bildirgec.org

tebessüm hakkında tüm yazılar

tebessum

zeys | 20 May 2008 10:25

hayatt..
ey hayat ..sen ne kadar tuafsınn..
nedır bu ıcınde barındıklarınn..
nedır bu saflıklarr nedır bu katılıklar bu ıyılıkler bu kotulukler soylesenee..bunların ustesınden nasıl gelebılıyorsun hayat’ım..
hayatt..
nefesss..
can…
benım can’ım..
ne kadar tatlısınızzz..
ne kadar agır bı yukunuz var uzerımdee..
soylesenızee ustenızden nasıl gelecegım..
gelebılecek mıyımm kaldırabılecek mıyım..
yoksa ıcımde kı cocuga yenık mı dusecegım..aglayarak herseye ıc cekerekk ben annemı mı ıstıyroum dıyecegım ..ve ona sıgınacagım..o anne koruyucum olmadan yapamam ..bu hayata yalnız baslayamam..kaldıramam mı dıyecegım..

Kendi hikayelerimizin kahramanlarıyız

SNT | 22 February 2008 09:27

Gülebiliriz.. Mutlu olduğumuz için ya da mutlu görünmek istediğimiz için. Çokluklardan yokluklara, aydınlıklardan karanlıklara, sebeplerden sonuçlara, olanlardan olacaklara uzanan, uzanacak olan bazen yalın bazen karmaşık hayatlarımızda herbirimiz başrol isteriz. Bilmeyiz aslında yönetmenlerin bile bizler olduğunu; jenerik biziz, kameraman, söz yazarı (senarist) ve hatta replikler bile biziz. Hepsinden öteee, başrol bizim. Oyuncuları kendimiz seçiyoruz. Aktör/aktris sen ol, arkandaki fonda bir manav olsun veya bir deniz ve biraz da güneşli hava. Seçimler seçenekler sınırsız (beyin kıvrımlarınla sınırlı!). Seç, yaz, oyna sonra geç karşısına izle. Çünkü izlerken tebessüm edebildiğin kadar başarılısın hayatında, tebessüm edebildiğin kadar mutlu…

SENİ*DE SEVİYORUM be_goodie.

haberhaberhaber | 17 May 2007 22:59

Eskiyi sık sık hatırlayıp bizim zamanımızda diye söze başlayanlar dikkat! Yaşlanıyorsunuz. Anneannem daha sonrada annem bizim zamanımızda diye başlayıp kıtlıktan söze girip şimdiki neslin hiçbir şeyin kıymetini bilmeyişinden, büyüklerine yeterli saygıyı göstermeyişinden devam edip ,bizim zamanımızda böyle miydi? Cümlesiyle sözlerini bitirmesi ,biz gençlerin pek hoşuna gitmemesine rağmen dinlemesek bile büyüklerimize saygımızdan dinler gözükürdük. Son zamanlarda bende geçmişten bahsederken bizim zamanımızda diye kendimi söze başlarken buldum ve irkildim. Kendimden bildiğim üzere gençler bu tip konuşmaları sevmedikleri gibi alayada alırlar. Bizim zamanımızdaki gibi saygısızlık etmemek uğruna dinler gözükmezler.(bakın yine kullandım).Bizim zamanımızda cümlesini sık kullanmakla birlikte hayata bakış açım çok değişti Eskiden çocukları sever yaşlılara da saygılı davranmaya çalışırdım ama birkaç yıldır duygularım yoğun bir şekilde değişime uğradı. Çocukları sevmek şöyle dursun(kimin olursa olsun)canımı verecek kadar çok seviyorum. Nerede bir çocuk görsem izlemeden sevmeden geçemiyorum. En sıkıntılı en kızgın anlarımda bile onlar yüzümün tebessüme dönüşmesine neden oluyorlar. Yaşlılarda aynı şekilde onlarla sohbet ,yardımcı olabilmek beni mutlu ediyor. Onları sevgiye muhtaç, kırılgan ve itina gösterilmesi gereken varlığımız sayıyorum(acaba bende kırkımı geçtiğim içinmi).Gençler geleceğimiz, umutlarımız emeklerimiz. Herhangi bir genci zor durumda gördüğümde içim sızlıyor annelerinin onları büyütmek için gece gündüz harcadığı emekler gözümün önüne geliyor. Onlarıda seviyorum. Sokağa çıkıyorum canlıları gözlüyorum, insanları hayvanları bitkileri inceliyorum çocuk, yaşlı, genç, çirkin, güzel, sağlıklı, hasta kötülerin bile içinde taaa bir yerlerde güzellikler olduğunu düşünerek hepsini seviyorum. Böyle bir şey olamaz mı ben o zaman kafayı mı yiyorum? En son babalar duyar dizisindeki baba terapiden sonra, önüne gelen herkese ve her şeye seni seviyorum diyordu(bir tek oğluna demiyordu) Bende öyle oldum galiba kendime çok terapi çekmiş olacağım ki herkesi seviyorum veya sanıyorum. Şuan TV de Rober Hatemo var Roberrr seni seviyorum. Sokaktan uyuz bir köpek geçiyor Şışşşşt köpek kuçu kuçu senide seviyorum.

yeni şeyler söylemek lazım

tombik | 19 April 2007 16:01

Her gün bir yerlerden göçmek ne iyi…
Her gün bir yere konmak ne güzel…
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş…
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar güzel söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım… “

Mevlana

diyerek söze başlarken söyleyeceklerimin sorumluluğunu da üzerime alıyorum. Söyleyeceklerimiz belki çok yeni şeyler olmayacaklar ama bizler yeni yeni kavramaya ve o doğrultuda hareket etmeye başladımız için böyle bir başlangıcı seçtim.İnsan, yeni birşey öğrendiğinde bir tat düşer yüreğine . Yürekteki o lezzet, yüzde tebessüm haline dönüşür. Ve o tebesümün altında yatan o lezzet bazen kişinin kendisine bazen de karşılıkı paylaşımlarla birden çok kişinin yüreğine yansır. Bu paylaşımlardan bizlerde nasibimizi almaya çalışan insanlarız. Bu nedenle öğrenenler öğrenmenin, öğretenler de öğretmenin tadını doyasıya yaşamalı diye düşünüyorum. Ve böylelikle alışacağımızı düşünüyorum acımasızlığı ile ünlü hayat fabrikasında çalışan bir işçi olmaya…Yaz aylarını serinleten sağanak yağmurlar sonrasında bir tepeden diğerine uzanan gökkuşağı güzelliğindeki dostlukların, tebessümle gelmesi gibi öğrenmenin de yüreklerde tebessüm oluşturması için; biraz gönül zenginliğine, bir tutam gönül tokluğuna,bir kaç adet gizlice ve ya açık açık paylaşmayı seven ellere ve biraz da berekete nail olacak gayretlere ihtiyacımızın olduğu yadsınamaz bir durumdur.Satranç oynar gibi hep hesaplı yaşayalım hayatı, geniş bir düzlükte hafif rüzgarların esintisi ile göğe salıp peşinden koşacağımız uçurtmalarımız olsun, ve ya bir tekerleme sonrasında ilk başlayanın kim olacağını seçtiğimiz bir çizgi oyunu… Hayatın yaşanabilir yanlarını taşıyalım bugünlere ve geleceğe. Bunun için ne kadar güzel söz varsa, geçmişe ait. Bunun içindir ki şimdi yeni şeyler söylemek lazım… Belki de söyleyeceklerimiz ve ya söyledikleriniz monitörü karşısındaki bir yüreğe lezzet ve yüze tebessüm olacaktır… belki de olmaya başlamıştır bile…. ne dersiniz? (böyle bir lezzeti almaya başladığımı ve gün geçtikçe de burada daha fazla zaman harcadığımı belirtmek için böyle şey yazma gereği hissettim. tüm arkadaşlara teşekkürler bu tadı bana yaşattıkları için.)