bildirgec.org

sin hakkında tüm yazılar

Türk tarih kurumu’ndan belgesel niteliğinde görüntülü çalışmalar.

biSGen | 13 December 2008 14:00

türk tarih kuRumu
türk tarih kuRumu

Türk tarih kurumu‘ndan belgesel niteliğinde görüntülü çalışmalar. Tüm çaLışmalar deneme Mahiyetinde Hazırlanmıştır.

Türk El Sanatları (Ebru) Belgeseli
boyutu:18.825 KB
Osmanlı Kadın Giyimi Belgeseli
boyutu:15.099 KB
Karagöz Belgeseli
11.210 KB
Mezar Taşları Belgeseli
boyutu: 12.395 KB
Yazma Eserler Belgeseli
boyutu: 15.543 KB
Sabuncuoğlu Şerefeddin Belgeseli
boyutu: 27.3 MB
Kültür Mirasımız İnebolu
boyutu: 17.047 kb

Hafta: Gereksiz Birim

kapuska | 14 July 2008 10:04

Herhalde herkes ya bir şekilde işini yetiştiremediğinden ya da haftasonu tatilinin kısalığı yüzünden düşünmüştür: bir hafta neden yedi gündür? Niçin sekiz, dokuz, vs. değildir de illa yedidir?

Gün, ay ve yıl kavramlarını açıklamak isterseniz, bunlar astronomik birimlerdir ve fizik ile açıklanabilirler. Yani gün dediğimiz şey Yer’in kendi ekseni etrafındaki dönüşünün süresidir. Benzer şekilde ay Dünya’ya göre Ay’ın, yıl ise Güneş’e göre Yer’in tur süreleridir. Peki bu matematiksel niceliklerle tek ortak paydasının gün olduğu hafta kavramı da ne oluyor ve niye periyodu yedidir?

Ama yedinin serüvenine geçmeden önce hafta kelimesini ve kavramın kendisini de biraz irdelemek lazım. Semantik kökenine baktığımızda, Türkçe’de erken örnekleri 14. yy’a kadar takip edilebilen ‘hafta’ sözcüğü aslında Farsça’da yedi anlamına gelen ‘haft’ (heft okunur) kelimesinden türetilmiştir. Bu sözcüğü de ilk kez Avesta’da, Zerdüşt’ün dörtlüklerini topladığı ve kullandığı Hint-İran diline de adını veren kitapta görürüz (yani nereden bakılsa 3500 yıllık bir sözcüktür).

Bizim coğrafyamızda izi kolay sürülse de batı dünyasında bugün kullanılan ‘week’ kelimesine ulaşılması daha bir çetrefillidir. Kesin olarak bildiğimiz Romalılar’ın yüzyıllarca hafta kavramı olmadan gayet mutlu mesut yaşadıklarıdır. Fakat ne zaman Roma Ordusu 1. yy civarında Zerdüştlüğün bir mezhebi olan Mitraizm’le tanışmış, hafta kavramıyla beraber diğer kültürel öğelerini de benimsemeye başlamıştır. Ancak Romalılar’ın hafta kavramından pek haz aldıkları da söylenemez. Öyle ki bu kavram için kullandıkları kelimeler öylesine ve alelade sözcüklerdir. Bir süre ‘hebdomas (yedi gün)’ (Eski Yunanca hepta-‘dan türetme) bir süre de ‘septimanus (yedi kat)’ (Latince septa-‘dan türetme) demişlerdir. Yeri gelmişken ekleyelim, hafta anlamına gelen ve bugün hala kullanılan Fransızca ‘semaine’ ve İspanyolca ‘semana’ yine septimanustan türetilmişlerdir.

Mitras Rölyefi
Mitras Rölyefi

MEMENTO MORI (!)

EUQON | 22 August 2007 09:19

Muzaffer bir Roma generali, savaştan galip çıkıp sokaklarda zafer turu atarken, arkasındaki aciz köle geleneklerin icap ettirdiği şekilde kulağına eğilip şunları söyler: “Arkana bak! Sadece bir insansın, hatırla!” (“Respice post te! Hominem te esse memento!”). Bugün en tepede olsan da, yarın başka bir gün olacak. Kişi ne kadar güçlü olursa olsun, sonuçta bir faniden başka bir şey değildir. Bu hatırlatma, o zamanlardan günümüze “MEMENTO MORI”; yani, “Fani olduğunu hatırla” cümlesiyle bir anekdot mahiyetinde geçmiş. Bizim Zincirlikuyu Mezarlığı’nın girişinde yazan “Her Fani Ölümü Tadacaktır” ibaresi, müslüman kişilere aynı şeyi tüyler ürperterek hatırlatır.

Zaten müslüman ülkeler ve Doğu Avrupa’nın bazı yerleri dışında mezarlıkları şehrlerin içinde pek göremezsiniz. Hatırlamaktan korkarcasına yerleşim yerlerden uzakta ayarlanır ebedi istirahatgahlar. Bu anekdotun Tertullian‘ın Apologeticus‘unun 33. Bölümünde yer alıyor olması, İncilde (1 Thessalonians 5:23) insanı oluşturan 3 hayat elementinden; -Tanrıdan aldığımız can, irade ve arzularımızdan oluşan ruh ve etten ibaret vücut-tan bahsedilmesiyle alakalı mıdır bilinmez, ancak Tevratta Ecclesiastes’te “İnsanlar fanidir. Onları Tanrı böyle yapmıştır (Tanrı, böyle olmalarını istemiştir). Faniliklerine yenilmeleri de keza onun yaratışından ötürüdür.” diye yazar. Kur’an’ın Yûnus’da verdiği mesaj da gayet net ve açıktır: “Ey insanlar taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Sadece fani dünyanın zevkinden (başka bir şey elde edemezsiniz). Sonra bize dönersiniz, biz de size bütün yaptıklarınızı haber veririz.” (Yûnus, 10/22-23).