bildirgec.org

toprak hakkında tüm yazılar

ÖLÜYORUZ FARKINDA MISINIZ?

guddicini | 31 August 2007 19:52

Her gün yeni bir orman yangını- bugün yine 50 hektarlık bir orman yangını haberi var,sularımız tükeniyor,evimizdeki musluklardan sadece tısssssss sesi geliyor ,topraklarımız kurudu,sondaj yapılarak 100-150 metreden çıkarılan sular bile azaldı,ondan derinde su mu var,kaya mı bilemiyoruz.Bu da susuzluktan çatlayan verimli topraklarda yetişmesi beklenen sebzelerin veriminin düşmesini veya daha olgunlaşamadan kurumasını sağlıyor. Sular tükendikçe,suyla hayat bulan yaşam ortaklarımız da yavaş yavaş yok oluyor,onlar yok oldukça da bizler yavaş yavaş ölüyoruz işte,kaçınılmaz olan bu.Çiftçilik yaparak geçinen aileler,ekonomik sıkıntılardan dolayı yeni arayışlar içinde fidancılık yapıyor,çiçek üretiyor,hayvancılık yapıyor büyük sıkıntılarla.Kuruyan toprak,nasırlı ellerinde darmadağın olurken,güneşten daha çok yakıyor içini çiftçinin.Çocuklarına kalıp toprağını işlemesini öneremiyor dertli anne,gelecek göremediği için.Küçük Menderes havzası,ülkemizin en verimli ovalarından bir tanesi ama, yavaş yavaş kuruyor,yavaş yavaş ölüyor,kimse önlem almıyor.Bağrına bıçak gibi saplanan su tesisleri ovanın suyunu çekiyor,ağaçlar kuruyor,kimse buna çözüm üretmiyor.Sağlıkta da vardır bu,önemli olan hasta olmadan önce önlem almaktır,son aşamaya gelmeden çözüm bulmaktır.Yavaş yavaş ölüyoruz.Farkında mısınız?

TÜRKLÜĞÜN ÖLÇÜSÜ!

| 18 July 2007 17:24

Hiç düşündünüz mü,ne kadar Türküz?Örfümüzü,ırkımızı,dilimizi,dinimizi,toprağımızı,bayrağımızı,anlı şanlı geçmişimizi ne kadar biliyoruz?Ne kadar farkındayız,bir an bile durup düşünmeden basıp geçtiğimiz toprakları,akan bedelleri,altında yatanları…Dünün yarınlarına olan şeref ve vicdan borçlarını,tüm kutsal değerleriyle birlikte bugünlere bırakanları falanca bayram gününde bilmem kaç defa hatırlamak değil,akıldan çıkarmamaktır,Türk’ü Türk yapan.Yarınların emanetini taşıyan sizler!Yarınların ataları olarak anılacaksınız…Bu borcu ne kadar farkındasınız?Hani bir söz vardır,bilir misiniz?”Batan gemiyi terkeden fareler,geminin batmamasını hazmedemezlermiş.”Geçmişten bugüne gelen siyaset anlayışıyla tamamen özdeşleşen bir cümle kanımca.Koltuğu değil,Türkü başının üzerinde taşıyabilmektir,bu tacı değerlerimizle süsleyebilmektir Türk olmak…Bu yüzden bir dakikanızı lutfedip de düşünün ne kadar Türk olabildiğimizi…

Hadi Biz Irkçı Manyaklarız Ya Dünya da Olanlar

sbaskentli | 01 June 2007 17:40

Uzun zamandır yazmadığım pilli ailesine böyle bir yazı ile dönmek istemezdim. Ama siteyi açar açmaz bu konuda yazan arkadaşlarımıza yapılan yarı bilinçli, yarı bilinçsiz ve hatta kimi zaman at gözlüğü takmış edası ile yapılan sataşmaları okuyunca yazmadan duramadım.

Siyonist Yahudilerin ülkemiz insanı ve toprakları üzerinde oynadığı oyunlara linkleri de vererek çok güzel değinmiş vaadedilmis-topraklar-bizden-gap-in-1 başlıklı yazısında @xerre arkadaşımız.

Atatürk’üm hediyeni çalıyorlar! yetiş en büyük Türk’üm!!!!!

aywka | 13 May 2007 21:51

Son zamanlarda gündemde olan bir çok olay bir yana şimdi anlatacağım anı yaşadıktan sonra karar verdim ki Atatürk’ümün bize armağan ettiği bu güzeş vatan, bu güzel cumhuriyetimiz, bu güzel, bu görkemli, bu şerefli düzenimiz, bu en güzel, en kalıcı olması gereken, en değerli hediyemiz elimizden alınmaya çalışılıyor. Son zamanlarda olan olaylardan kastım şu idi: Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığının kabul edilmesi, sonra yasanın iptal edilmesi, erken seçime gidilmesi, mecliste yaşanan kaotik durumlar vs. Bu olaylar olagelirken ve ben olaylar hakkında yazılan haberleri, yapılan yorumları okudukça hiç dünkü kadar etkilenmemiştim. Hemen olaya girmek istiyorum: Cihangir’de tiyatro kursu çıkışında tiyatrodan arkadaşlarımla bir kuruyemişçiye girdik birşeyler almak için. Telefonum çaldı ve dışarı çıkı arkadaşlarımı kapının önünde beklemeye başladım. Telefonla konuşurken gözüm kapıdaki bir ilana ilişti ve donakaldım. Ayıldığımda arkadaşlarım ismimi sayıklıyorlardı uzaktan. Dalmışım duvardaki ilana ve bana bağıran onca insanın farkına bile varmamışım. Çünkü o sırada içimdeki daha gür ve delirmiş olan bir ses “oha” diye haykırmaktaydı. İlan bir bahar kermesinin ilanı. Şu kadarını hatırlıyorum: “Kermesimize herkes davetlidir. Girişler ücretsizdir. Giriş saatleri: Kadınlar için:12:00, erkekler için 15:00; çıkış saatleri kadınlar için:14:30 erkekler için: 17:30 “

Toprak karşılığı barış önerisi yinelenecek

esoes | 06 March 2007 15:55

Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Suudi Arabistan’da yapılacak zirvede, toprak karşılığı barış önerisinin herhangi bir değişiklik yapılmaksızın yeniden sunulacağını açıkladı.

Haberi burdan aldım bilgimiz olsun dedim

Musa, Arap Birliği Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndaki konuşmasında, Arapların bu barış girişiminin uzlaşmaya dayandığını ve bazı yabancı güçler istedi diye değiştirilemeyeceğini söyledi.

DELİ MİYİM DE GÜLÜMSÜYORUM?

Lacrimosa | 31 October 2006 22:48

ışık
ışık

Sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım zaman; beni deli zannetseler de zannetmeseler de gülümsüyorum. Delilik dediğin nedir ki? Hepimiz az buçuk deli değil miyiz zaten? Her birimiz kendi tımarhanesinde gönüllü hapis. Düşünüyorum, her zamanki gibi. Hem de suç olduğunu bile bile… Yük katarları geçiyor zihnimin uçsuz bucaksız raylarından. Kendi kendime gülümsemeye devam ederek ilerliyorum. İnsanlar çıkıyor karşıma sağcı, solcu, ortacı, ilerici, gerici… Her yer insan kaynıyor, kalabalık sel olmuş akıyor sokaklardan caddelere. Necati Cumalı’nın şiirini hatırlıyorum: “şu kalabalıkta gördüğün herkesin bir kalbi var senin gibi…”

Tanıdık bir rüzgar esiyor. Doğduğum vatan toprağının kokusu sızlatıyor burnumun direğini giderek bize ait olmaktan uzaklaşırken. Öldüğümde vatanımın bana ait olmaması ihtimali de aynı anda yokluyor zihnimin duvarlarını. Nazım’ı görüyorum o vagonlardan birinde. Vakur bir ağaç gibi; başı yukarıda, çenesi bulutlarda. Deniz mavisi gözlerinde memleket hasreti doruklarda…
Her şeye rağmen gülümsüyorum.