bildirgec.org

terapi hakkında tüm yazılar

Fobiler

yno | 20 July 2012 15:56

Fobi: Fobi, bir nesneye ya da duruma karşı duyulan ve kendini aşırı kaygıyla belli eden mantık dışı korkudur ve bazen panik atağına dönüşerek doruğa ulaşır.Fobi çoğunlukla insanı inanılmaz derecede güçsüz düşürür, gündelik işleriyapmayı olanaksız kılar.Fobiler genellikle bilişsel davranışçı terapiyle tedavi edilir. Bazen de antidepresan,antianksiyete ve beta bloker ilaçlar denenebilir.
Aşağıdaki liste fobilerin ufak kısmına örnektir:

Ablutofobi: Yıkanma korkusu
Ambulofobo:Yürüme korkusu
Anablefobi:Yukarı bakma korkusu
Antrofobi:Çiçek korkusu
Asimetrifobi:Asimetri korkusu
Atomosofobi:Atomik patlama korkusu
Aulofobi:Flüt korkusu
Barofobi:Yer cekimi korkusu
Bibliyofobi:Kitap korkusu
Bolşefobi:Bolşevik korkusu
Defekaloesiofobi:Kabızlık korkusu
Domatofobi:Ev korkusu
Efebifobi:Ergen korkusu
Eleuterofobi:Özgürlük korkusu
Eufobi:İyi haber alma korkusu
Fobofobi:Fobi korkusu
Fronemefobi:Düşünme korkusu
Geliofobi:Kahkaha korkusu
Gymnofobi:Çıplaklık korkusu
Hagiofobi:Kutsal mekan korkusu
Heliofobi:Güneş korkusu
Hippopotomonstrosesquipedaliofobi:Uzun sözcük korkusu
Hobofobi:Dilenci korkusu
İktofobi:Balık korkusu
Kaetofobi:Saç korkusu
Karnofobi:Et korkusu
Katisofobi:Oturma korkusu
Katoptrofobi:Ayna korkusu
Kirofobi:El korkusu
Kleptofobi:Çalma korkusu
Koulrofobi:Palyaço korkusu
Kronomentrofobi:Saat korkusu
Lakanofobi:Sebze korkusu
Leukofobi:Beyaz renk korkusu
Levofobi:Bedenin sol tarafında bulunan şey korkusu.
Litikafobi:Duruşma korkusu
Lutrafobi:Su samuru korkusu
Makrofobi:Uzun bekleyiş korkusu
Medortofobi:Sertleşmiş penis korkusu
Metrofobi:Şiir korkusu
Mikrobiyofobi:Mikrop korkusu
Noverkafobi:Üvey anne korkusu
Oenofobi:Şarap korkusu
Oktofobi:8 şekline duyulan korku
Ommatofobi:Göz korkusu
Oneirogmofobi:Hamamcı olma korkusu
Otrofobi:Bina korkusu
Panofobi:Her şeyden korkmak
Papirofobi:Kağıt korkusu
Partenofobi:Bakire korkusu
Pediofobi:Oyuncak bebek korkusu
Podofobi:Ayak korkusu
Proktofobi:Makat korkusu
Pteronofobi:Tüyle gıdıklanma korkusu
Pupafobi:Kukla korkusu
Siklofobi:Bisiklet korkusu
Signenesofobi:Akraba korkusu
Skopofobi:Bayılma korkusu
Somnifobi:Uyku korkusu
Spacefobi:Uzay korkusu
Teartofobi:Tiyatro korkusu
Tiranofobi:Tiran korkusu
Tremefobi:Titreme korkusu
Uranofobi:Cennet korkusu
Venustrafobi:Güzel kadın korkusu
Verbofobi:Sözcük korkusu
Xenoglossofobi:Yabancı dil korkusu
Xylofobi:Tahta nesneler korkusu
Zemmifobi:Köstebek korkusu

Patlat Küfrü İçinde Kalmasın!

atalay ahmet | 29 July 2011 23:45

S2yim.com
S2yim.com

s2yim.com | alternatif rahatlama mecrası

Herkes günlük hayatta bir çok şeye sinirlenir ve bunu bazen saygıdan bazen öyle olması gerektiğinden yani bir sebepten ötürü içinde saklı tutar ve bu sinir daha sonra daha acı bir şekilde çıkar.

Bu site hiç bir şeyi içine atmak zorunda olmadığın, sinir olduğun herşeye rahatça sövebildiğin ve esprili gözüken bir rahatlama mecrası.

Sen sinir olduğun şeyi yaz onlar s2yim damgasını yapıştırsın.

Arkadaşlarınıza hediye edebileceğiniz en değerli şey nedir? Uykuları olabilir mi?

kagit kalem silgi | 18 October 2010 17:20

Yeni bir teknoloji harikası daha = ) Ukuya dalmakta zorlanıyor, stresli, gergin yatağa giriyorsanız, bu sistem tam da sizin için icad edilmiş demektir.

23 yıllık bilimsel bir araştırmanın ürünü olan bu sistem ile, daha rahat, stressiz ve doğal bir uyku hedef alınmış..

Neuroacoustic Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen bu cihazın bilimsel oluşu, sağlıklı bir uykuyu size garantiliyor.. Yapmanız gereken, 30-60 ya da 90 dakikalık otomatik kapanma seçeneklerinden birisini seçmek ve harika bir uykunun kollarına kendinizi bırakmak.. Hepsi bu!

Yazının devamında, ilgili siteyi ve ayrıntılı açıklamaları bulabilirsiniz..

oyun terapisinde theraplay farkı

doerlion | 14 December 2009 10:08

theraplay çocuk, ergen ve ailerle kullanılan hatta aileler yoluyla yetişkinlerin de dahil olabildiği bir oyun terapisi yöntemidir. Dört temel noktaya dayanır; ‘sınırlandırma-yapı oluşturma’ ailenin çocuğa bir çatı oluşturması çocuğu ruhsal olarak rahatlatır eğer bu ailede sağlanmadıysa terapi ortamı bunun için bir fırsat sunar. ‘katılım-işbirliği’ çocuk ve yetişkinin birlikte bir eylemi yapıyor olması onları birbirine yakınlaştıran, çocuğun yetişkin tarafından anlaşıldığını ona hissettiren ve onun gelişimini de destekleyen bir durumdur. ‘bakım-besleme’ yetişkinin çocuğa verdiği bakım ve içten ilgi çocuk – yetişkin arasındaki ilişkinin temeli olmalı ve gerekirse aile bunu sağlayacak şekilde desteklenmeli, bilgilendirilmelidir. ‘mücadele-baş etme’ çocuğun zorluk alanlarıyla baş etmesi için bir örnek çevre oluşturma ayrıca oyunun içine rekabeti de dahil ederek onun ilgisini canlı tutma sonucu çocuğun performansını arttırıp onu eylemde bulunmaya daha istekli hale getirir.
Theraplay çocukla yapılan aktivitelerde ailenin katılımının sağlanması ve önemsenmesi prensibiyle diğer oyun terapisi türlerinden ayrışır

Reiki ve sözde Reiki’ler

admin | 09 December 2009 12:02

İsmail Bülbül
İsmail Bülbül

Usui Reiki Grandmaster/Teacher İsmail Bülbül ile Reiki ve Diğer enerjiler hakkında yapılan söyleşi…

Gürsel Aktan: Hocam Usui Reiki dışındaki enerji sistemlerini benimsemediğinizi görüyoruz. Bunun nedenini açıklayabilir misiniz?

İsmail Bülbül: Öncelikle şu bilinmelidir ki, Reiki, Doktor Usui’nin ortaya çıkardığı bir sistem değil, “yeniden keşfettiği” bir enerji sistemidir ve tarihi de ilk insana dayanır. İnsanlığın var olmasından bu yana Reiki sistemi vardı fakat adı başka kelimelerle anılmaktaydı. Diğer enerji sistemlerinin ortaya çıkışı ise Usui Reiki sisteminin Amerika ve Avrupa’ya gelmesinden sonrasına denk gelmektedir.

Diğer enerji sistemlerini bulanlar Amerika ve Avrupalı Masterlardır. Batı dünyasının Mistizme olan açlığı ve kültür olarak Doğu ve Uzak Doğu kültürlerine oranla Mistizmde olgunlaşmamış olmaları bu enerji sistemlerini ortaya çıkarmalarındaki en büyük etkendir. Bunu şu nedenle söylüyorum. Mistizm yolunda olan insanlara meditasyonlarında, vizyonlarında çeşitli semboller gösterilir, kişiler çeşitli enerji sistemlerine vizyon halinde uyumlanabilirler. Kişi Reiki 1’de de olsa vizyonlar halinde semboller görebilir, bir tür şeylere inisiye olabilir. Bunlar olağandışı şeyler değildir. Kişinin vizyon halinde bir enerji sistemine uyumlanması o enerji sisteminin gerçek olduğu, insanlığa sunulması gerektiği anlamına gelmez. Bunlar mistik yolda , gerçeği arayış yolunda kişiye yaşatılan imtihanlardır. Mistik kültürde olgunlaşan kişi deneyimlerinden şüphe duymayı bilir. Bir şey yaşadığında onun pozitif mi negatif mi olduğunu, bir başka deyişle Şeytani mi Rahmani mi olduğunu sorgular, sorgulaması da gerekir. Çünkü ruhani gelişim yolunda bir çok negatif varlık/enerji bizi yolumuzdan saptırmak için pozitif kılıklarda bize gelebilir.

terapi 2

admin | 30 June 2009 09:11

Senden sonra çıktım dolaştım caddelerde daktır. İlaç gibi geldi senin geçmişimi ısıtıp ısıtıp önüme getirmenden sonra. Hayır ne bok var geçmişimde onu da anlamadım ama taktın ya kafaya bir kere . İnelim anasını satayım , çocukluğuma da inelim , veledliğime de inelim.

Cadde güzeldi daktır. İçim açıldı. İnsanlar cıvıl cıvıl. Rengarenk giyinmişler, şortlar , sandaletler, karı-kocalar sevgililer el ele, kol kola. Bebekler pusetlerde alemi seyran etmekte. Hepsinin yüzünde kocaman bir tebessüm. Hiç derdi yok bunların anlaşılan. Hoş sana getirsek bunların hepsini de delirtirsin ama.

terapi 1

ANGLO | 29 June 2009 08:57

Acı çekiyorum diyorum sana .Ben demiyorum aslında.Sen böyle tarif ettiriyorsun bana. Geçmişe takılıp kalma , yaşandı bitti diyorsun. Kafandan sil at herşeyi. Geçmişim hakkında hiçbir şey bilmiyorsun oysa. Bir yabancısın sen de en az kendim kadar bana. Neden dinliyorsun bunları. Saatini doldurmak için mi, yoksa başkalarının acılarıyla doldurmak için mi beynini. Belki kendini unutuyorsun böylece. Sen de benim kadar zavallısın şu hayatta çünkü. Başkalarının, senin deyimiyle acısı olan rollerini izleyerek, kendi rollerinin ağırlığından kaçacağını sanıyorsun öyle mi?

müzik terapisi ve delilik üzerine…

biSGen | 17 January 2009 09:34

george orwell‘in “tek kişilik azınlık olma durumu” diye tanımladığı delilik terimi bir zihinsel hastalık olup tıbbi bir terim olmaktan ziyade hukuki ve kültürel bir terimdir. (kaynak) delilik, terim olarak (tıbbi açıdan) “Akıl hastalığı” (kişinin kalıtımı, çevresi ve geçirdiği ağır hastalıkların etkisinde akıl yeteneklerinin çeşitli şekillerde gösterdiği uyum bozuklukları) olarak tanımlanmış. bir de şöyle bir tanım var:”düşünce , inanış ve davranışları açısından topluluktan farklı olma durumu!” Malum bu yüzyılda herşeyi “standart“laştırıyoruz ya, deliliği de unutmamışız. Neyin delilik, kimin deli olduğunu tescilleyenlere de psikiyatrist diyoruz. Deliliğin “resmi tanımlayıcısı (deliliği tanımlama, sınıflandırma vb)“da, görüşleri tüm dünya ülkelerini etkileyen “amerikan Psikiyatri derneği (apa)“ymiş meğer.

hazır yeri gelmişken şu ilginç bilgiyi de not düşmek istiyorum yazıya. “Geçtiğimiz yüzyılın önemli bir bölümünde, eşcinsellik, “kişilik bozukluğu” olarak kabul görüyordu. Ancak, 1973’te “amerikan Psikiyatri derneği (apa)“, 1990’da ise Dünya Sağlık Örgütü (WHO), eşcinselliği ’psikiyatrik bir bozukluk’ sınıfından çıkardı.”(kaynak)

© Copyright pillinetwork 2006 - 2012. All Rights Reserved.