bildirgec.org

sindirememek hakkında tüm yazılar

sırlar

astral | 30 December 2010 08:42

Olup olmayacağın sezdiğin, yine de burkulduğun buruk bir tat ile devam ettiğin zamanlar yaşarsın. Yapmam dediğin şeyleri yaptığın anlar olur. O aracıklarda kendini tanımlamaktan kısa ya da uzun süreliğine değil, temelli vazgeçersin.

Yapraklar tekrar sararır mı, kırmızılar sarmışken yeryüzünü bir kalp ağrısı tecelli bulur bedende. Aslında öyle ki, ağrı bedende mi ruhta mı anlamazsın, anlamazsın; Belki bir ömür, belki bir öpücüğü bir saniyeye sığdırdığın bir sonsuz aralığında…

Kim bilir? Sereserpe bırakıvermek vardı şöyle kendini evrene.

ruhuma patlayan TOKAT

astral | 15 January 2010 09:07

facebook.com
facebook.com

Sakince oturmuş sıcağımda, kitap okuyordum, altını çize çize… Alacaklıların kapı çalması vardır ya, kapıya birden panik halinde vurulmaya başladı. Korktum. ‘Kim bu geri zekalı insan?’ diye geçirirken aklımdan, buğulu o küçükten göremediğim halde; yine de baktım, ‘Kim acaba?’ diye…

Hemen açtım kapıyı çünkü Elif’ti, balımdı, en yakınımdı. Deli gibi ağlıyordu. Sarı ıslak saçları jölelenmiş gibi ayrık ayrık duruyordu. Sırılsıklamdı. Sırılsıklam ve yıkıktı. Makyajsız yüzüyle dahi, çok çok güzeldi küçük çilli beyaz suratı. Kızarmış gözleriyle bana bakıyordu, boynuma sarıldı. Kapıyı kapatmama dahi izin vermeden sarıldı, boynuma dayadığı kafasından sular damlıyordu. İçerlemiş kadın tüm isyanıyla anlatmaya başladı. İçeri geçtik… Ellerini avuçlarıma aldım, kreşten beri beraber olduğum arkadaşımın hayatı kaymak üzereydi ve yine yanımdaydı, şimdi anlatmaya ihtiyacı vardı. Dinledim, başka ne yapılabilirdi ki…

ZAFER SAYDIKLARIN K..INDA PATLADIĞINDA, GÖRECEKSİN ZAFERİ!

astral | 31 December 2009 12:28

httpfirenzegold.files.wordpress.com200903tears.jpg
httpfirenzegold.files.wordpress.com200903tears.jpg

Ki, ben beni biliyorsam geleceksin; kim ki gelmedi? O açılmayan telefonların sahibi kişi; kim zamanı geldi, ikna etme çabasına girmedi, tekrar?

Duy zaman! Hiç mi yok, inkarın, ihtimalin? Teninde fermandım ki, ben anında gün batımında yaldızlı ışıktım ufkunda, terinde; nerede? Neredesin? Ey zaman! Konuş benimle, konuş ki, zaman dursun biraz. Durmalı bu gönlümdeki isyan. Sana ‘yok’ gelen bu çağrı, benim son haykırışım zamana…

‘Şimdi zaman bir kuru yalan…’

astral | 23 December 2009 09:45

Gabor Dvornik, Macaristan
Gabor Dvornik, Macaristan

Asılı, yükleniyor hayat girdaplarına.
Bir dönüyor, bir duruyor, baş aşağı dünyaya Leyla Leyla bakarken. Çoktan göz yaşları akmışken, kurumuşken; ruhu kurumuş bir okyanusken…

Hala onu bekliyor, istiyor, söylemiyor; söylemeyecek; kendine dahi. (!)
Son nefesini ruhundan evrene üflerken, ‘Şimdi zaman bir kuru yalan.’ diye tekrarlayıp duruyordu, terler içinde kalmışken; kendinden geçmişçesine, gözlerini bir noktaya dikmiş, burada değilmiş ve gördüğü başka bir evrenmiş gibi söylendi söylendi durdu, zaman tersine akarken…