Bir Japon bilim adamı, adı Masaru Emoto– suyun huyunu suyunu anlamak için yeni bir metod geliştirmiş. Su ile ilgilenen diğer bilim adamlarının kullandığı klasik bilimsel “neden, sonuç” ilişkisi yöntemini bir kenara bırakıp, suyun mikroskobik yapısıyla ilgilenmiş.
İşin teknik kısmını biraz kurcalarsak; anladığım kadarıyla Amerikalı bilim adamı Dr. Lee Lorenzen “Suyun mikro – küme hali” (micro – clustered state of water) diye bir şey bulmuş. (Merak ediyorsanız bunu siz araştırın. Benim altyapım bu tür şeyleri fazla kurcalamaya uygun değil.) Dr. Emoto suyu araştırırken bu halin üzerine gitmiş. İş aslında basit görünüyor. Temel olarak bir bardak su alıyorsunuz, bu suyu donduruyorsunuz ve oluşan su kristallerin resmini çekiyorsunuz. Dr. Emoto bir dağ başındaki temiz bir kaynak suyundan bir bardak almış , dondurmuş ve oluşan kristallerin resmini çekmiş ve altıgen bir kristal resmi elde etmiş. Aynı suya değişik müzikler dinletmiş, aynı su her müziğe tepki olarak değişik bir kristal yapısı göstermiş. Örneğin: Su kristali; Elvis Presley’in “Heart Break Hotel” parçasını dinledikten sonra ikiye ayrılmış. Heavy metal dinletildiğinde ise su, kristal şekli almak yerine kaotik, parça parça yapılanmış. Benzer yapı, suya: “sen aptalsın” dendiğinde de görülmüş. Suya aromatik çiçek yağları uygulandığında (nasıl uygulamışlar bilmiyorum) Su kristalleri söz konusu çiçeği andırmış. Hatta steril su dolu iki kabın birine “Beni hasta ediyorsun”, diğerine ise sevgi, mutluluk ifade eden sözler söylemişler. Birincisi çirkin düzensiz yapılanırken, diğerinde güzel bir kristal oluşturmuş.