bildirgec.org

stalker hakkında tüm yazılar

Andrey Tarkovskiy

queennothing | 07 August 2011 12:05

4 Nisan 1932 tarihinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği üyesi Beyaz Rusya’da dünyaya gelen Andrey Tarkovskiy, başta tekniki açıdan olmak üzere gerek kurgusal gerekse yaklaşım olarak sinema sanatının önemli yönetmenlerinden biridir. Tarkovskiy, filmografisinde az film olmasına rağmen onlarca yönetmene ilham kaynaklığı etmiştir.

Şair ve çevirmen olan Arseny Alexandrovich Tarkovsky ile Maria Ivanova Vishnyakova’nın oğlu olan Tarkovskiy‘nin çocukluğu doğduğu sınırlarda, Yuryevets’de geçti. Beş yaşına gelince babasının orduya girmesi üzerine annesi ve ablasıyla Moskova’ya göç eden yönetmen, Moskova Lisesi’nde okumaya başladı. 15 yaşında gelince tüberküloz teşhisi konulan Tarkovsky, yaklaşık bir sene kadar hastahanede tedavi gördü. Bu zaman dilimi içerisinde yaşadıklarının etkilerini “Zerkalo” (The Mirror) adlı yapımda anlattığını da not olarak ekleyelim. Üniversite öğrenimini Arapça Bölümü’nde tamamlayan Tarkovskiy, ilk filmi için çalışmalara 23 yaşında başladı. “Ubiytsy” adında 19 dakikalık bir kısa film çeken yönetmen, Ernest Hemingway’ın kısa hikayesinden uyarladığı bu eseri Marika Beiku ve Aleksandr Gordon ile tamamladı. 1959 senesinde 45 dakikalık “Segodnya uvolneniya ne budet“i çeken Tarkovskiy, bu eserini de yine Aleksandr Gordon ile birlikte tamamladı. Okul ödevi olduğu için çektiği bu iki kısa filmden sonra 1960 senesinde Irma Raush ile dünyaevine giren usta yönetmen, bir sene sonra ilk önemli eserini, “Katok i skripka“yı çekti. Senaryosu Andrey Konchalovskiy ve S. Bakhmetyeva tarafından yazılan filmde Igor Fomchenko, Vladimir Zamansky, Marina Adzhubei ve Yuri Brusser rol aldı.

Stalker (1979)

queennothing | 08 June 2011 22:26

Sinema tarihinin en değerli isimlerinden biri olan Andrey Tarkovskiy, 1932 ile 1986 tarihleri arasında yaşamış Rus yönetmendir. Tarkovskiy’in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Stalker“, 1979 senesinde çekildi. Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan 165 dakikalık filmde Aleksandr Kaidanovsky, Alisa Frejndlikh, Anatoli Solonitsyn ve Nikolai Grinko gibi isimler rol alıyor. Çekimleri Estonya, Rusya ve Tacikistan’da gerçekleşen yapım, Arkadiy Strugatskiy’in kitabından uyarlandı. Seyreden kişiye adeta bir hayat deneyimi kazandıran “Stalker”, ‘elinizde fırsat olsa en güçlü tutkularınızı yaşamak ister miydiniz’ sorusuyla ekran başındakilerin akıllarını bu cevabı zor soruyla ortada bırakıyor. Bir iz sürücü ve onun peşinden giden iki adamın hikayesiyle başlayan film, Esas Bölge’de devam ediyor.

güzel oyuncuların hayatlarının berbat senaryoları BÖLÜM 2

nazokiraze | 13 November 2009 09:47

Marilyn Monroe gibi güzel ve genç yaşta efsane olmuş bir sanatçının rakibi olarak görülmek elbetteki Jayne Mansfield‘ın çok hoşuna gidiyordu.Ancak bazı çevrelerce Monroe’nin ucuz bir kopyası olarak görülüyordu.(Aynı zamanda Mariska Hargitay‘ın annesidir)

Şeytan Kilisesi kurucusu Anton LaVey ile ilişkisi oldugu söylenen Mansfield kilisenin çırak üyelerinden biriydi.Ancak sonradan bu ilişki düşmanlığa dönüştü.

S.T.A.L.K.E.R.: Clear Sky 29 Ağustos’ta çıkıyor

isasari | 07 July 2008 13:14

Değişik atmosferi ve insanı kendine çeken kurgusuyla S.T.A.L.K.E.R.: Shadow of Chernobyl, tüm oyunculara unutulmaz bir oyun tecrübesi yaşatmıştı. Gerçeğine birebir çevre tasarımları, muazzam genişlikte bir harita ve RPG öğeleriyle FPS öğelerinin birleşimi… Bu gibi pek çok unsur, S.T.A.L.K.E.R.‘ı oldukça yükseklere çıkarmıştı.

S.T.A.L.K.E.R.‘ın devamı niteliğindeki S.T.A.L.K.E.R.: Clear Sky 29 Ağustos 2008’de raflarda. Geliştirilen yeni X-ray Engine 1.5 oyun motoru sayesinde dinamik gece-gündüz oluşumu, değişken hava şartları ve atmosfer olayları gibi unsurlar ve gerçeğe daha yakın görüntüler elde edebileceğiz.

Bu Nasıl Bilimkurgu?

nihilanth | 28 November 2006 14:18

Arkadi Strugatsky ve Boris Strugatsky kardeşlerin ünlü eseri The Roadside Picnic‘den sinemaya uyarlanan, (film versiyonu senaryosu da bu kardeşlere ait üstelik) ünlü, rus, benim de sevdiğim fakat pek içli dışlı olmadığım yönetmen Andrei Tarkovski‘nin stalker filmini bilirsinizdir. Bir kaç sene önce Tarkovski’yi iyi bilmeden bu filmi, “79 yapımı bi bilim kurgu filmi, üstelik tarkovski, vauv” diyerek izleyip sonucunda dumura uğramıştım. Daha sonra epey okudum, diğer bazı tarkovski filmlerini seyrettim ve anlayabilmiştim olayı. Bu film bilim kurgu filmi diye geçtiği için (dayandığı hikaye bir bilim kurgu hikayesi çünkü), bilim kurgu filmi deyince de insan oğlunun aklına daha göze çarpıcı gelecek şeyler ve biraz da aksiyon,heyecan geldiği için bu filmi görünce insan Bu Nasıl Bilimkurgu? diye soruyor ve merak ediyor. İyi bir bilimkurgu okuyucusu değilim fakat iyi bir film seyircisi olduğum için bilimkurgu filmleri de ilgi alanıma giriyor.Daha çok felsefi mesajlar veren bu filmi ve uzayda piknik eserini siz bilim kurgu okurları ve seyircileri klasik bilim kurgu eserlerini düşündüğünde nasıl değerlendirir, Stalker’in bu eserler arasındaki yeri nedir, merak konusu..

star stalkers

perSona | 22 December 2002 20:15

Star yaratma, sevdirme, oldurma mekanizması nasıl gelişti nasıl oturdu tam olarak kestirmek zor ama, mitolojik kahramanlardan sonra en çok özdeşleşilen ve uğruna manyak olunan star İsa, namı diğer jesus christ superstardır sanırım. Elçi olarak gönderilmiş kültleşerek geri dönmüştür. İsa uğruna hala cinayetler işlenir, onun adı haykırılarak hayatlara son verilir. Adına yapılan tüm manyaklıklarda İsa ve onu izleyen diğer kahramanlar sadece bahanedir, ardında manyak edimcinin sebepleri, güdüleri ve karmaşık hikayeleri vardır.

Mucizeler, büyük mesajlar ve ardından gelen değişimler uzun zamandır bu taraflara uğramadığından daha farklı starlarda medet aranmaya başlandı ya, bunun yapılacağı en verimli yer de elbette hayal makinası diye nitelendirilen hollywood ve müzik endüstrisidir. Bu insanların yaptıkları rolün, söyledikleri şarkıların ve diğer yaratıcı ve para getirici aktivitelerin dışında etraflarında öyle bir aura oluşturuluyor ki, mitolojik kahramanların en önemlisi sıradan insan bunlara kapılıp kendi hayatının sıradanlığını, elde edemediklerini, olamadığı her şeyi unutup onunla özdeşleşerek kendi derdine derman arıyor. Star merakının gündelik hayatta kabul edilebilir hale gelmiş olan normalleştirilmiş dozu bir starın hakkında çıkan her haberi küpürleme, adını çocuğuna, köpeğine, şuyuna buyuna verme, özel hayatı sanılan bilgilerin tümünü takip etme gibi sıkılmış ama yine de gündelik hayallerle yuvarlanıp gidebilen insan davranışı. Bunun bir ileri adımı bir konser sırasında sahneye fırlayıp üstünü başını parçalama ya da starın bahçesinde kamp kurup içeri alınana kadar oradan uzaklaşmayı reddetme. Kimi hayranlar starlara olan takıntılarını o kadar ileri götürüyorlar ki, iş ya akıl hastanesinde ya da hapishanede son buluyor. Star manyağı mertebesine erişmiş manyakların çoğu da amerika’dan çıkıyor. İşte örnekler: