bildirgec.org

steve mcqueen hakkında tüm yazılar

Shame (2011)

elizabethtaylor | 18 October 2011 12:49

Hunger” adlı yapımdan tanıdığımız İngiltere doğumlu yönetmen Steve McQueen‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Shame“, 2011 senesinde gösterime girdi. Senaryosu yine McQueen ile Abi Morgan tarafından yazılan filmde Alman aktör Michael Fassbender ile İngiliz aktris Carey Mulligan rol alıyor. Hollywood Film Festivali’nde Hollywood Film Ödülü’nü kazanan film, Venedik Film Festivali’nde iki ödül birden aldı. Bütçesi 7 Milyon Doları bulan yapım, ülkemizde 2 Aralık 2011 tarihinde vizyona girecek.

The Blob (1958)

queennothing | 08 March 2011 13:12

Irvine Millgate’nin fikrinden yola çıkılarak Irvin S. Yeaworth Jr. ve Russell S. Doughten Jr. tarafından çekilen sinema filmi “The Blob“, 1958 senesinde vizyona girdi. 1930 senesinde Amerika’da dünyaya gelen ve 1980 senesinde henüz 50 yaşındayken hayatını kaybeden aktör Steve McQueen‘in başrolünde yer aldığı filmde Amerikan aktris Aneta Corsaut, Earl Rowe, John Benson, Olin Howland ve Stephen Chase gibi isimler de rol alıyor. Yaklaşık olarak 200.000 Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan film, Amerika’da çekildi.

Bullitt (1968)

queennothing | 16 December 2010 17:28

Dört defa Oscar’a aday gösterilen İngiliz yönetmen Peter Yates‘in yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “Bullitt“, 1968 senesinde (ülkemizde 1970) vizyona girdi. Henüz 50 yaşındayken hayatını kaybeden Amerikan aktör Steve McQueen‘in başrolünde yer aldığı yapımda İngiliz aktris Jacqueline Bisset, Amerikan aktör Robert Vaughn, Norman Fell, Simon Oakland, Robert Duvall ve Don Gordon gibi isimler yer alıyor. En İyi Ses dalında Oscar’a aday gösterilen film, En İyi Film Düzenleme dalında Oscar Ödülü kazandı.
Yalnız başına yaşayan Frank Bullitt, parayla kiralanan bir koruma, muhbir, yerine göre de katildir. San Fransisco’da bir dairede kalan genç adam, mefyanın içinde olan Johnny Ross adlı bir adamı korumakla görevlendirilir. Çete arkadaşları aleyhine ifade vermeye hazırlanan Johnny Ross, kurnazca planlanana bir tuzağa kurban gider ve hayatını kaybeder. Ross’u korumak için para alan Bullitt ise işin içinde başla işler olduğunu düşünür ve kendi başına olayı araştırmaya karar verir.

Öte yandan, kendisine aşık olan Cathy’i de bu işe alet eden Bullitt, Senatör Walter Chalmers engeline takılır ve gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Polisiye filmlerin babası olarak bilinen Bullitt, sadece Frank Bullitt karakterini sinemaya kazandırdığı için bile başyapıt olarak nitelendirilebilir.

Bruce Lee : Ejderin Gerçeği

powerbyfi | 21 August 2009 16:05

Dünya sinema tarihinin efsane ismi, dövüş sanatlarında ekoller yaratan dövüşçü, kısacık bir ömür yaşamasına rağmen halen yeri doldurulamayan ve doldurulamayacak, dünya genelinde dövüş salonlarının ardı ardına açılmasının nedeni, rica etseniz size çay getirecek masumlukta güzel yüzlü, Çin dövüş öğretilerinin birçoğunu ret ederek dövüş sanatlarını dünyaya yaymak için yaşamı boyunca çaba göstermiş ve bundan başarılı olmuş, çocukluğumuzun idolu olan sporcudur: Bruce Lee.

33 yıl yaşayan ve oynadığı 4 başrol ile ölümünden çok sonra bile herkesin hala adını bildiği ve saygı duydugu, dünyada halen en çok tanınan dövüş ve savunma sanatları sporcusudur.
33 yıl yaşayan ve oynadığı 4 başrol ile ölümünden çok sonra bile herkesin hala adını bildiği ve saygı duydugu, dünyada halen en çok tanınan sporcudur.

Bruce Lee 27 Kasım 1940 yılında San Francisco’da Amerika’da doğdu. Babası Lee hoi-Chuen Çinli, annesi Grace Lee yarı Çinli, yarı Almandır. Babası ve annesi Çin operasında oyunculuk yapmışlardır. Baba Lee aynı zamanda rütbeli asker olarak orduda görevde almaktaydı. Bruce Lee doğduğunda Amerika’ya turne için gelmişlerdi. Los Angeles’ta gerçekleşen doğum Çin takvimine göre ejder yılı ve saatinde gerçekleşmiştir. Doğumdan sonra gereken mecburi kimlik nedeniyle hemşirelerin yeni doğan bebeğe seslendikleri isim olan “Bruce” ismi kimliğe yazdırıldı. Doğumdan sonra aile Hong Kong’a geri döndüler.

Hunger (Açlık)

queennothing | 26 February 2009 15:57

‘Battaniye protestosu’ ile tarihe geçen ve hapishanede açlık grevindeyken milletvekili seçilen Bobby Sands’ın hikayesi.

9 Mart 1954, İrlanda doğumlu Bobby Sands, İrlanda Cumhuriyet Ordusu‘na katılır. 1972 yılında, evini ‘cephane’ olarak kullandığı için (4 silah bulundu) 4 yıl hapse mahkum edilir. Hapisten çıkan Sands, ‘normal’ bir hayat sürdürmeye başlar.

Bobby ve Gerry
Bobby ve Gerry

Bir patlama esnasında üç arkadaşıyla birlikte sadece orada olduğu için suçlu bulunan Sands‘ın, arama sonucunda aracından çıkan bir silah, ‘mahkumiyet delili‘ olarak gösterilir ve 14 yıl hapis cezasına çarptırılır.

Sands’ın tarihe “battaniye protestosu” olarak geçen ‘tek tip üniforma giymeyi reddetmesi‘ (tek tip üniformanın amacı, mahkumları kendilerine ‘kişiliksiz’ olarak gösterip, buna inanmalarını sağlamak ve psikolojik baskı yapmaktı) ve siyasi suçlu olması, günlerce işkence görmesine sebep olur.

BAFTA ödülleri dağıtıldı

ekimdusu | 09 February 2009 17:18

Penélope Cruz, Mickey Rourke, Kate Winslet, Terry Gilliam
Penélope Cruz, Mickey Rourke, Kate Winslet, Terry Gilliam

İngiliz sinema ve televizyon sanatları akademisi(BAFTA) ödülleri dağıtıldı. Altın Küre’ye damgasını vuran, aynı şekilde 11 dalda Oscar’a aday gösterilen Slumdog Millionaire filmi toplamda 7 ödül alarak BAFTA’ya da damgasını vurdu. Londra’da Royal Opera House’da dağıtılan ödüllerde Carl Foreman özel ödül ise İngiliz sinemacı Steve McQueen’e verildi. Heath Leadger geleneği bozmayarak en iyi yardımcı oyuncu ödülünü alarak şaşırtmadı. Ödül töreni fotoğraflarını buradan bulabilirsiniz.

Bütün ödüller ve kazananların listesi:
En iyi film: Slumdog Millionaire
En göze çarpan İngiliz Filmi: Man On Wire
En iyi erkek oyuncu: Mickey Rourke
En iyi kadın oyuncu: Kate Winslet
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Heath Ledger
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Penélope Cruz
En iyi yönetmen:Slumdog Millionaire – Danny Boyle
En iyi özgün senaryo: In Bruges

The Great Escape – Büyük Kaçış

Redingot | 02 January 2009 16:42

The Great Escape - Büyük Kaçış (1963)
The Great Escape – Büyük Kaçış (1963)

Stalag Luft III, 2. Dünya Savaşı döneminde Alman Hava Kuvvetleri’ne verilmiş bir savaş tutsakları kampıydı. Bu kampın en önemli özelliği firar etmeye çalışmış kişilerden oluşuyor olması ve firarı önlemek için yüksek güvenlikli olmasıydı. Kaçmaları önlemek amacıyla kampın yapıldığı yer bile tünel kazmaya elverişsiz zemine sahip Polonya yakınlarında bir yerdi.

Fakat, iki mahkum için bu zemin çok iyi biliniyordu ve kaçış vuku buluyordu. Kaçış Gestapo (Geheime Staatspolizei – Secret State Police) ajanlarının avı olmak demekti ve Gestapo tarafından Hitler‘in doğrudan emri üzerine 50 kaçak yakalanıp öldürülmüştü.

İşte böyle tarihsel bir olay, hapishanede yer alan fakat toplu kaçışa katılmamış biri, Paul Brickhill, tarafından kaydedilmiş, “The Great Escape” kitabında yer bulmuş.