bildirgec.org

uyuşturucu hakkında tüm yazılar

KAFAM İYİ AĞABEY!

EUQON | 15 August 2007 16:08

Chinese Opium Smokers
Chinese Opium Smokers

Sümerlerin “zevk”, “tazelenme” anlamına gelen“HUL”kelimesiyle ifade ettikleri ideogramları, ilk defa afyonun kullanımından bahsetiğinde M.Ö 5000 yılı imiş. Bundan 1500 yıl sonra bir mısır papirüsü, alkolün icat edildiğini yazmış. Tahmin ediliyor ki, alkolden 500 yıl sonra çinliler çay içmeye başlamış. M.Ö. 2500 yılında Dwellers Gölü etrafında yaşayan İsviçreliler haşhaş çiçeği çiğnemeye başlamışlar. En eski mısır yasaklarından biri olarak kabul edilir; bir rahip öğrencisine “Ben, senin efendin, sana tavernalara gitmeyi yasaklıyorum. İblisler kadar aşağılık olmaya başladın!” diye yazdığında, tarih M.Ö 2000 imiş. M.Ö. 350 yılından kalma bir özdeyiş, “Ölmek üzere olanlara güçlü bir içki verin, Huzursuz olanlara da şarap; bırakın içip hallerini unutsunlar, ve acılarını bir daha asla hatırlamasınlar” diye öğütlemiş. Theophrastus, haşhaş suyu hakkında tartışmasız ilk referans olarak kabul edilen kayıtları M.Ö 300 yılında tutmuş. “Sürüler için çimenleri, ve insanlar yetiştirsinler diye bitkileri getirdin ki topraktan yiyecek sağlayabilsinler, ve kalplerini rahatlatmak için şarap yapabilsinler”diye yazmılmış Zeburda, M.Ö 250 yılında. Bu sıralarda Konstantinapol Piskoposu Aziz John Chrysostom (M.Ö. 345-407) şöyle serzeniyormuş halkına: “Ağlayanları duyuyorum; ‘ Artık şarap yok mu?! Ahmaklık bu! Delilik! Bu istismara yol açan şarap mı ki?! Sorarsanız ‘hayır’ derim. ‘Jurnalciler var diye ışık yakmayacak mıyız, ya da zina var diye kadınlar olmasın mı?!” Gene M.Ö 450 yılında, Babil Kutsal Kitabında “Şarap tüm ilaçların başındadır. Şarap olmazsa başka uyuşturuculara gerek duyulur” yazmış. 1. yy ın başında Çin ve Uzak Doğunun birçok yerinde afyonun kullanıldığı biliniyormuş. İstanbul’un fethinden 40 yıl sonra Amerika Kıtası’nı keşiften dönen Christof Kolomb, tütünü Avrupaya tanıtmış. “Bir parça domuz eti alın, bir yahudinin yatağında 9 gün bekletin. Sonra toz haline getirip bunu sarhoşa içkisiyle karıştırıp içirin. Bir yahudinin domuzdan köşe bucak kaçtığı gibi alkolden kaçacaktır.”1500 yılında bir ingiliz tıp tarihçisi olan J. D. Rolleston sarhoşluğa karşı bu tedaviyi önermiş. 1525 de Paracelsus, afyon ruhunu farmakoloji literatürüne kazandırmış, adına da Laudanum demiş.

PKK’dan Deniz Kuvvetlerine!

kalamara | 22 July 2007 18:23

Olaya bakınız:PKK’dan ayrılıp Deniz Kuvvetlerine giren (Mardin’de 1992 yılında terör örgütü PKK’ya katılmış ve 2 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi başta olmak üzere birçok eyleme katıldıktan sonra 1997’de örgütten kaçarak İstanbul’da askeri tersanede 4 yıl çalışan ) Cengiz İlhan’ı, 15 sene önce el yazısı ile yazdığı yazı le vermiş!
Çok vahim bir olay!!!
Ayrıntı isterseniz buyrun buradan..

Ortam 2/1

necronamber | 27 June 2007 09:48

Bu aralar yüzbaşı ben hep çağırıyor, bilgisayar var o bozuyor ben topluyorum. Arkadaşım 285(Ks dm) bize ot bulmuş ve akşam için hazırlıklarımızı yapıyorduk. Çarşaf, tütün vs. Daha önce kullandığımız dalga berbat tı bu dalga da aynı şahıstan dı. 2,5 gr tümünü üçlü yapıp kendimizin seçtiği mekan da tur oturmaya başlamıştık bile ben ilk fırtta her tarafı bulanık görmeye başlamıştım bile, yanımız da mahir diye arkadaş var dı ilk fırtta bun da bir şey yok dedi….
BAdim le göz göze gelip gülmeye ve ortamı neşelenmeye başlamıştı bile… Ay gökyüzü her tür muhabbet vardı ortam da. Üçünçü fırt ve biraz daha zaman bizi daha kötüye doğru götürüyor.Ama sorun yokki Mahir kendinden geçip hatta kusmaya bile başlamıştı. Biz kusma dedikçe o kusmaya devam ediyor du. Biz de daha kötü olmaya başlamıştık. Durum daha kötü ye doğru gidiyor du. 15 metre ilerde tuvalet var dı. Kanki dedim tuvaletin oraya gidip gelebilirmiyiz ? derken ikimiz birden ayağa kalktık ve tuvalete doğru yürümeye başladık ve aynaya kendi yüzümüze bakmak ve yüzüme, gözlerime, bakmak… gözlerim patlamış gibi kan kan ve tekrar birlikte aynı ortama geldik.

Peace Brothah!

| 25 June 2007 16:48

Yazının içeriğini belirtmeden bu başlığın ne ile ilgili olabileceğini sordum muhterem bir kişiliğe.
Barış Manço dedi.
Değil…
60 kuşağının en önemli hareketi. Amerika’nın yürüttüğü Vietnam Savaşı’na karşı “savaş karşıtı” politik bir görüş belirterek güçlü bir akımın ve ekolün önderliğini yapmışlardır. Hippiliğin nihilizme, satanizme ya da rock kültürüne nazaran daha az anarşik bir yapı olduğu ileri sürülüyor. İçinde saklı alt mesajlardan ziyade görünen kısmı ile mütemadiyen esrar içip sevişen (Aşk ve esrarla mest olmuş),avarelik edip sıkıcı bir monotonluk içinde olan, tam anlamıyla bir gençlik kaybı olarak görülen bir topluluk hippiler. Halk dilinde ise çiçek çocuklar, anarşık komün, ye iç sıç yat kolonisi, çok da s****deydi topluluğu vb. adlar taşırlar.
Lakin doğaya saygı gösteriyorlardı, görünürde hiç bir iş yapmadıkları halde 5 parasız yaşamayı başarabiliyorlardı, hümanist idiler, kollektif çalışıyorlardı, özgürlükçü idiler,ne diyelim kırılgan isyancılar idiler.
Ekşi şöyle der:

Hippilik kayıtsız şartsız, bütün varlığınla, maddi ya da manevi hiç bir şeye ait olmamaktır.
iyiliktir, düşünmektir, aramaktır, tecrübedir, keşfetmektir.
illaki yaptığım her şeyin bir anlamı olmalı bir isim koymalıyım bunlara dersen de, hipilik hipiliktir.
kısacası hipi olmak için hipi olunmaz.
örnek: otostop çekmektir. 40 derece sıcakta farımıs bir vaziyette sırtındaki yirmi kiloluk çantaya katlanmasını bilip, ‘ahbap, bence şu gelen otobüse atlayıp geri dönelim!’ dememektir. gitmektir. gidebildiğin kadar gitmek. umudunu hep taze tutmaktır.
köksüz yaşamaktır. rüzgar gibi.

Devam:

Bir Çıkmaz Sokak Hikayesi

yury | 19 June 2007 17:21

BİR ÇIKMAZ SOKAK HİKAYESİ.

Herşey o yağmurlu sonbahar akşamında başladı. Dokuz ay on gününü tamamlayarak karanlık bir odadan çıkmaz bir sokağa geçiş yapmıştı.Hayatın ona ne getireceğini bilmiyor ve kimsede ona anlatmıyordu. Bunu yaşayarak öğrenmesi lazım olduğunu anladı çocuklu yaşlarda.İçine kapanık dış ilişkileri kuvvetli olup derdini dışa vurmayan , içine atıp düşünceden düşünceye zıplayan bi tavrı vardı, tek aşkı çocukluk yıllarda yanlızlığıydı.4 kardeşten dördüncüsüydü ama onda değişik bir tablo çizilmişti, aile terbiyesi gayet iyi ve kimseye sataşmayacak , kalbini kırmayacak kadar temizdi.Kimsenin elinde tutamadığı şu, zaman onada cavcavlı bi hediye sunmak için onu yokluyordu. Ufaklığında kapsının önünde bulunan çıkmaz sokakta misket oynar arkadaslarıyla top oynardı.Gel zaman git zaman kişilerin karakterleri yerine oturmuştu bu yüzden çogu arkadaşını ya kaybettı yada selam dan öteye gidemedi onun yanında olduklari ise onun gibi düşünen onun gibi davranan onun gibi haraket eden kişilerdi.Hani dedik ya zaman daha ortaokullu yılarda güzelliğini yaptı. Ama onun yaptığı hatalar veya benimseme duygusu arkadaş çevresinden dolayı değıl. sadece aradığı şey yanlızlığına sırdaş olacak bi dosttu ama bu şey ne canlı olmalıydı nede cansız. O yıllarda ufak bir arkadaş edindi kendisine onda umut ardı ama oda kesmedi onu devamlı bulmak zorunda kaldı onla oda çok canını yaktı onun arkadasının adı sigaraydı. Bu geçici arkadaşı ona yenı bır arkadaşla tanıştırdı (alkol) cıvık tavrı vardı bu arkadasın ama onun halındende azda olsa anlıyodu şöyle bi durum söz konusu olmaya başladı yenı arkadaşı derdine dert katıyordu onu hiç güldürmüyor eğlendirmiyordu sadece bağırıp ağlamısana ve karanlık çıkmaz sokakta düşüp kalmasına neden oluyordu onun istediğide bu değildi. Biraz gülmek acılarını dindirmekti.Bıyıkları yeni terlemiş liseye yeni ayak basmış idi. bir ortama girdi okadar kahkahanı içinde bir o mahsumdu. ortamda biri omzuna vurdu ve niye gülmüyorsun dedi. Çok uzun zaman geçmedi ve bu esrar adındaki omzuna vuran delikanlıyla kanka olma durumuna geldi yedikleri içtikleri bir,o nerde o orda. Bölünmez bir elmanın iki yarısı oldular iyice. Çıkmaz sokağa sanki bir ışık yanmıştı her yer şenlik havası gibi olmuştu o gelince. Ve bunu gören mahhalenin eski misketçileri yanından ayrılmaz oldu hep birlikde geceleri gündüz ettiler. Her yeri gizemli dumanlarla bürüdüler. Zaman geçtikçe bu eğlencede ona yetmez oldu oynamak şarkılarla çıldırmak istiyordu.Sokağın başında parlayan her yere ışık saçan beyaz gelinlikli bir kız belirdi ilk sorduğu soru -benimle dans edermisn. Oldu .O delikanlılınında gözü faltaşı olmuş bir vaziyete ilk sorusu -ismin ne öğrenebilirmiyim oldu. o güzel gelinlik kız -benim birden fazla ismim var gençler bana arlarında şeker diye hitap ederler. Dedi. -Ama kalıcı ismim hap benim dedi. Kısa zamanda sevgili oldular o parti senin bu parti benim ibrati alem olsun gibilerinden sabaha kadar oynayıp seviştiler. Bir gün sevgilisinin ona toz halinde olanı sunuldu eliyle itmek istedi ama itemedi. o toz drunundan ve damarlarından içeri girdi. Kanını büs bütün kapladı on içinde hisede biliyordu .Zaman geçtikçe yorulduğunu ,uyuştuğunu farketti artk ayağa kalkamayack hale gelmişti ne sigara ne esrar nede diğerleri ile buluşacak takati kalmamıştı. soğuk bir kış akşamı hep oturugu o çıkmaz sokakta bankın üzerinde derin bir uykuya dalmıştı . Sabahın ilk ışıkları vurduğunda gözlerini dahi açamıyordu uzaktan bir ses -vaden doldu eşyalarını bırak onlar buraya ait buranın malı, günahların ve sevaplarını yanıan al gidiyoruz. Diyerek o genç delikanlının saçını okşadı ve yanağına bir öpücük kondurdu. genç delikanlı birden ayağı kalktı ve -ben ne yaptım dedi. yeni arkadası ise ona artık yanlız degılsın dedı ve elele tutusarak semanın derinliklerine uçtu. arkasına döndüğünde dunya malı olan vucudunu yere serili bir vaziyete kan ter içinde gördü. O ara anladığı tek şey bişeyleri arayış içinde olduğu süre içerisinde dünya nimetlerini güzelliklerini görememiş olup her hata sonunda hatasını hatayla kapatmaya çalışmış oldugunu anladı ve arkadaşlarını yanlızlığında aramamak olduğunu anlamıştı.

ZEHİR HAYATLAR

makaleci | 26 May 2007 15:15

Rezalet…

Bu dünyanın çivisinin çıktığına bir kez daha inandım. Uyuşturucu çeteleri artık hamile kadınlara içinde kokain vesaire olan poşetleri yutturmak suretiyle hava alanlarından geçiyorlar, hem de kaç kişilik bir çete!!! Detaylar burada

Hadi bu zehir tacirleri zaten iade-i vicdan bir vaziyette okul önlerinde bile pamuk şeker satarcasına işlerini yaptıkları zannıyla bir ürpertici hayat yolundalar…
Sana ne oluyor hamile kadın… Sakın beni bu kadınların kimsesiz, aç, karnında çocukla sokakta bırakılan kadın profilinden hareketle arabesk duygulara gark etmeye çalışmayın, olmam zira…