bildirgec.org

şeytanın avukatı hakkında tüm yazılar

Özellik hastası müşteri ile başa çıkmak için 8 ipucu

admin | 07 January 2010 19:17

Özellik hastası müşteri (AKA “feature creep”), proje tanımının dışında kalan ve önceden tahmin edilemeyen ek taleplerde bulunan (baş belası) müşteridir. Bu hastalık, birçok nedenin dışında, genelde gereksinimlerini tam olarak belirlemediği için bu hastalığa kapılırlar ve iletişim kurmakta yaşadığınız sorunlar da bu hastalığı kronik bir hale getirir.

1. Özellik hastası müşteriniz olacak, bunu kabul edinHer ne kadar bu tür müşterileri engellemeye çalışsanız da, “oraya bunu, şuraya şunu koyalım” diyen müşterileriniz olacaktır. Tam her şey bitti derken ortaya çıkardığı istekleri ve gereksinimleri ile oldukça dengesiz kod yazılmasına ve kötü tasarımlara neden olacaktır. Bu tür istekleri önceden tahmin edip ona göre planlama yapmanız gerekmektedir. Bu özellikle de veritabanı tasarımlarında öne çıkıyor. Müşteri ilişkilerinize de önem verin!

Hayat Sorgulatan Filmler Serisi – 1

gorkemtezcanli | 14 October 2008 10:19

Şeytanın Avukatı - Devil's Advocate
Şeytanın Avukatı – Devil’s Advocate

Bu yazıyla birlikte “Hayat Sorgulatan Filmler” adı altında bir yazı dizisine başlıyorum. Amacım hayatlarımızı sorgulamamıza neden olan iz bırakmış filmleri hatırlatmak. İlk filmimiz Şeytanın Avukatı orjinal adıyla Devil’s Advocate

Taylor Hackford’un yönetmenliğini yaptığı 1997 yapımı olan Şeytanın Avukatı, kazanma hırsı ve kendini tatmin üzerine odaklanan insan doğasıyla ilgili çok önemli vurgular yapıyor. Küçük bir kasabada avukatlık yapan başarılı bir avukatın, büyük şehirdeki büyük Avukatlık şirketine transfer olması ve bu değişimle birlikte ruhunu şeytana kendi isteğiyle satma noktasına gelişini anlatıyor. Filmin en önemli vurgularından biri ise insanın özgür iradesiyle yaptığı seçimlerin egoyu beslemesi ve insanı KİBİR günahını işlemeye yöneltmesi olarak göze çarpıyor.

İNGİLİZCE VEYA BAŞKA DİLDE TERCÜME YAPMANIN İNCELİKLERİ

Radyocu | 16 January 2007 19:05

Tercüme yapmak ciddî iştir.
Tercüme yapmak ciddî iştir.

(Önce İngilizce öğrenmek lazım diyorsanız, buyrun)

Çalıştığım üniversitede kitap şenliği düzenlenmişti. Rus klasiklerini gördüm ve inceledim. Çeviri berbattı. Kitap standında duran arkadaşa bu düşüncemi nazikçe ilettim.

Bana “siz Rusça biliyor musunuz ki?” diye sordu: Cevabım şu oldu: “Rusça bilmiyorum ama Türkçem iyidir.” Karşılıklı gülüştük ve “haklısınız” dedi.