bildirgec.org

sinek hakkında tüm yazılar

Meraklısı İçin Akla Zarar Bilgiler

incitanem | 22 May 2007 09:26

  • Bir tek dişi yeşil sineğin yumurtasından çıkan bütün yavrular yaşasa sinek hanım bir haftada 409.550 evlat sahibi olabilir.
  • Bir insandaki toplam damar uzunluğu 150 bin km’dir.Dünya ile güneş arasındaki mesafe ise 150 milyon km’dir.
  • Çağlar boyu kan emici diye korkup kaçığımız yarasalarsaatte 300 kadar zararlı böcek türünü yiyor.Muz ve avokado ağaçlarının çiçek polenlerinin taşınmasını sağlayarak insan için çok yararlı bir rol üstleniyorlar.
  • İngiliz Matematikçi Robert Recorde,1557 yılında yayımlanan Bilginin Bileytaşı adlı eserinde eşitliği göstermek için “=” işaretini ilk defa kullanmıştır.Fermat ile Descartes “=” işareti için sonsuz sembolünü tercih etmişlerdir.Bu konuda eşit anlamına gelen “dequus”kelimesinin Latince yazım şeklinin baş harfinden yararlandıkları sanılmaktadır.
  • Çay İngiltere’ye 17.yüzyılda geldi.Çayın nasıl içileceğini bilmeyen bir çok İngiliz suyunu döker yapraklarını kaşıkla yerdi.
  • Dünyanın en genç satranç ustası olma başarısı Sergey Karjakin 12.5 yaşındayken elde etmiştir.12 Ocak 1990 doğumlu Sergey Karjakin’in bu rekorunu kıran daha küçük bir satranç ustası hala çıkmış değil. Jose Casablanca ise 103 oyuncuya karşı aynı anda satranç oynadı ve sadece bir tanesinde berabere kaldı,diğerlerinin hepsini kazandı.
  • Oxford İngilizce sözlüğe göre İngilizce’deki en uzun kelime “pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis”dur.
  • Ağzımızı balla tatlandırmak için minik balarılarının çektikleri zahmet dile kolay.Bir kaşık bal yapabilmek için çiçeklere 4000 kere gidip geliyorlar.
  • Ortalama bir insanda 30.000-100.000 adet saç var ve hergün yaklaşık 100 tanesi dökülüyor.İnsanın tek tel saçı ise 85-90 gram ağırlığı kopmadan taşıyabiliyor.
  • M.S. 9. yüzyılda oyun kağıtları,kağıt para ve tuvalet kağıtları Çin’de yaygın olarak kullanılıyordu.
  • Londra!daki kağıt eşya bürosu bildiriyor:Son bir sene içinde taşıt araçlarında daldın yolcular tarafından unutulan eşyalar:Bir bisiklet,Afrika’da yaşayan cinsten küçük bir ayı,eksiksiz bir caz orkestrası takımı,bir Çin mabedi minyatürü,bir çöp kutusu kapağı,her birinin içinde yüksek değerde gümüş bulunan 8 büyük para torbası.
  • Sıkı çalışan bir erişkin günde 15 litreye yakın terler.Bu terin çoğu insan farketmeden buharlaşır.
  • Ünlü yazarlardan Balzac’ın el yazısı o kadar kötü ve okunaksızdı ki dizgicileri deli ederdi.Balzac’ın kitaplarını yazan matbaanın dizgicileri matbaa sahibiyle bir anlaşmaya varmışlardı.Bir dizgici Balzac’ın bir sayfasını sökebilmek için 1 saatten fazla uğraşmayacaktı.
  • Kartal en hızlı uçan kuştur.Bazı kartallar havada inanılmaz bir sürat yaparak aşağıya doğru inişe geçtiklerinde saatte yaklaşık 322 km hız yaparlar.
  • Çin kadınlarının inancına göre giydikleri elbisenin renginin erkekler üzerinde farklı tesirleri olurmuş.Mavi renk onları büyülermiş,kırmızı heyecanlandırır,siyah dize getirir,beyaz köleleştirir,sarı ise mutlu edermiş.

iskambil

tamilgerillası | 22 April 2007 07:19

pis yedili departmanından…
iskambilden fal açtınız mı? ne gördünüz peki? platonik aşkınız kupa kızı, yakışıklı kısmetiniz maça vale ya da bol şans ve kazanç için karo as… yani görmek istediklerinizi
peki gördükleriniz ne? bu şekiller, bu isimler nerden geliyor? kim bu maça papazı?
her şey zarla başlıyor. iskambil oyununa benzer ilk oyunlar ms 10. ve 11. yy’larda, çin’de görülüyor. iki zarın atılmasındaki 21 olasılık kağıt ya da yapraklara yazılarak seriler oluşturuluyor. aslen domino oyunu bu. daha sonra bu kartlara farklı seriler ve bizim sonradan resim diyeceğimiz kategoriler gelmeye başlıyor.
şu anda oynadığımız fransız menşeli iskambil kağıtlarının ise aslen araplar üzerinden avrupa’ya geçtiği düşünülüyor. bununla ilgili en önemli kanıt ise topkapı sarayı’nda bulunan memluk yazması, malik ve naipler adındaki iskambil seti. bu set, günümüzde kullandığımız iskambil kağıtlarının bulunan en eski örneği. 4 seri ve 3 farklı resimden meydana geliyor. serilerle ilgili biraz daha ileride konuşacağız. resimler ise malik, malik-i naib, naibi. yani günümüzde papaz, kız, vale. bu hiyerarşik sıralama kartların altına yazılmış. kartların üzerine resimler avrupa’ya geçtikten sonra konulmaya başlıyor.

küçük harfle bir hikaye

| 13 April 2007 09:25

ben bir hamamböceğiyim abartısız. ışık düşmek üzere bulunduğum sandalayenin bir bacağına ve sabah, işte o dev tahta sütunun ardında. ben kaçtım ve ancak buraya sığınabildim. ailem merak etmiştir, telaşa vermişlerdir ortalığı, buna kesin gözüyle bakıyorum ama çaresizdim gerçekten. evi kendisiyle paylaştığım insanoğlunun bu gece yatmayacağı tuttu o kadar; ev bana tuzaklar hazırladı. bir hamamböceği olarak karışıma çıkan olanaklardan azamiyetle yararlanmak türümün devamı için çok gerekli bir şey. eğer etrafta milyonlarca antep fıstığı kırıntısı varsa ve siz abartısız bir hamamböceğiyseniz, kaçarınız yok, o gece sabahlarsınız. o antep fıstığından, şu antep fıstığına mekik dokur durursunuz. evimizi paylaştığımız insanoğlu ise bu fıstıkların ve benim burada, bulabildiğim tek kuytu karanlıkta sıkışıp kalmamın baş sorumlusudur ve bana sorarsanız ölmesi iyi olur.ama çok büyük bir hıyardır bu insan. dev bir hıyardır. o yüzden ona pek çıkışamıyoruz biz burda. bunun yerine pek gözüne görünmemeyi tercih ediyoruz. zaten gördükleri geri dönmüyor. daha geçen, en iyi arkadaşım, gözümün önünde dümdüz oldu! ama söylemiştim ona bas bas bağırmıştım. o son parçayı yeme demiştim. ama dinlemedi beni. yedi. çünkü bizim kulaklarımız yoktur. çok doğal. ölmesi. iletşimsizlik çağın genel problemi.

Sinek

necronamber | 08 April 2007 01:33

Havaların ısınması ile birlikte evlerimize gelen misafirlerimiz sayısı artmaya başladı. Bunların en başında bildiğiniz sinekler,ne kadar sevimsiz de görünse bu varlıklar inanılmaz ve hala keşfedilmeyi bekleyen hayvanlardır. Sinek en kaygan zeminlerde bile rahatlıkla dolaşabilir, evlerin tavanlarında saatlerce asılı durabilir. Ayakları, camlara, duvarlara veya tavanlara konmak için bir dağcıdan daha donanımlıdır. Eğer içeri çekilebilen pençeleri tutunmaya yetmezse, ayağının ucundaki vantuzlar onu zemine iyice yapıştırır. Bu vantuzların tutuş özelliği, salgılanan özel bir sıvı ile arttırılmıştır.

Sineğin gözlerini oluşturan merceklerin altıgen yapısı, sıradan bir mercekten çok daha geniş bir görüş alanı sağlar. Bu merceklerin sayısı bazı sineklerde 5000’e kadar çıkmaktadır. Ayrıca gözlerin küresel yapısı sineğe arkasını görme imkanı da vermekte, tabi bu düşmanlarından kaçışta büyük avantajlar sağlamaktadır.

Tiyatrocudan Nasıl Dost Olur?

kaufman | 04 January 2007 00:06

SİNEKTEN POST TİYATROCUDAN İSE NASIL DOST OLUR?

Bir çok meslek grubu birbirine çok bağlıdır. İç kavgalarını dışarıya belli etmezler. Ve birlik içindedirler.
Bizde ise bir hainlik bir tekelcilik vardır. Toplu satış kaynaklarımızı turne kaynaklarımızı birbirimizden saklarız. Meslek gruplarının başındaki insanlar hala birbirlerini dinlememekteler. Yaşlanıp hala başkan kalanlar,yerini gençlere bırakmayanlar,kişisel hırslarını ve kişisel kızgınlıklarını birbirlerinin ekmeğiyle oynama derecesine getirenlere kadar uzanan kişilikler.
Hatta iki tane internet tiyatro dergisi dışında kalanının başındakiler tiyatrocu bile değil. Ama tiyatrocuları birbirine düşürmekte,forumlar açarak hakaretlere çanak tutmakta ve nedense sahneye hiç çıkmadıkları halde tiyatro sevdası peşinde koşmaktalar.

sineğin ısırdığı yer

teknefes | 26 December 2006 01:52

sineğin ısırdığı yerdeyim şimdi;
tatlı tatlı kaşınmaların huysuzluğunda….
önceden haberli bir vuruşta
kulağını tırmalayan sessiz çığlıklarda başlayıp
habersiz ve aniden sonlanan.
sineğin ısırdığı yerdeyim şimdi;
sonsuza dek sürebilecek bir oyunun ortasında
uzanamıyacağın yerleri ayırarak hayatımdan
kendi ilişkilerine ilintilenerek ilerleyen
güller ve hayalller gibi silinerek
sineğin ısırdığı yerdeyim şimdi;
geceleri hayalini kurduğum sesini duyamadan
kapılarını ardına kadar açmış tabessümüne güvenerek
tek kullanımlık kibrit gibiyim hiç kullanılmayacağını bilerek
yanılgıların yanlışlığını doğruluyorum artık
yalan acıların yitirdiği akşamlarda
sineğin ısırdığı yerdeyim;
kaşıdıkça avuntularım artıyor mavi sessizliklerde
okşamak daha da beter tanımadığım bir teni hayal ederek
sesinde yakaladığım iniltiler gibi
üzüntüler de arkandan geliyor tekrarlanan dizelerde

KuşKonmaz

winmaker | 16 November 2006 10:22

Çatınıza, pencerenize veya bahçe duvarınıza kuşların konmasından feci rahatsızlık duyan hafif psikopat ve takıntılı bir kişiliğiniz mi var? Ne bu saatten sonra kuşların neslini tüketebilir, ne de bu yaştan sonra karakterinizi değiştirebilirsiniz. O halde çözüm herzaman olduğu gibi klavyenize bağlı bilgisayarınızın modeminin ucunda, buyrun size kuşkonmaz. (arabanızı ve kafanızı kuşların gazabından koruyacak bir ürün icat edilmedi ne yazıkki) Yanında da sinek kaçıran bedava.

Darwin’in bombusları

linnux | 17 September 2006 14:02

Bağ bahçeyle, sebze meyve yetiştirmeyle ilgileniyorsanız,
veya biyolojiyle aranız iyiyse,
tozlaşmanın önemini de bilirsiniz.

Ve tabbi ki tozlaşmada sineklerin ve arıların önemini de.

Bu yardımcı canlıların içinde en önemlilerinden birisi de
şüphesiz bombus arılarıdır.
Bombus arıları,
özellikle de seralarda yapılan sebze-meyve üretiminde,
üstün özellikleri dolayısıyla ayrı bir önem arzediyorlar.

Hatta bu arılar gerek yurtiçinde, gerekse uluslarası piyasada,
oldukça yüksek fiyatlarla alıcı bulabiliyor.

sivrisinek’ten kurtulmak

cemshid | 02 June 2006 18:50

sigorta kutusu gibi bişi
sigorta kutusu gibi bişi

yaz geldi, havalar çok sıcak, kısacık giyiniyoruz ama bu sefer de sivrisineklere yem oluyoruz, lanet sinekler kanımızı emiyor diyenleriniz için, şahane aleti icat etmişler. İçindeki Octanol diye bir madde var ve insan nefesini emule ediyor, ayrıca ledler yanıp sönüyor ve düşman sinekleri kendisine çekiyor. Sinek yaklaştığı zamanda “hüüüp” diye içine çekiyor sineği..

1 gecede 1200 sinek yakalamışlığı var, 6 sinek 1$a geliyor yani fiyatı 200$…