafım mı? Nüfus cüzdanımda var…

Benzin 1.3 YTL

kopanisti | 27 March 2007 11:59

”Mazot 1 YTL olacak” dediğinde hayal mi görüyorsun dedik bir çoğumuz.
Oysa benzin 1.3 YTL ye satılıyor memlekette,
Bu memleket Türkiye,
Televizyonda işlendi bu konu
Memleketin 1.3 YTL ye benzin satılan ili VAN.
Hem de halkın ayağına kadar hizmet sunan girişimciler sayesinde benzin çiğköftecide, çiçekçide, bakkalda, manavda, kaldırım kenarında heryerde 1.3 YTL ye satılıyor.
Benzini 2.8 YTL ye satan 2 adet benzin istasyonu devlete KDV, stopaj, gelir vergisi, kurumlar vergisi SSK primi, elektrik, telefon, su parası, işçisine maaş, yemek parası ödeyemediği için iflas etmiş ve kapatıyor.
Bu süre zarfında elde ettikleri kazancı ve malı mülkü de borçlara yatırmışlar.
İrandan atlarla, katırlarla taşınıyor benzin, sonra oradan kamyonlarla şehre iniyor.
Nasıl oluyor bu dediklerinde
Sınır mınır yoktur buralarda gecede 2 kere taşırız diyor katırcılar
Yollarda Jandarma var ama kontrol yok, kamyonlar akın akın şehre benzin taşıyor litresi 1.3 YTL ye.

Vergi adaletsizliği derinleşiyor!

kahramancayirli | 18 March 2007 23:52

İlk bakışta vergi sistemimizin dört genel problemi var: Birincisi, devletin topladığı vergileri ne derece etkin değerlendirdiği. (2) Vergi oranlarının yüksek olması, ülkemizdeki kayıt dışı ekonominin genişlemesine neden olmakta. (3) Artan oranlı vergimiz olan şahsi gelir vergisinde marjinal oranın yüzde 5 olması, insanların elde ettikleri gelirleri vergiden kaçırmalarına yol açıyor (Marjinal oran: Vergi tarifesinde artan gelire göre vergi oranının artma derecesi). (4) Vergi hasılatı içerisinde dolaylı vergilerin payı, dolaysız vergilere kıyasla oldukça fazla. Bu dört problemin her biri sebepleri, sonuçları açısından etraflıca irdelenerek gün ışığına çıkarılmalı. Bense bu yazımda söz konusu problemlerin sonuncusu üzerinde duracağım.
Vergiler birçok bakımdan tasnif edilebildikleri gibi, maliye literatüründe üzerinde en çok durulan sınıflandırma dolaylı-dolaysız (doğrudan) vergi ayrımıdır. Dolaysız vergiler grubuna gelir vergisi ve kurumlar vergisi girer. Devlet bu vergileri toplarken vatandaşın şahsi ödeme gücünü dikkate alır. Özellikle kişisel gelir vergisindeki artan oranlı tarife, vergi adaletini ve vergi esnekliğini elde etmede çok önemli bir araçtır. Ayda 800 YTL geliri olan Ahmet Beyle, aylık geliri 800.000 YTL olan Ali Bey elbette aynı oranda vergi ödememelilerdir. Zira aynı oranda ödedikleri takdirde aylık geliri çok daha düşük olan Ahmet Bey’in katlanacağı fedakârlık, Ali Bey’in katlanacağı fedakârlıktan çok daha fazla olurdu, böylece adaletsiz bir tablo çıkardı ortaya.
Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, gümrük vergisi,… gibi vergiler dolaylı vergiler grubuna girer. Her gün aldığınız çikolatadaki katma değer vergisini düşünelim. Ödediği KDV, zengin Ali Bey’e hiç dokunmuyor olabilir ama aynı KDV, görece daha düşük gelirli Ahmet Bey’in alım gücünü ciddi biçimde etkileyebilecektir. İşte dolaylı vergiler de adeta adaletsiz bir tablo meydana getirmek için varlar. Vatandaşın ödeme gücünü dikkate almayan dolaylı vergiler, vergi adaletsizliğini günbegün derinleştirmekteler. Ama dolaylı vergiler kaynakta alındığı için mükellefte psikolojik bir rahatsızlık yaratmaz (vatandaş gelir vergisinde olduğu gibi ayrıca bir vergi ödediğini düşünmez), ayrıca dolaylı vergileri kaçırmanız çok güçtür; bu nedenlerden ötürü gelişmekte olan ülkeler vergi sistemlerinde dolaylı vergilere daha fazla yer verirler böylece vergi sistemlerindeki adaletsizliği körüklerler.

Amerika Vergi Verdi, Verdiğini Unutamadı

| 18 March 2007 18:19

Amerikalılar’ın birçoğu hayatlarını at gözlükleriyle sürdürüyorlar. Niye mi? Şöyle ki; Amerikalılar’a göre ya onlardansınız ya değilsiniz. Etraflarını görmemek için bu gözlüğü tercih etmişler. 11 Eylül saldırılarından sonra, hükümetleri müslüman ülkelerin çocuğu terörist olarak gördüler. Hatta bırakın müslüman ülkeleri diğer hristiyan ülkeleri bile neredeyse öyle itham ettiler. BM konferansalrında ya bizdensiniz ya da değilsiniz gibisinden tehditleriyle başka ülkelere saldırma kapısını araladılar. Birçok Amerikalı, Türkler’i halen kafalarında fesle hayal ediyor. Karikatüristleri halen öyle çiziyor. Adamlara ben Türk’üm dediğinizde “Ha, Arap yani hı?” gibisinden saçma sorularla yanıt veriyorlar. Tarihten bir haber milletler kendileri. Onlara göre bir tek kendi bildikleri doğrular doğru.
Şimdi kardeşim sen Amerikan düşmanı mısın derseniz şöyle yanıt veririm: Düşmanım kimse ben de onun düşmanıyım. Bu Arap da olur, Japon da olur, Amerikalı da olur. Irk ayrımı yok. Dost olanla da dost olurum. Peki nedir bu milletin bize karşı olan bu tutumu? Bence bu adamlar bizden halen korkuyorlar. Neden mi? İşte yanıtı. Amerika, tarihinde sadece Türk milletine vergi vermiş bir millet. Doğal olarak bu da onlara çok koyuyor. Amerika gibi bir süper güç tarihindeki bu lekeden bir türlü kurtulamadığı için Türk milletini sürekli olarak uyutmaya ve tekrar canlanmamasını sağlamaya çalışıyor. Bunu nasıl yapıyor derseniz: İşte at gözlüğü, dağıtıyorlar yıllardır kendi eğitim kurumlarında ve halklarının bazı şeyleri öğrenmelerini istemiyorlar. Bizim ülkenin ekonomisinde onların pazar payı var olduğu için ellerini eteklerini çekmekle tehdit etmeleri de yeterli. Ülke batar mı böyle bir şey olsa. Bence batmaz. Zorlanırız ama batmaz diye düşünüyorum. Belini kısa sürede doğrultur. Şimdi bir de şöyle bir hırs var adamlarda ki 3 kıtaya resmi yollardan harita üzerinde bir türlü yayılamıyorlar. Bunu bizim ecdadımızın yapması da onlara bayağı bir koyuyor. Nasıl oluyor da kılıçla savaşan adam makineli tüfekle savaşan adamdan daha çok toprak sahibi olmuş diye dövünüyorlar. Şu aralar bir Ermeni Tasarısı tutturulmuş gidiyor. Tasarı geçerse Türkiye’de halkın birçoğu Amerika’yı istemez hale gelecek biliyorlar. Zaten şu an bile halkın birçoğu Amerikan karşıtı olmuş durumda verilen sözlerin tutulmamasından ötürü. Terörle mücadele adı altında işgal ettiği topraklardaki terörü durdurmaması zaten yetiyor. Bu vergiye bağlama olayı o kadar koymuş ki hınçlarını çuval geçirerek gidermeye çalışıyorlar ki bu zaten onların eline pek bir şey geçirmiyor. Esasında halen hırslarını alabilmiş değiller. Bu yüzden de Türkler ne yapsa bizim haberimiz olmalı diyorlar. Esasında çekiniyorlar. İşte tüm sıkıntıları bu. Aynı şeyleri bir kez daha yaşarlarsa tarihten silinmekten çekiniyorlar. Çünkü karma milletler topluluğu olunca öyle oluyorsun. Sağlıcakla kal Amerika. Geçmişini unutma. Çünkü, buradakiler yapılanları unutmuyor.

KADEVE&(G)ÖTEVE

| 28 November 2006 14:13

“üreme organları-temel içgüdü” korelasyonundan ülke gerçeklerine geçsek fena olmaz.

yılbaşı yaklaşırken “fiş yazan” var mı aranızda?
ben yazıyorum. vergi iadesinden gelecek üç kuruşu kredi kartı borcumu kapamak için kullanır oldum her yıl.
hükümet önümüzdeki yıldan itibaren “vergi iadesi” uygulamasını kaldıracakmış. anal seksten öteve alınmıyor hala, meraklanmayın!
gelir ve kurumlar vergisi gibi “direkt” vergileri toplayamayan ilgililer “endirekt” canımıza okuyacak demektir!

fiş toplamanın amacı, ek gelir sağlamak değildi. fiş toplamanın amacı, kadeve ile (g)öteve kaçaklarını;
yani “kayıt dışı” vurgunu önlemekti.

ölüm ve vergiler

emsvizyon | 09 November 2006 04:39

vergilerin ödenek olarak dağılım şeması
vergilerin ödenek olarak dağılım şeması

amerika birleşik devletleri’nin topladığı vergiler ile neler yaptığını anlatan, thebudgetgraph.com‘a ait 2007 yılı ” ölüm ve vergiler ” isimli bir şema

Uyurgider vatandaşlarımıza ithafen

hadelen | 09 August 2006 13:35

Bekir Coşkun benzin fiyatları ve toplumsal uyurgezerliğimiz hakkında süper bir yazı yazmış. Çok uzun olduğundan son paragrafı ekliyorum:

Benzin fiyatının yüzde 61.1’i vergidir.

Bu; imam genel müdür kadroları için, dinci şirketlere verilen ihaleler için, evlere makarna-pirinç dağıtıp oy almak için, Ali Dibo’lar için iktidara lazımdır.Yani litre başı verdiğiniz her 3 YTL’nin yaklaşık 1.8 YTL’si…Siz bilmiyormuş gibi yapın.Tam 50 yıldır yaptığınız gibi…

Öyle sessiz…Öyle tepkisiz…Öyle sinmiş…Öyle suskun…