Konfüçyüs
Mevlana
Mevlana’nın sözlerini ezberleyerek, söylediğim herşeye Mevlana‘nın sözüyle yanıt veriyordu.İlk başlarda çok da önemsemedim,mesneviyi yeni okuduğu için fazla etkisinde kaldı diye düşündüm.Sonra baktım ki bu etkiden bir türlü çıkamıyor, hatta Mevlana‘nın sözlerinin yanına Konfüçyüs‘ün sözlerini de ekleyerek çekilmez bir hal almaya başlıyordu.Facebook‘da, Twitter‘da sürekli onların sözünü yazıyor,onlara hayran oluyor, hatta bu da yetmezmiş gibi onların fotoğraflarını profil fotoğrafı yapıyordu,kayışı kopardı yani.Ben bunlarla alay ettiğimde de, bilgece bakışlarıyla onların sözlerini yüzüme tükürüyordu.Tabii zamanla ben de öfke budalalığının pençesine kapılıp bağıra bağıra;”Mevlana ve Konfüçyüs sadece nostaljidir,bugünün dünyası için hiçbir önemi yoktur o sözlerin,sadece o günün insanlarını anlamak için okursun onları,özünü anlamak,hatırlamak için.Ama sen bugünden kopup o günün insanı gibi yaşamaya çalışıyorsun ve bunu da aptalca bir şekilde, zikindirik arkadaşlık sitelerinde gösteriyorsun.Çevrene bir bak;televizyon,internet,bilgisayar,iletişim şekilleri,insanların beklentileri,ilgi alanları,değer yargıları,seks,giysiler,eğlence anlayışları hatta soluduğumuz hava bile farklı.Onlar boş boş oturup dağa,bayıra bakarak bir şeyler söylemişler.Kendi dönemlerindeki insanlardan tek farkları; onların kendi sözlerini yazmış olmaları,onları yazarken de muhtemelen kafaları güzeldir.Sen her sabah nefret ettiğin işine gidip, içinden küfürler ettiğin müdürünün karşısında el pençe divan durarak Mevlana yada Konfüçyüs’ün sözlerini benimsiyorsan aptalsın.Artık karşıma geçip onlar gibi konuşmaya çalışma,kendi dönemine ait kendi sözlerini kullan,sıkıldım artık senden” dedim ve karşımda gözyaşlarıyla şaşkın şaşkın bana bakırak odaya gitti.