bildirgec.org

vatandaş hakkında tüm yazılar

Bir Sohbet ve Kafama Takılan Sorular

azturk | 10 September 2010 13:07

“Hayırlı bayramlar efendim.” “Ooo hayırlı bayramlar abi.” “Ne yapıyorsunuz iyi misiniz?” “Abi ne yapalım valla uğraşıp duruyoruz işte. Hoş yaptığımız işin de kârını, bereketini göremiyoruz ki.” “Bu zaman da ekmek aslanın ağzında değil midesin de çok çalışmak lazım.”
“ Abi onu bunu boş ver de referandumda ne oy vereceksiniz?” “ Bakacağız bakalım daha kara vermedik. Siz ne diyorsunuz?”

“Abi referandum da oyumuz hayır.” Sessizlik. “Neden mi? Bak sayıyorum. Bir; Şu an iktidar da olan parti. Kadrosunda üç tane ( Sayının doğruluğunu sözü söyleyende bilmiyor ) Kürt bakan var. Neden Kürt? Ege de Marmara da hiç insan mı yok? Niye benim büyüdüğüm yerden bakan çıkmıyor. Bizimkilerin ne eksikliği var. Abi bunlar paraları başkalarına yediriyor.” Sessizlik. “Bak şimdi söyleyeceğim sebebe: Ülkede doğu batı ayrımı mı var? Hayır, kardeşim yok öyle bir şey. Ama şimdiki adamlar sanki sorun varmış gibi bir de açılım yapıyorlar. Kardeşim ülkeyi ikiye ayırmanın ne mantığı var. Biz bu kadar sene doğuda görevimizi boşuna mı yaptık? Benim tertemiz dört dörtlük bir sürü doğulu arkadaşım var. Tamam, biz de kabul ediyoruz bu bir parti meselesi değil ama bu kadarı da olmaz ki.” Yine sessizlik.

KRİZ TEĞETMİ GEÇTİ YOKSA ORTA DİREĞİ ATOMLARINA PARÇALAYIP EN DİBE Mİ GEÇİRDİ?

suleceizler | 20 July 2010 15:55

Bu konuda çok yazı yazılmıştır eminim.Ama krizi herkes kendine göre farklılıkla yaşadı. Yani tabiri caizse her koyun kendi bacağından asıldı.Bursa ‘da yaşıyorum ve hatta doğma büyüme Bursalıyım.Ama teğet diye adlandırılan bu krizi hiç bu kadar hissetmemiştim.Bu nasıl bir teğet ki işssizlik son yılların en yüksek seviyesine geldi.Hayatımın hiç bir döneminde işsiz kalmamıştım.Çünkü tam üç mesleğe sahibim.Biri olmazsa biri mutlaka olurdu. Ama bu krizde ben iş bulamadım.Eşimde işssizdi, aynı şekilde oda iş bulamıyordu.Tabi kaldık mı ikimizde ortada.Hemde tamda kışın ortasında.Bir çok yere başvurduk.Hatta üniversite mezunu olarak bulaşıkçılığa kadar her yere.İnanmazsınız bu iş için bile 30 yaşın altında arıyorlardı.Bir kaç pazarlama firmasına girdik , fakat malesef onlarda dolandırıcı çıktı ve paramızı alamadık.Aylar geçiyor ve faturalar durmadan gelmeye devam ediyordu.Aynı zamanda kredi kartı ekstreleride çığ gibi büyümeye devam ediyordu.Delirme noktasına gelmeye başlamıştım artık.İnanılmaz çabalamamıza rağmen hiç bir şey olmuyordu.Bir şeyler alıp satmaya kalksak ,alacak paramız da yoktu.Her şeyi denedik nerdeyse zaten.İyice umutsuzluğa düşmüştüm,kendime güvenimi kaybettim ve ölüm bana yaşamaktan daha güzel gelmeye başladı.Acaba kendimi nerden atayım diye düşünmeye başlamıştım.Çaresizlik insanı neler düşünmeye zorluyor.Televizyonlarda kriz teğet geçti diyorlar inadına inadına..İntihar haberleri zirvelere tırmanmışken..O kötü günleri anımsamak bile içimi dağlıyor.

AKP mi Haklı Vatandaşmı

64egesel64 | 04 June 2009 21:42

Yeni bir tartışma süreci başladı. İsrail mayınları temizlesin mi temizlemesinmi?

Başbakan ve AKP li milletvekilleri temizlesin diyor ve ısrar ediyor. Muhalefet ise karşı çıkıyor. Bir tirlü çözülemedi problem. Acaba AKP neden bu şekilde ısrarlı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıkıpda doğru düzgün bir şey anlatmıyor millete.

Flash TV vatandaşa soruyor. İsrail mi temizlesin mehmetcikmi. Vatandaşın % 90 ı mehmetcik temizlesin toprağımız yahudilere kalmasın diyor. Başbakan hala bunları duymazdan geliyor. Muhalefet İsrail’e bu kadar taviz verilmemesi gerektiği konusunda ısrarlı. Diyor ki 2. bir ABD üssü yaratılmasın topraklarımızda. Sizce kim haklı? AKP mi yoksa muhalefet ve vatandaşmı ?

ABD yine nifak tohumlarını ekmeye devam ediyor demekki…

seçim günüm

nazokiraze | 30 March 2009 17:23

Dün hepimizin bildigi üzere yerel seçim günüydü, kiminin deyimiyle, demokrasi şöleni, kimine göre demokratik sınav falan fişman. Yani dün demokratik hakkımızı kullanarak oy kullandık, her seçimde olan stres bu seçim yine tepemizdeydi seçimlerden önce, yıllar önce eşimin dayısı eşimin haberi olmadan saadet partisine üye yaptırmış, her seçim bizim haberimiz olmadan eşimi müşahit olarak görevlendiriyorlar, eşim her seferinde kıyameti koparıyor, hep evde bir stres, ısrarla rica ettigimiz halde hep müşahit. Ya adam müsait mi değil mi? hasta mı? misafiri mi var gün öncesinden sorulmaz mı, 2004 seçimlerinde eşim hususi oy kullanmadı bu yüzden, 2007 de ise oy kullanmaya gittik eşimi zaptettiler, siz müşahitsiniz diye aynı şekilde kuzenini de, eşimi tuvalete diye kaçırdık okuldan.

Bu yıl yine aynı şey olacak diye gün öncesinden annesine sataşmaya başladı, abinin yüzünden müşahit diye beni tutarlarsa olay çıkarırım falan diye, hele ki Saadet Partisine adamın zaten tahammülü yok iyice çıldırıyor.Ama çözümü bulmuştuk, seçimin bitmesine az zaman kala gidersek müşahite falan ihtiyaç kalmayacaktı, yaşasın ne akıllı vatandaşlardık biz öyle.

Gerçekten de okula gittik ve eşime kimse ilişmedi, ama oğlanın bebek arabası kayıplara karıştı buda seçimden bize giren kazıklardan ilkiydi galiba. Kullandık oyumuzu oğlanı yaya götürdük eve, sövdük çalana kesin Chp lidir falan da demedik:) Sonra bunun seçimin ilk kazıgı olmadıgını anladık, alt komşum bebegini kucagında getirmiş bebe uyuyunca bizim okulun alt katında ki arabaya koymuş giderken de babasına haber ver demiş ama adam haber verememiş, arabamıza kavuştuk, Chp aklandı:)) dermişim.

Doğal Kazığımı Aldım!

ozanTi | 15 January 2009 09:13

Doğalgaz dediler,
Kömürden ucuz dediler,
Temiz dediler,
Dogal kazığı yedirdiler.

Doğalgaz dediler,
Çok rahat dediler,
Kova değiştirme yok dediler,
Doğal kazığı yedirdiler.

Doğalgaz dediler,
Vatandaşın hakkı dediler,
Sizin için iyi dediler,
Doğal kazığı yedirdiler.

Hepsine inandım,
Doğrudur sandım,
Süslü laflara kandım,
En sonda doğal kazığımı aldım.

Sınıf Ayrımı

Ertugrul1986 | 12 November 2008 16:02

Sınıf Ayrımı derken neyden bahsedeceğimi az çok bir kesim anlamıştır.İnsanları Din,Dil,Irk,Cinsiyet olarak sınıflandırabiliriz.Ama onları sınıflarına göre yargılayamayız.Eğer bu şekilde bir yargılama yaparsak ortaya şu an ki baş belası Terörizmiin ilk spermlerini atmış oluruz.Ülkemiz şu an öyle bir konuma geldi ki her Kürt vatandaşını ”Terörist” olarak yargılacak vatandaşlara sahip oldu.Bir insan bir konuda sizinle hemfikir ama bu düşüncesini belli etmiyorsa bu kimilerine göre tarafsız değil onu karşı taraftan yapar.İşte gerçek sınıf ayrımı burada çıkar.Peki bu,yani aslında sizin hemfikir olan kişi nasıl karşı tarafa geçer hemen bir örnekle açıklayayım.2003 Eylül ayında İstanbul Gültepe’de Stajyer olarak bir iş yerinde başlamıştım.sanırım 2004 Nisan-Mayıs-Haziran aylarından biriydi.Her zamanki gibi öğle yemeğinde diğer arkadaşlarla yemek yiyorduk.İçeri bir adam girdi hali perişan.Dilenci dedik geçtik ilk başta.Adam dilenci evet ama para dilenmiyor.Adam iş dilenmeye geldi.O an söylediği sözler herkesin kanını dondurdu ” Açım.Ama ben dilenci değilim.Ben sadece iş istiyorum.Adamın birine gittim iş istedim.Bana git sana Apo iş versin dedi.Biz hepimiz kardeş değilmiyiz.Bende bu vatanın evladıyım.Kürt’sem n olmuş ki ?Sizden para değil iş istemeye geldim’ Evet belki çoğu kişi ”Dilencinin biri sizi keklemiş ” diyebilir.Saygı duyarım.Ama önemle söylerim ki ben hangi iş yerinde çalıştıysam yolda karşıma 1000 tane dilenci çıkar.Kuruş vermem.Çünkü gözleri belli eder insanın.Bu ise gerçekten bişey istemekten utanan birisiydi.Hayatımda görmediğim bişey.İşte sevgili arkadaşlar bahsettiğim bu.Eğer biz bu insanı sınıfına göre yargılarsak.Bu kişi aç kalacak yarın bir gün bişey çalacak,birini öldürecek ya da dağa çıkacak.Bizim işimiz dağdakileri arttırmak değil azaltmak.Eğer bu şekilde bir sınıf ayrımı yaparsak ne o dağdakilerden ne de o meclisteki terörist partiden bir farkımız kalmaz.İnsanları dinine diline ırkına göre ayırmayalım.Her ne olursa olsun hepimiz insanız…Unutmayalım ki doğuda şehit verdiğimiz vatan evlatlarının çoğu Kürt….

Kimliksiz Türk

aktifparanoya | 04 November 2008 09:27

İlginçlikler, Türk kimliğinin yakasını bırakır mı bilmem. Bildiğim zordur Türk olmak, Türkiye’de yaşamak. İnanmıyor musunuz? O zaman bana kulak verin.

Bundan 7 yıl önce tüm arkadaşlarıma askerlik yoklaması gelirken bana gelmiyordu. Merak edip gittiğimde şubede kaydımın olmadığını öğrendim. Bir de o güne kadar gitmediğim için ceza tutanağı tutuşturmuşlardı elime. Yarım yamalak işlerinin faturası her zamanki gibi bana çıkmıştı. Nüfusa gidip olanları anlattığımda sicilde doğum tarihimin 1881 olduğunu öğrenmiştim. Oysaki elimdeki kimlikte doğruydu. Neyse ki uzun uğraşlarım sayesinde artık normal bir vatandaş statüsüne girmiştim ama normal bir vatandaşta değildim. Hani sülalesiyle içli dışlı olan bir Türk genci hiç değildim. Bunu yüzüme nüfus müdürlüğünde bir kez daha vurmuşlardı. Cüzdanımı kaybetmiştim ve çıkarta bileceğim tek yerdi orası. Kötü talihim tekrarlanacak mı diyordum muhtarlıktan çıkışımda. Şükürler olsun ki bazı gelişmelerde yok değildi. Artık gazeteye ilan vermek zorunda değildim. Zaten bu ilan işini de hiç anlamışta değildim. Hadi oldu ki kaybettiğim kimliği biri kullandı. Ara ki gazete kupürünü bulasın. Hadi buldunuz, Türkiye’de bu sorumluluktan yırttığınız anlamına mı geliyor? Elbette hayır. Eminim ki mahkemeler sizi yıllarca uğraştıracak, tanzim edilecek parayı söke söke alacak ve güya mahkemeyi kazanırsanızda geri verecek. Hele ki kimliğiniz bir cesedin yanında bulunursa, o zaman mamafih yandınız demektir.

Pergamon’un Laneti

Paga | 21 September 2008 11:07

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=899462&Date=20.09.2008&CategoryID=85