bildirgec.org

uygarlık hakkında tüm yazılar

Eser Bir Medeniyet Rüzgarı

devrialem47 | 01 December 2010 09:30

Gecesi gerdanlık
Gündüzü seyranlık
Havası ılık ılık
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden

Doğan güneşiyle
Tarihiyle,mekanıyla
İnsanlarıyla,havasıyla
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden

Her zerresinde uygarlık
geçmişinde vardır bolluk
Burda bir başkadır varlık
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden

Kürdü,Türkü,Arabı,süryanisi
Bir arada barındırır gönülleri
Kardeşlik hamuruyla yoğrulmuş mayası
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden

ANADOLU

reddear | 17 November 2009 18:31

ANADOLU

Dünya’da öyle bir sınırlar çizin ve öyle bir mekân oluşturun ki,

Onun üzerinde aşağıdaki unsurlar oluşsun:

Onlarca masal oluşsun…
Onlarca söylence olsun
Onlarca öykü/hikâye olsun…

Yüzlerce yemek çeşidi…
Onlarca tatlı…
Ve onlarca çeşitli lezzet olsun…

Onlarca folklorik öğe…
Onlarca halk oyunu olsun

Onlarca uygarlık…
Onlarca uygarlığın yaptığı tarihi eser bulunsun…

Tarihinde felsefecisi olsun, matematikçisi olsun…
Şairi olsun…
Mizah olsun…

DOYA DOYA YAŞAMAK

teacher07 | 20 October 2009 10:44

Birileri diyor ki:
“Türkiye’de Müslümanlığımı doya doya yaşayamıyorum.” Zaten en özgür sensin, yaşa be kardeş…
Soran olmaz mı? Dur bakalım, doya doya yaşamak ne demek? Miyonların doya doya yaşamak istediği şey farklıdır. Obur doya doya yemek, kimi doya doya macera yaşamak, kimi güç, kimi para, kimi sex, kimi din, kimi de doya doya bilgi ister. Bu kadar farklı yaşamları doya doya yaşayanların ülkesine demokrasi dense gerektir.

Londra’da Pakistanlı Müslümanlığı, eşcinsel eşcinseliğini, solcu solculuğunu yaşıyor. Fransa’da Budist Budist’liğini, Yahudi Yahudi’liğini, Ateist Ateistliğini doya doya yaşayabiliyor. Örnek çoğaltılabilir. Bunlar demokrat toplumlardır. Türkiye’de bunları kim doya doya yaşayabiliyor? Aslında doya doya yaşamak konusunda Bazı toplumsal kısıtlamalar vardır. Zenginler doya doya , fakirler doymaya doymaya yaşamaktalar. Bizde “demokrasi” dediğinde mangalda kül bırakmayan doya doyacılar, doyamayanların haklarını doya doya engelliyorlar.

ÇAĞDAŞLIK

teacher07 | 04 May 2009 11:11

Bir devletin, toplumun olmazsa olmaz ölçütü çağdaş olmaktır. Çağdaş olmayan toplumlar, sömürülmeye ve çağa ayak uyduran egemen güçlere köle olmaktan kurtulamaz. Bilimde, sanatta, sanayide, sporda, eşitlik ve özgürlükte vb. dünya ortamlarında boy göstermek, bu ortamlara ayak uydurmaktır çağdaşlık. Dogmatik düşüncelerle hareket eden toplum, çağı yaşayamaz, egemenlerin ayakları altında ezilmeye mahkumdur.

Osmanlı devletinin gerileyip yıkılma nedenlerinden en önemlisi, çağa ayak uydurmada gösterdiği duyarsızlık, hatta reddetmesidir. Toplumu çağdaş yaşama götürecek adımları atamamış, cılız reform hareketleriyle yetinmiştir. Saltanatın, halkın yaşamında çağdaşlık seviyesine gelmesi işine gelmemiştir. İstenen ümmet ve tebaa toplumudur çünkü…

Apocalypto (2006)

AtaKorkut | 10 March 2009 17:54

Mel Gibson’ın Maya Uygarlığında geçen filmi, köylerinde ne olacağından habersiz bir grup mutlu insanın yaşamları üzerine görüntülerle başlıyor. İlk 25 dakikasını tebessümle izlediğimiz film, köyü avcı bir grubun basması ve herşeyi alttüst etmesiyle heyecanlı bir hal alıyor.
Filmimizin esas oğlanı Jaguar Paw hamile karısını ve oğlunu iple bir kuyuya sarkıtarak hayatta kalmalarını sağlamış ve karısına geri döneceği konusunda söz vermiştir. Ancak Jaguar Paw avcılara esir olmaktan kurtulamamıştır. Avcılar Jaguar Paw ile bir grup kadın ve erkeği Maya Uygarlığının başkentine getirir. Kadınları köle olarak satarlar. Erkekler ise kurak geçen yıllar nedeniyle tanrıya kurban edilmek üzere törene getirilir.
Esirler tek tek kurban edilirken sıra kahramanımıza gelir ancak tam o sırada güneş tutulması olur. Bu tutulma tanrıdan bir işaret olarak görülür. Jaguar Paw ve diğer esirlerin hayatı kurtulur bi bakıma. Ancak avcıların insafına terk edilen esirler hayatta kalmak için bir engeli daha aşmak zorundadır. Bir nevi arena oyununa katılan kahramanlarımızdan Paw, avcıların şefinin oğlunu öldürerek kaçmayı başarır. Bu olay filmin sonuna kadar sürecek bir kovalamacanında başlangıcı olur. Paw şimdi hem kendi hayatı hem de bir kuyuya bırakıp geri dönme konusunda söz verdiği hamile karısı ve çocuğu için koşmak zorundadır.

Kurban töreninden bir sahne
Kurban töreninden bir sahne

Kurban töreni ve arena oyunundaki can alıcı sahneleriyle dikkat çekmekle birlikte tamamen maya dilinde çekilmiş gerçekçi bir dönem filmi.

NÜ, HEYKEL VE REKLAMLARDA KADIN

teacher07 | 09 May 2008 16:43

Genel anlamda sanatta çıplak insan figürünün kullanıldığı ürünler için bir tanımlımdır “Nü”. Çıplak sözcüğünün insanı tanımlamasına rağmen, çıplak kadın figürleri için kullanılagelmektedir. Çıplak, birçok uygarlıkta, dinsel törenlerde, büyü şölenlerinde önemli koşul sayılmıştır. Bereket simgesi olarak kullanılmıştır. Arkoik dönemde ölüm simgesi, Ortaçağda saflık ve temizliğin simgesi, Rönesans’ta insan ve doğa ilişkisinin simgesi sayıldı. 19. Yy.da Goya’nın metresi ve Maneti’n Sokak kadınını betimlemesiyle idealleşme eğilimi sona ermiştir. Daha sonraki yıllarda duygusallık ön plana çıkmıştır. Çıplaklığın gerçekçi kimliğe dönüşmesi Courbet, Degas, Renoir’in tablolarıyla oluşmuştur. Son yüzyılda çıplak tarih boyunca üstlendiği simgesel tanımlamalardan kurtulmuş görünmüştür. Türkiye’de çıplak, gerek minyatür geleneği içinde, gerekse resimde batılılaşma süreci içinde ele alınmıştır. Canlı modellerden çıplak çalışan; 1914 kuşağı ressamlarımızdan Ruhi Erel, İbrahim Çallı, Namık İsmail gösterilir. Bu dönemdeki duygusal yaklaşım, daha sonra Kübist ve soyut eğilime dönüşmüştür.

90 saniyede 5000 yıl

MerakliKedi | 16 October 2006 11:53

Hatırlar mısınız neler okuduk tarih derslerinde? Hangi uygarlıkları okuduğumuzu, hangisinden bugüne neler taşıdığımızı hatırlayan var mı? Amacım eğitim sistemini tartışmak değil. Tam da o günkü eksikliklerimizi kapatacak bugüne ait birşey bulmuşken, tartışma başlatacak değilim.
Ama aşağıdaki siteye girmenizi şiddetle tavsiye ederim. Zira, o günlerdeki çocuk kafamızla pek de birleştiremediğimiz uygarlkları, tarihleri ve coğrafyayı bizim için birleştirivermişler. Üstelik de 90 saniyeye 500 yılı sığdırarak. Bu arada tabii ki esas gözden kaçmaması gereken konu da bugünlerde bize ait olan toprakların ne kadar farklı uygarlıkları barındırmış olduğu. Bugün sahip olduğumuz her türlü kültürel birikimin nasıl geliştiği konusunu bir daha değerlendirmek ve topraklarımızın tarihini Osmanlı’dan başlatmaktan vazgeçmek lazım.

90 saniyede 5000 yıl

MerakliKedi | 11 October 2006 09:53

90 saniye içinde 5000 yıllık tarihi harita üzerinde görmek bir çok güncel ve tarihi konuları anlamaya faydalı oluyor. http://www.mapsofwar.com/ind/imperial-history.html adresine girdiğinizde göreceksiniz ki Ortadoğu Milattan önce 3000 yılından bugüne değin çok büyük uygarlıkların beşiği olmuş. Ve bize milli tarih derslerinde öğretildiği gibi bu tarihin ve coğrafyanın en önemli kısmını da Osmanlı ve Türkler kapsamıyor.

Persler, Makedonya, Yunanlılar çok uzun dönemlerde çok geniş bir alanda hüküm sürmüşler. Böylesi bir coğrafyanın göbeğinde yer alan Anadolu toprakları ise her seferinde tüm imparatorlukların hedefi haline gelmiş. Basit bir fiziksel ağırlık merkezi mantığı oturtunca Anadolu’nun bu coğrafyanın ortasında yeraldığı çok net görülüyor. Ve belki de yıllarca papağan gibi bize ezberletilen “Türkiye’nin jeopolitik önemi” de böyle birşey işte….