bildirgec.org

sıkılmış hakkında tüm yazılar

bi s.k olmaz

xdestroy | 10 April 2004 02:37

bi türlü anlamıyorum insanlardaki bu rahat hakaret olayını.Bana fazla geliyo söylenenler.Neden bukadar kolay değişiyor ilişkiler.En küçük bi şeyde hakaretleri kaldıramıyorum .Bana güvenmeyin kardeşim fakat eğer beraber iyi vakit geçirmiyosak da siktir ya sinirim bozuluyo durup dururken.Kircam kalbini bir gün bende fakat teşviğe ne gerek war.dumur olunuz kendini bakınız ve kaybolmayınız lütfen.Telepatik bi sakatlık war bu işte.

Ankara, Monotonluğumun Krallığı…

Little matchbox girL | 07 April 2004 17:29

-çok istedim biliyosun bunu sayın kendim… buraya gelmeyi, burada olmayı. her şeyi buraya bağlamıştım, kaçarcasına istanbuldan, buraya sığınmıştım… -çok mu kötüydü hayatın? çok mu üzgündün acı mı çekmiştin? -belki de evet. -tüm güzellikler burda sanmıştın yeni insanlar yeni izlenimler yaratmak istemiştin, sana aşık olanlardan aşık olduklarından kaçmak istemiştin… buradasın işte… her zaman hayalini kurduğun ‘güzide’ okulda, en çok istediğin bölümdesin. her şeyi başardın sen, her şeyi yıkarken… mutlu musun? mutsuzluğun her şeyindi senin… sen asla bunu anlamadın…

Umursama

| 06 April 2004 22:17

Bir erkek tanımadığı bir erkeğin arkasından ağlarsa o kişinin cennette olması olasıdır. Bir erkek, okuldan gelip, beden eğitimi dersi çantasını fırlattığı gibi televizyonu açmış, Amerika’daki , Almanya’daki akrabalarını arayıp bir kişinin ölüp ölmediğini sormuşsa… Gece rüyamda Kurt hayattaymış, dejenere nu metal grupları türememiş koch basili kültürü gibi, Courtney sürtüğü onun mirasının üzerinde donsuz bacaklarını açıp işememiş, Francis babasının yanında büyümüş, milyonlarca kişi Lennon’dan beri Lennon’a ağladıkları kadar ağlamamış ve winamp listemde Nirvana’nın son albümü varmış… Her neredeysen iyi ol Kurt Donald Cobain.

bahar!!!!!!gırrrr..

darkness_slayer | 03 April 2004 18:49

yaaa bahar geldi bende sıkılmaya başladım..şu kronik bahar yorgunluklarına ne iyi gelir bilen varmı kiii böyle çok sıkılıyorum depresyona gircem valla ani mutlulukları bünyem kaldırmıyor. bir arkadaş sebze ye dedi 1 haftadır sebzekolik oldum ama bu sefer daha sinirli oldum ne yapmalı?? canım dışarı adımımı atmak istemio?

sıkkkkıldım!

moana | 03 April 2004 02:40

çok sıkıldım. ben çok sıkıldım,sıkıldım ve etrafımdaki, sıkılmamış geceleri ağlıyıp, gündüzleri mutluluk oynayan insanların da sıkılmasını istiyorum. kıskanıyorum onları. çünkü ben sıkılıyorum! sıkılsın herkes…

paf pif.

mornehir | 30 March 2004 00:32

hafif’in günlükleri okunmaz hale geldi..

duvar.

feu | 29 March 2004 18:39

Evde oturmak ne zor işmiş yahu…

hayal…

poranje | 28 March 2004 13:44

üfff nilay keske yanımda olsan ve herkez gibi bizde bir arada olsak ne war? sabahları beraber kalksak, aksama kadar deliler gibi eglensek gezsek tozsak,aksam olunca sahile insek catlayıncaya kadar bira içsek? gece hiç uyumasak ve sahilin serin havasına kendimizi kaptırsak… ama olamaz değilmi? bütün bunları aradaki 884 km kısıtlıyor seğilmi? 884 km’den ziyade para kısıtlıyor sanırım.. tanrım keske bu günkü sayısal bana vursa.. cünkü ondan baska bir ihtimal yok :)).. neyse belki senle bir gün bulusuruz ve kurdugumuz bunca hayalleri gerceklestiririz..

yerel seçim 2004

kaset | 27 March 2004 01:04

yerel seçimler yaklaşııııyooor!!! derken Pazar günü bir kez daha temsili sisteme göre oylarımızı muhtarımıza, bizi temsil eden, içi geçmemiş ihtiyar heyetimize ve bilimum belediye başkanımıza vereceğimiz gün geldi.

Nedense oy verme aşamasında kendimi, kamuoyu dersi anlatan hocanın, demokrasilerde temsili sisteme göre halkın seçtiği vekiller şeklinde başlayan, bir düşüncenin içinde buluyorum ve neyseki temsili demokrasi ve katılımcı demokrasi konusunda yapılmış çalışmaların, ki en başka katılımcı bütçe uygulamasıyla Porto Allegre Belediyesi’nin işlerinden umutlanıyorum.

Azmış kudurmuş kedi

jamsession | 25 March 2004 20:10

Evin asıl sahibi olan Siyam kedisi hazretleri Mart Nisan ayları, gevşer gönül yayları hesabı azdı, kudurdu, kabına sığmaz oldu. Öyle ki, haşmetmeapları salonun orta yerinde, evin en kral otoritesi ve sair zamanda Allah gibi tırstığı pederin gözlerinin içine baka baka, Niagara şelalesi gibi şorul şorul işedi. Aslında biz evin bilumum ücra köşelerinden gelen kesif sidik kokusundan, kendilerinin çaktırmadan tıstı tıst diye diye ilaçlama yaptığını biliyorduk bilmesine ama zat-ı şahanelerinin bu kadar ileri gideceğini asla tahmin edemezdik.

Pederin duruma el koymamasının asıl nedeni ise daha önce bu hususta edindiği acı bir deneyim idi. Vaktiyle kedi efendi hazretleri koridorda işerken yakalanmış, pederin panikleyip bağırması ve hayvanı atraksiyonun orta yerinde kovalamaya başlamasıyla kedi hem işedim hem de koştum yalan dünya senden geçtim diye diye evin içinde işemedik yer bırakmamıştı. Eh, aklını kullanıp hayvanın işini neticelendirmesini beklemeyen babamız, aynı hatayı bir kere de hayvan kusarken yapmış idi. O sebeple evin her yanı amerikan salatası olmuştu, onu bilir, onu söylerim. Bu salatalar da her zamanki gibi bizlerin (annem ve şahsım) ellerinden öptü netekim.