bildirgec.org

susmak hakkında tüm yazılar

Hafif’ten bir yağmur

plakton | 13 September 2007 09:27

Hiç dinmeyen sonbahar yağmurlarının özlemine...
Hiç dinmeyen sonbahar yağmurlarının özlemine…

Hafif’ten bir yağmur var üzerimde yine. Sen… Hani gitmiştin. Hani yoktun. Neden bu kente yağmur hafif’ten düşerken geldin? Kapımda beni sonsuzluğa gömecek öksüz kelebekleri bırakıp gitmemiş miydin sen? Neden seni götüren rüzgârlarla uymayıp geri geldin ki…

Gökyüzünün rengi siyaha çalıyor, yüreğimin içi gibi. İçimi bir sıkıntı basıyor böyle havalarda. Zaten sen gittiğinden beri sıkıntılı ya.

Niyazi Olmaya Aday Bir Ben… :)

hypatia | 04 May 2007 14:44

Niyazi’nin hangi yolda gittiğini yazmayacağım tabi ki. Ama adım Niyazi olmasa da benim gidişimde o yoldan olacak gibime geliyor. Neyse, bu işin espri kısmı.

Asıl anlatmak istediğim başka.

İnsanların Niyazi olmasının çeşitli sebepleri vardır sanırım. Benim örneğimde ki en büyük sebebi ise sanırım duyarsızlıktan olur. Hani şu “etliye sütlüye karışmamak” veya “boş ver sana mı kaldı” laflarımız var ya ondan işte. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın…” Peki… ya bir gün o yılan bize veya sevdiklerimize dokunursa ne olacak?

A.

jansetkaravin | 25 April 2007 11:09

Biz. Biz, isimlerinden memnun olmayan insanlardık seninle ikimiz. Öyle memnuniyetsizdik ki isimlerimizden, değiştiriversek karşılıklı, karşı karşıya geldiğimizde en azından diye de geçirirdik içimizden. Ama hiç söyleyemedik birbirimize bunu. Yalnız bunu mu? Bununla beraber birçok değiştirmek istediğimiz şey vardı birbirimizde fakat söyleyemezdik bunları. Söyleyememek en nefret ettiğimiz zincirdi ayak bileklerimizden bizi zemine mıhlayan. Gelgelelim, öyle içimize işlemişti ki bazı şeylerin yalnız karanlıkta söylenebileceği, bazı şeylerinse asla söylenememesi gerekliliği, bunu tartışma konusu yapmayı bile düşünmek ağır bir eziyetti.