bildirgec.org

sızı hakkında tüm yazılar

MENİSKÜS

ufopilotu | 06 August 2008 16:04

konu sağlık olduğunda, özellikle yaşam kalitesini düşüren semptomlar ve hastalıklar olduğunda , bilgi edinmek kolay olmayabiliyor. hiç ummadığımız bir anda “belfıtığı bilmem kaç nolu telefon” şeklinde kartvizit bir cümleyi görebiliyoruz. ayrıca çevremizde bir çok insan doğru bilgiye sahip olmadıkları halde zararlı olabilecek önerilerde bile bulunabiliyorlar. o yüzden sağlık konusunda en önemli kriter profesyonel yardım almaktan yana olmalıdır.

şimdi konuya gelelim. menisküs nedir? menisküs ne işe yarar, menisküsün başına gelenler bizi nasıl etkiler vs… gibi başlıklara değinmek istiyorum.

Senden sonra da sarhoş oldum ben…

emotionnnnn | 21 April 2008 21:34

Senden sonra da sarhoş oldum ben
Hem de defalarca ..
Ama senİnleyken ki gibi değil
Hiçbirşey seninle olduğu gibi değil yaa.
İçmek,gülmek, uyumak ve uyanmak.
Her ne kadar hayal olsalar da …

Şimdi her şey daha gerçekçi …Tam da istediğin gibi ….
Sarhoş olduğumda bile ….
Okuduklarım,yazdıklarım,söylediklerim,söyleyemediklerim hatta,,,
Her şeyi ama her şeyi ifade edebilirim artık rakamlarla..
Aşkı bile ..

Sevinmelimiyim şimdi ben buna ? gurur mu duymalıyım kendimle?
Sen gurur duy , bunu bile yaptırabildiysen bana…

8 yaşındaki 1 çocuğun ilk aşk acısı

asiti kacmis kola | 21 March 2008 11:32

ilk aşk
ilk aşk

aşka 1 parça da olsun inananlar için ilk aşk, ilkokul ilk yıllarına denk düşer. belki bilindik aşk tanımlarına ve kriterlerine uymaz o çocukluk aşkı ama “ayağının yerden kesilmesi”, “karnında kelebeklerin uçuşması”, “yemeden içmeden kesilme”, “karşılık bulamadığında hissedilen bol kalp kırıklığı ve girilen mini depresyon” ile bal gibi de aşktır o.
o yılların üzerinden çok uzun yıllar geçtiği için ilk aşk konusunda en fazla bunları söyleyebilirim ben.
şimdi sözü 8 yaşında ilk aşkı tatmış, bununla da kalmayıp ilk aşk acısını da yaşamış 1 erkek çocuğuna (ki kardeşim olur kendisi) bırakıyorum. (şiirin tek bir harfine bile dokunulmamıştır)

Aynı

suphi | 30 July 2007 12:29

Kalemi elinde aldı ve bir şeyler karaladı. Sonra da altına “hayat” yazdı. Yine utandı ve yırttı mektubu. Gözlerinden süzülen yaşa inat gülümsemeye çalıştı ve sarı dişleri göründü. “Bir yol” dedi ve üzerine basarak ekledi;”ıstırap”.

Devamlı bir şeylerden dert yanardı. Pencereden dışarı amansızca bakar ve ağlardı. Benimle çok az konuşurdu.”Selim” derdi, “dostum anlıyorum seni”…

Bense umutlandırmak isterdim; “bir gün başka bir ülkeye, başka bir şehre gideceksin, denizler, insanlar göreceksin”.

Her zamanki ürkek sesiyle cevap verirdi; ”Aynı mahalle, aynı sokak.. Aynı karlar yağacak üzerime, aynı gülüşler, aynı nefes, aynı can, hep aynı…”

Yalnız Bir Kadın Olmak…

hypatia | 09 May 2007 09:40

Bu gece, kulağımda ki “Camdan Kalp” şarkısının hüznüne, mail kutuma gelen Sayın Ahmet Altan’ın yazısından bir alıntının, kalbime verdiği sızı eşlik ediyor.

Gözler, tüm gerçekleri söyleyen ve baktığınızda acı ve mutluluğu görebileceğiniz, duyguların saklanmasının en zor olduğu yerdir. Hele ki bir kadının gözlerinde…
Zihnimin kabul ettiği tek gerçektir, mutlu ve mutsuz kadını gözlerindeki ışığın ele verdiği. Mümkün değildir ki sevgiye doymuş bir kadının gözlerinin içinin parlamaması, şevk ve heyecan dolu olmaması, enerjisi ve kahkahası ile gururla gezinmemesi. Ne acıdır ki, sevgiye hasret bir kadının gözlerinin feri sönmüştür. Bakışları donuk ve hissiz olabilecek kadar tepkisizdir. Tüm heyecan ve isteklerini yitirmiş, ertelemiş ve hatta unutmuştur. Amaçları da, kendi ben’i gibi kaybolmuştur. Sadece ve sadece yaşamın gereklerini yerine getirmek için hareket etmeye başlamıştır. Kırgın ve kırılgandır. Artık yıkılmış umutlarını bile hatırlamamaktadır.