Bu siralar millet ve sahis olarak en ihtiyac duydugumuz sey ne? Bence gecmis vizyonu. Bi yerlere ‘since 1923’ yazmakla olmuyor. Ama demokrat budalalarin yaptigi gibi, bu topraklari Batili formatlarla parselleyerek de olmuyor. En olmayani ise biraz ondan, biraz bundan koyarak yapilan sentez corbalari. ‘Avrupa’yla Asya arasinda bir kopruyuz… Kulturlerin kavsak noktasi’ falan gibi konusup yazanlari bertaraf etmekte gec bile kalinmistir. Bu insan artiklari, bu topraklari boyle pazarlamakta, gecis parasi ve avanta alarak yasamaktadir. Her turlu camiada bu bezirganlardan bulunur. Ozellikle ulkemizde kendine ‘aydin’ denilen ekip, yillardir bu avantalarin yarattigi sermaye birikimiyle, diger katmanlar da bunun faiziyle gecinmektedir.
Hepimiz, Turkler, bu cografyada yasiyan herkes aslinda ayni asagilik durumun parcalariyizdir (Kurtler daha da asagilik bi noktadadir. Tabi onlar boyle diye kendini ustun gorme hali de sadece Turklere ozgu daha da sefil bi haldir). Bu topraklarin sahibi gibi diil, isgalcisi gibi yasariz. Elde etmisizdir; ama icine etmek icin. Buranin bi kopru veya gecis noktasi olmadigini, bi merkez oldugunu coktan unutmusuzdur. Hem Bati’ya hem Dogu’ya sahip cikabilen bi vaziyet artik bize uzaktir. Yuzumuzu Bati’ya veya Dogu’ya donmemize gerek olmayan, diger yonlerde bulunanlarin bize donebilecekleri bi durumu tahayyul bile edememekteyizdir. Gecmisten kopulmustur. Yakin gecmis bile unutulmustur. Benim cocukken denize girdigim yer, kara olmustur. Yasadigimi kanitlayacak seyler elimden alinmistir; ben de bunlar olurken bi b.. yapmamisimdir. Ingiltere’deki dede, torunuyla parkta otururken ‘anneanneni su bankta opmustum’ diye ayni banki gosterebilmektedir. Bu kopukluk ve devamsizliktaki en buyuk gunah, kendine muhafazakar diyen ama hic bi seyi muhafaza etmeyen alcaklarindir. Bunlar bu buyuk gunahlarini ortbas etmek ve milleti baski altinda tutmak icin sanli ve serefli gecmisten dem vururlar; iri ve cirkin heykeller yaparak nutuk atarlar; bol tukruklu Turkluk laflari salgilarlar. Sonuncusu ve en buyugu 1915’te yasanan Ermeni katliaminin aslinda Turklerin isini bitirdigini anlayamazlar. O vakte kadar iyi kotu gelenegini-gorenegini surduren, koruyan Turklerin, bunu yapabilmek icin farkli kulturlerin varligina, onlarla kendini kiyaslamasina ihtiyaci bulundugunu dusunemezler. Daha sonra Turkun Turke baka baka karardigini, kendi kimligini de kaybettigini seyedemezler. Bi seyin kendisi yoksa, onun lafini buyuterek, propagandasini yaparak, hissiyatini zorlayarak ne kadar idare edersin? Tabi Cumhuriyet doneminde palazlanan solcu munevverler de asagiliklik konusunda diger ekipten geri kalmamistir. Yurtseverlik kisvesi altinda Osmanli’ya yuklenirken aslinda ‘kapikullugu’ yapmislar ve cumhuriyetin hizla muzlasmasina yol acmislardir. Turk milleti bu iki ayni b..un soyu ekip arasinda gelgitlenerek, o travma senin bu darbe benim carpilarak, bu hepten sizoid ve tedavisi imkansiza yakin vaziyetlere gark olmustur.
Mustafa Kemal bu durumlari ongormus ve bence umitsizlik icerisinde ve kederinden olmustur.