bildirgec.org

sorgu hakkında tüm yazılar

Sorularla Felsefe

mehmetbastug94 | 06 October 2010 16:59

Felsefe
Felsefe Yunanistan’ın İyonya kentinde M.Ö. 6. yy’da ortaya çıkmış ve ilk temsilcisi Thales kabul edilen bir fikir akımıdır.

Felsefe’nin anlamı
Yunanca’da Philia Sophia = Bilgelik sevgisi (Felsefe) anlamına gelmektedir.

Felsefenin konusu nedir?
Felsefenin konusu evren ve insandır…

Filozof nedir?
Üstte yer alan felsefe’nin anlamıyla ilişkili olarak; Bir arayış içerisinde bilgeliği seven, bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen kişilere filozofdenir.

DERSİMİZ : HAYAT

ollcay | 11 May 2010 12:40

İnsan; Hepimiz takır takır çalışan birer makina gibiyiz değil mi ?

doğarız büyür büyür büyürüz okul,öss,üniversite, erkekler için askerlik, iyi bir iş bulma çabası, kpss… bu liste uzarrr gider.. NEDEN HEP BİRŞEYLERİ TAMAMLAMA ÇABASINDAYIZ…

evet hissediyorum diyorsunuz ee çabalamadan elde edilen şeyler zevk ve huzur vermeye bilir.. Bende buna Katılıyorum AMA bazen hatta bu günlerimizde çoğu zaman Yapsakta çabalasakta olmaz.. vermezler istediklerimizi bize.. peki bu noktada insan ne yapmalı arkadaşlar

  • herkesten farklı bir yol mu çizmeli ?
  • Yoksa Kopyala Yapıştır Bir hayat mı yaşamalı ?
  • İnsan zevk aldığı şeyimi Yaşamalı ? Zorunda olduğu şeyimi ?

Bu konu hakkında tabiki Yaşam tarzı, hayatın insana sunduklarıda önemli ailesi zengin olan DAHA DOĞDUĞUNDA HERŞEY TAMAMLANMIŞ OLARAK ÖNÜNE BİRŞEYLER KONULAN insanlarda var..Onlar bu konu dışında benim çevrem ve gördüğüm her insan böyle Birşeyler için tırmalıyorlar adeta..

Ne yapmalıyız …. ?

Asp Tarih Fonksiyonu ve Sorgusu

microdata | 26 April 2010 18:38

Değerli okuyucular mail yoluyla almış olduğum ve internette gördüğüm asp ye yeni başlayan arkadaşlar en çok tarih sogularında sıkıntı çekiyor. Birde arkadaşlık sitesi işine girdiyseniz sorgulama tam bir dert olmaktan ileri gitmiyor. aşağıda verecek olduğum kod örneğinde kullanıcı yaşları arasında, online olan üyeler arasında gibi orta düzey karmaşık bir sorguyu yazacağım. Sorgudan önce Bu bir arkadaşlık sistemi için detaylı kullanıcı arama gibi bir kod parçası olacağını belirtelim. xxx ve xxx yaş arası, online ve x ilinden üyeler gibi bir sonuç alacağız. (Kullanıcının kayıt bilgilerini alırken doğum tarihi, sorgularken yaşını kullanacağız. Yani sorgudan önce yaşı tarihe çevireceğiz.)

SQL Sorgularınızı Optimize Etmenize Yardımcı Olacak Araçlar

ufukart | 17 February 2010 11:11

SQL Sorgularını Optimize Etmenize Yardımcı Olacak Araçlar

Sorgu optimizasyonu yaparken, her değişiklikten sonra performans bilgisini gözlemleme işlemini tekrarlamak gerekir. Bu gözlem, yapılan değişikliğin performansı iyi mi kötü etkilediğini belirlemeye yardımcı olur.
1. Elapsed Time

Bir sorgunun çalışmak için aldığı zaman uzunluğu ‘Elapsed Time’ olarak adlandırılır. Sorgunun tamamlanma süresini birçok şey etkileyebilir. Tamamlanma süresi en iyi değerlendirme ölçüsüdür, çünkü bu değere kullanıcının sorgu çalışırken bekleyeceği zamandır. Tamamlanma süresini görebileceğimiz ilk yer SQL Server Management Studio’ da sorgu penceresidir. Aşağıdaki gibi görülür.

rahat

admin | 09 February 2010 13:19

Rahat. Hep kendi içinde gittiğin bir yol aslında bu, daha ötesinin olmadığı, ötesi dediğinin kendinden öte bir şey olmadığı…

http://img362.imageshack.us/i/a2on2.jpg/
http://img362.imageshack.us/i/a2on2.jpg/

Hep varoluşların da yok oluşların da sen biter ve tekrar sende başlar; yeşerir. ‘Kırlangıçlar göç etmeyi bilmedikleri gibi çok uzaklardan iz taşımayı da bilmezler; hatta haberdar da değillerdir’ diyeceksin. Hiç de öyle değil.

Söylesene bana, ‘Bu güne değin, ‘Hiç de öyle değil.’ dediğin kaç konu elinde patladı, sende bitti, yeniden var oldu?’

kapatanlardan

admin | 08 February 2010 11:54

Kimi zaman kendini görmemeye çalışıyordu adeta.

Bu kendinden kaçtığı anlara da tekamül ediyor. İç sızılarında kendini bulduğu her anda daha bir kaçası geliyordu kendinden. Sokakta korkmuş bir kedinin arabadan kaçtığı ve duran bir arabanın altına saklanıverdiği gibi gene kendine sığınıyordu en sonunda. Kendinden kaçıyor ve kendine sığınıyordu kadın.

Bu konulardan konuşmayı ise hiç mi hiç sevmeyenlerdendi. Ağlamalarıysa hep içten içeydi, hep gizli. Yokmuş gibi. Yara gibi. Sanki kendi de bir yaraymış gibi. Bunu kendinden dahi saklamak istermiş gibi. En çok da onu ağlarken biri görecekse şayet korlardı.

Dene beni, dene! Denemiyorsun!

admin | 05 February 2010 12:28

Aşk denenecek birşey değildir. Denemekle olmaz. Zaten içtedir. Hatta engelleyemdiğindir. Kendine rağmen engel koyamadığındır.

– Gel muhteşem bir televizyon ve ses sistemi bakalım. İzmir’de 4+1 ev aldım. Onun içini döşüyorum bir yandan.

– Hayırlı olsun. Sinevizyon aleti varken bunlar ilgimi çekmiyor. İzmir’e mi taşınacaksın?

– Birlikte taşınsak. Ömrüm olsan… ömrüme kalsan… Biz çok mutlu olabiliriz. Yıllardır benim hislerimi biliyorsun, denemiyorsun.
– Cicim elektrik derler ya, yüz yirmi kiloluk bir adama duyuyorum onu ama sana değil. Aşk diyorlar buna. Bilmem bilir misin?
– Her şey aşk mı? Mantık/ akıl denen bir şey var. Hem aşk bitince ne yapacaksın? Sence aşk bitmiyor mu? Bitmeyen aşk biliyor musun?

Regüle Edilmiş Hayatlar

admin | 29 January 2010 14:33

Çıkmaz sokakların suskunluğunda, bir adım ötesinde; bir nefes daha…

Hep orada olduğunu bildiğin ama bir adım atamadığın. Atamadıkça kendinden uzaklaştığın, uzaklaştıkça ona daha çok yakınlaştığın, ona yakınlaştıkça dokunmak istediğin, tam dokunacakken uzanan eline sıkıca tuttuğun anlar, ızdıraplar… Kendinden uzaklaşman ona yakınlaşmanı çözümlemiyor ki, çözüm yollarını bildiğin halde bulamadığın/ yontamadığın yolculuklara gebe kalıyor.

Regüle edilmiş hayatlar, modifiye olmuş enkarnelere çevrimlenmeden bir önce; durduğun yaşam anlarında, öpüyorum dudaklarından.

yüz tutmuş yas aslında töz’müş

astral | 28 January 2010 15:34

Ölüm, döş, düş, tut, tutsak, yok, hayal; hepsi bu kadar işte, hepsi bu kadar.

Varoluş gerçeği yokluşa giderken. Yine yine anladığım birşey var ki Avatar’ı seyrederken varoluşun yolu yokolmayı göze almaktan geçiyor usul usul üstadım, usuna yatsa da yatmasa da bu böyle…

Her düş baharlara kalmazmış. Kimilerinin bahar olurmuş, kimileri sadece baharlara bakarmış, kimileri seyretmek dahi istemezmiş, kimileri sadece izleyenmiş, kimileri sadece izleyen. Sahnede burası cehennem de üstad. Kimileri cennet de diyor. Ben de dedim. Yeni yıla girdiğim gece sonraki gün ve gece cennetin yeryüzüne inişiydi. Uslu ve dingindi ortalık. Hayal olamayacak kadar gerçekti. İnandım. Oradaydım. Bendim. An be an deneyimleyen özne. Ahh! Okyanus, ahh yıldızlar… Bu hayat ve ben, yorulmak bilmez sorular. İşte ben, uslanmaz haylaz.

SIKIŞIK HAYALLER

astral | 28 January 2010 14:31

Hiç yazamayacağını bildiği kitabın kapağı dahi hazırdır kafasında. Kolilerin fotoğrafı ve boş bir oda. Üzerinde ‘Sıkışık Hayaller’ini anlatacak teker teker. Geçip giden hayaller.

‘Bu kitap da onlardan biri, bu kitap da diğerleri gibi yazılmayacak’ dedi kadın; hem kitabından bahsederken, hem heycanlanmış halini hiç de saklamaya çalışmayarak… Keyifliydi bahsederken.

‘Bu yazıya tam bu isim olur’ dedim. İç’de kalmış bir kitap ismi. İç’de kalan hayaller. Hiç yazılmayacak ama birinin tüm ayrıntılarını bildiği ve ne kadar etkilense az olduğu; yazılmayacak kitabın adı.