bildirgec.org

şimdi hakkında tüm yazılar

YARIM KALAN HAYALLER YAŞINDAYIZ

il mare | 25 June 2010 09:44

“Ne bu şimdi…
Sol kolum neden sızlıyordu uyandığımda ve neden hala artarak devam ediyor? Ölüyor muyum? Yarına çıkmam mı? Bir uzun yola uğurlayacağım bugün kendimi zaten, şeridinden çıkacak bir makinenin habercisi mi bu karıncalanma? Karıncaları anımsayarak mı gelecekti sonum,en korktuğum varlıkları mı getirecektim gözümün önüne en son kez?

Ne bu şimdi…

Gözlerim niye karardı? Bu şarkıyı bana mı söylüyor bugün, bu adam? ‘ Kardeşim kadar eski bir sokakta, seni gördüm’
Kimseyi görmedim, görsem de bir şey hissetmem ben. Hissedince görürüm anca.

şimdi…

lavinya76 | 09 April 2010 11:51

Şimdi sana sürgün yüreğimi ve öykümü toplayıp gelsem o küçük kasabaya… Hani o ilk günkü coşkuyla karşılar mısın beni aynı peronda?

Sesine düşen türkülerimi yakalasan saçlarından, sürüyerek götürsen gözlerinin kıyısına, baksam uzun bir gecenin kollarından sana…
Yakacak ne varsa yakmış olsan çoktan, şömine de odun niyetine. Kırgınlıklarını biçsen ortadan, sal gibi. Uzansa düşlerim göl dinginliğine ve ben geldiğimde sen çoktan unutmuş olsan bir asır önce ayrıldığımızı…

ekme

astral | 21 March 2010 12:00

Yıllar önceydi. Hiç de içim acımamıştı. Gayet mutluydum. Ardımda birini üzdüğümün ne farkındaydım belki de ne de umrumdu…

Şimdi içimin acıdığı anlar var. Derdim derdi değil. Bunun ötesi de var. Kendi eğlencesini aralıksız anlatıyor, ben kederden ölürken… ‘Bunların beni üzeceğini hiç düşünmüyor mu?’ diyorum… Sonra ‘Neye, neden üzülsün ki?’ diye ekliyorum, yine kendim… ‘Ben umursamış mıydım?’ Gayet de keyifli yıllardı.

Evde acayip bir kavga kopuyordu. Bu sefer kesin ayrılacaklar dediğimiz zamanlardı. Çektim gittim, yıllarca. O, o evde yalnız kaldı. Derdim mi oldu, dert mi edindim bunu? O zaman on beş yaşındaydı en fazla. Konuşacağı birincil insandım ve çekip gidecek kadar da umarsızdım.

Adım Atmak

Chat Noir 1 | 03 December 2009 12:42

Sam Rowley,15 yaşında ödüllü bir vahşi yaşam fotoğrafçısı.İlk resimlerini çekmeye ise 11 yaşında başlamış.Görüldüğü gibi başarılı olmaya yaş engel değil.Yada hiçbir şey için geç değil.Eğer bir kitap yazmayı düşünüyorsanız,dünyaca ünlü bir yazar yada şair olmak istiyorsanız yada çektiğiniz resim ödül alsın istiyorsanız,aklınızda çok hoş bir heykel fikri varsa yada belki de yeni bir tasarım…Ertelemeyin, hemen bugün başlayın.Hayalleriniz için bugünden bir adım atın.Kendinize inanın.Hayaliniz neyse bunu daha önce başarmış insanlar var.Siz de yapabilirsiniz.Bunu daha önce başarmış olanlar yoksa bile siz bir ilk olabilirsiniz.Bu arada vahşi yaşam fotoğrafçılığı gerçekten hoş bir iş yada aşk mı demeliyim.Süha Derbent’de vahşi yaşam fotoğrafçılığı konusunda önemli bir isim.Fotoğraf makinemi alıp dağlara çıkabilirim.

DAMLA DAMLA SIZIŞLAR

il mare | 04 October 2009 14:45

Bir damlacık sızılır her bir hayata ve bir damla sızı kalır kalpte yokoluşların hatrına
Bir damlacık sızılır her bir hayata ve bir damla sızı kalır kalpte yokoluşların hatrına

Dışarıda olmak;az önce dışarıda olduğun için evine gelmek,birkaç saat öncesine kadar zilini çalıp beklemek zorunda olmadığın dükkanların,kafelerin kapılarından girdiğin için,işte şimdi diyafondan çıkacak olan ‘kim oo’ sesine cevap vermeye hazır beklemek, güzel.

‘Benim,aç’ Gene ben. Bu sefer daha başka ama;daha büyümüş ve görmüş.Kimbilir neler neler?Kimlerle aynı havayı solumuş olarak bu defa.
Kaç katille gözgöze gelmişimdir bugün acaba?Kaç cinayete ortak olmuşumdur saliselik bir bakışla,hangi çaresiz maktulün çırpınışına…Kaç başarıyı taramışımdır sonra gözlerimle gene,şu kendinden emin,ayakta dikilen güzel gözlü adam;kaç mutluluk vardır hayatında,toplansa bir elin parmakları ediyor mudur? Tam karşımda,önemli bir yer ile randevusu varmış gibi giyinmiş duran,lacivert takım elbiseli,kır saçlı, yakışıklı amcam. Sadece bir yudumuna ortak olabildiğim,ceketinin iç cebinden çıkarıp yudumladığı şişesinden belli kanyakını,uzaklara dalarak hangi düşünceler eşliğinde yudumlamıştı acaba?Çok geride bıraktığı o büyük aşkı mı vardı aklında ya da yakın zamanda kaybedip de unutamadığı ya da kaybedeli zaten uzun zaman olmuş hayat arkadaşının hayalini mi ortak etmişti yudumlarına, ya da kim bilir ne zaman içinde olduğu kanlı bir savaşın yaralılarının acı inleyişleri mi karışmıştı,kulağına bir yandan takılı olan kulaklıktan çıkan müziklerin arasına.Hangi şarkıyı dinliyordu,radyo muydu,yoksa torununun yüklediği hep başa dönen şarkılarla mı keyifleniyor,hüzünleniyordu?Acaba içkisinden bir yudum alma ihtiyacını onda uyandıran nağmeler hangi sözlerin sahibiydi,hangi şarkının hangisine geçişindeydi?

“ANNEE YÜZÜYORUM!!!”

il mare | 14 July 2009 09:19

Allah’ım! Kabus gibi..Kara kuru,esmer 9-10 yaşlaırnda bir çocuk,sanki ağzımı daha ne kadar geniş açabilirm acabacılık oynayaraktan “anneeee” diye bağırıyor denizin kıyısından,aslında derinde olduğunu sanarak. Ne de şirin,canım benim,aman da aman…Herşey çok güzel,gözlem yetimin doruklarındayım ve çocukluk hatıralarımın en derinlerinde…Sanmalarımı,sanılgılarımı hatırlıyorum hep denize dair,ellerimle aşağıdan kumlara dokunarak ve bu vasıtayla sırtımla beraber popomu su üzerinde bırakmaya çalışarak,gene ellerimle ilerlemeye çalıştığımı,bunun adını “yüzüyorum!!” koyduğumu falan hatırlıyorum,hatırlattın çocukk,saol..

önemli olan şimdi

hkmt | 11 May 2008 11:40

bu saatin ne akrebi ne de yelkovanı var. bir tarafı geçmişi bir tarafı da geleceği temsil eden bu saat sadece şimdiki zamanı, o andaki saati gösteriyor. üstteki sayı saati alt tarafta bulunan küçük sayı ise dakikayı göstermekte. felsefik bir misyonu icra eden bu saat yaşadığın zamanın kıymetini dikte ediyor. geçmiş geçti, elinden uçtu gitti, gelecek bugünlerin üzerine kurulur, şimdi sahip olduğumuz tek şeydir. bilgisayarınızdaki aktif saati bu sitede saatin flash ile hazırlanmış demosunda görebilirsiniz. saatin fiyatı $90