bildirgec.org

the doors hakkında tüm yazılar

WHEN YOU’RE STRANGE

AsetilCoa | 28 May 2010 09:50

A Film About THE DOORS

Tom DiCillo hayran olduğu ünlü Amerikalı özgün rock grubu The Doors’u anlatan belgesel tadında bir film yapmış. Sundance, Berlin, Deauville ve San Sebastian gibi birçok film festivalinde oldukça ilgi gören film The Doors hakkında ilk uzun metraj belgesel. 9 Nisan’da vizyona giren filmin dvd’si 29 Haziran’da çıkacak. Grubun yaşayan elemanlarından Ray Manzarek fim için “olayların gerçek yüzünü yansıtan, gerçekleri çarptırmayan bir belgesel” demiştir…Belgesel grubun rock müziğe yaptığı katkılar, unutulmaz şarkıların ortaya çıkışı, grubun 6 yıllık kısa ve efsanevi hayatına ışık tutuyor. Böyle bir grubun belgeselinin en önemli yanıda tabiki soundtrack. Filmin, içinde klasikleşmiş The Doors şarkılarınında bulunduğu 32 şarkılık bir soundtrack albümü var. Filmin hikaye anlatıcısı Johnny Depp bu soundtrack albümünde de bir çok Jim Morrison şiirini seslendirmiş.Ayrıca belgeselde de bulunan bazı kayıtlar ve Jim Morrison röportajlarıda bu albümde bulunuyor. Kesinlikle kaçırılmayacak, bir film,bir belgesel. Özelliklede The Doors hayranıysanız mutlaka izlemelisiniz…

Filmin websitesine ve fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.

Müzikal Filmler

cansualtas | 01 February 2010 12:03

Sinema ve müzik sanatının harmanlanmasıyla sunulan müzikal filmler, bazen öykünün şarkılarla bütünleştirilmesiyle bazen de sanatçının biyografik yaşamını konu almasıyla karşımıza çıkıyor.
’90’lı yıllar müzik/ müzikal filmlerin kilit noktasıydı.

’90 öncesinde çekilen filmler özgüven, aşk, sevgi, cesaret, sadakat, masumiyet, gurur temalarını yoğun şekilde işlerken, ’90’ sonrasındaki yapımlar daha modern bir çizgide ilerliyor. Gerek çekim teknikleri gerekse karakterlerin iç dünyaları, içinde bulunduğumuz teknoloji çağının birer kopyası olarak her yıl beyazperdedeki yerini alıyor.

The Phantom Of The Opera: İlk sahneye koyuluşundan yıllar sonra tekrar beyazperdeye uyarlanan film Andrew Lloyd Webber’in en ünlü müzikal eserlerinden birisi.

Amadeus: Wolfgang Amadeus Mozart’ın yaşamını anlatan biyografik film 8 dalda Oscar Ödülü kazanan iddialı yapımlardan birisi.

Wizard Of Oz: En iyi aile filmi olarak seçilen yapım, bizleri büyülü bir dünyaya götürürken masalımsı bir şekilde hayatın güzelliklerini sıralıyor.

Rumba: Aşkın en saf halini anlatan yapım aynı zamanda rumba dansını ekrana taşıyor.

Copying Beethoven: Beethoven’ı ve 9. senfoni dönemini anlatan film müziğin aşkını iliklerimize kadar hissettiriyor.

The Wall: Pink Floyd’un müziklerinin eksik olmadığı film Pink karakterinin yargılama, hesaplaşma ve tükenişe doğru giden hayatını konu ediyor.

Cabaret: Dramatik müzikal tadındaki film hala tiyatroyla ve oyunlarla tekrarlanan yapımlardan birisi.

Flashdance: Genç bir kadının dansa olan tutkusunu konu alan yapım aynı zamanda feragat, imkansızlık, kendine güven öğelerini işliyor.

Singin’in The Rain: Sessiz sinemadan sesli sinemaya geçişi anlatan romantik film klasikler arasında yer almaktadır.

Dirty Dancing: Dans ve müzik ağırlıklı film, toplumsal sınıf ayrılılıkları ve ilk aşk üzerine dikkat çekiyor.

Evita: Arjantin’in First Lady’si Eva Peron’un yaşamını anlatan filmde Madonna başrol oynuyor.

DreamGirls: Hırslı bir menajeri ve üç kadından oluşan müzik grubunu konu ediniyor.

The Doors (1991)

queennothing | 08 October 2009 16:07

Natural Born Killers“, “W.“, “Nixon“, “Alexander“, “U Turn“, “Salvador” gibi başarılı yapımların yönetmenliğini yapan 3 Oscarlı, New York doğumlu sinemacı Oliver Stone‘nin yönetmenliğini üstlendiği 1991 yapımı sinema filmi “The Doors“, 1965 yılında Los Angeles’da kurulan ve müzik tarihinin kilometre taşlarından biri olan The Doors müzik grubunu ve grubun olaylı ismi Jim Morrison‘u anlatıyor.
Los Angeleslı aktör Val Kilmer‘in başrolde yer aldığı filmde Meg Ryan, Kyle MacLachan, Kevin Dillon, Michael Madsen, Frank Whaley, Michael Wincott, Sean Stone ve Kathleen Quinlan gibi isimler rol alıyor.

Sinemaya yeteneği olmadığını anlayan Jim, başınabuyruk bir gençtir. Zamanla, yazdığı amatör şarkısözleri ve gitarıyla çıkardığı melodiler sayesinde keşfedilip, arkadaşlarıyla kurduğu; ‘The Doors’ adını verdiği grubuyla barlarda konser vermeye başlayan Jim, istediği şeyin müzik olduğunu da anlamıştır. Kendi şarkılarını çalan grup, yapımcılar tarafından da ilgi görür ve çok geçmeden grup kendini stüdyoda, albüm kaydını tamamlarken bulur.

Dersimiz Rock Tarihi : ”The School of Rock (Hababam Rock)”

gorcun | 21 April 2009 11:07

The School of Rock
The School of Rock

School of Rock türkçe çeviri harikasıyla (!) Hababam Rock, 2003 yılında Richard Linklater tarafından çekilmiş bir filmdir. Film kahramanı Dewey Finn (Jack Black) rock müziğe hayatını adamış ve içindeki bu coşkuyu müziğe yansıtarak göstermek isteyen biridir. İçinde olduğu müzik grubundaki anlaşmazlıklardan dolayı gruptan dışlanınca tek başına kalır.

The School of Rock
The School of Rock

Ama yine de içindeki ateş onu bir şeyler yapmaktan alıkoyamaz. Bu arada ev arkadaşı olan Ned’in (Mike White) kız arkadaşının (ünlü Amerikalı komedyen Sarah Silverman) onu istememesinden dolayı evle ilgilide sorunları vardır. Böyle bir zamanda ev arkadaşına gelen bir öğretmenlik teklifini fırsat olarak görüp küçük yaşta çocukların okuduğu bir okula müzik öğretmeni olarak girer. Tabii ki Ned’in öğretmenliği müfredat dışı, çok farklı, çok eğlenceli ve bir o kadar da rock müzik dolu bir öğretmenlik olacaktır.

hackerların yeni gözdesi ! :( XSS !;:(

taninmayan-68170 | 07 November 2007 14:51

konu veri güvenliği olunca elbetteki önemli bir konu !
konu hakkında en ayrıntılı korunma rehper kılavuzu
http://en.wikipedia.org/wiki/Cross-site_scripting

bizimkiler de konuyu kısaca tr çevirmişler
http://tr.wikipedia.org/wiki/Cross_site_scripting
ama çeviri kısaca söyle olmuş
” scriptlerdeki açıklar sayesinde hikırlar sizi haklarlar,
dergibi kısa ve öz bir açıklama olmuş

iyide kardeşim
bana bildimediğim bir şey söyleki
bu gibi olası saldırılardan kendimi nasıl koruyayım desemde
bu konuda 1 satır bile bir açıklama malesef yok

Kolpa roman

| 29 August 2007 12:07

Cinori valisi, Ali ket 1998 yılında yazmış olduğu “Akis kem” yazısıyla Aylati bölgesinde büyük bir sevinçle karşılandı. Yazı tamamen lokal kısımlara alkol konjuksiyonunun başa açabileceği dertlerden bahsetsede, tersten okunduğunda hayatın anlamı üzerine bilgiler vermekteydi. Aylati valisi bunun üzerine 1.000.000 dolarlık tay’ına atladığı gibi Ali Ket’i ziyarete gitti. Ve aralarında şu konuşma geçti.
“Is there anybody in?”
(3 tekrar)
“The ceremony is about the begin”
“Wake up”
Sözlerini sarf ettikten sonra “ben kertenkele kralım” diye bağırdı. Bunun üzerine Ali ket, “Alın bu adamı ve romain gary’nin yanına kolpa roman yazmak üzere yollayın” dedi.

Dünyanın tek tam bağımsız canlıları; Kertenkeleler

neandertal | 11 April 2007 17:33

Suda yürüyen kertenkele
Suda yürüyen kertenkele

K dergi’de okuduğum Kuyruklu Yıldızdan Düşen Kertenkele isimli yazı (Yalın İnce’nin 6 nisan 07 tarihli Ahmet Hamdi Tanpınar kapaklı sayısında yazdığı yazı) bu hafif yazının çıkış noktası, ilham kaynağıdır. Yazı aslında kertenkeleler hakkında değil, Jim Morrison (1943-1971) hakkındadır, fakat Jim Morrison deyip de kertenkelelerden bahsetmemek yersiz olur herhalde çünkü bizzat kendisi “Ben kertenkeleler kralıyım” diyerek yaşamını sürdürmüş bir efsane sanatçıdır.