bildirgec.org

sevmek hakkında tüm yazılar

Asrın Delisi

Chat Noir 1 | 08 February 2011 16:51

Hey söyleyin dostlar asrın delisi konuşuyor!
Sevgi yalan mı, yalan mı bu dünya?
Sıcak bakışlar, cıvıl cıvıl gülüşler,
Dostluklar yalan mı, bu çıkar dünyası mı?
Hey söyleyin dostlar asrın delisi konuşuyor!

Çarmıh

astral | 08 January 2011 14:05

Mışlı dünler kıtasında yırtamadığım resimler var.
Gelir misin?

Bu gece böyle bir şarkı çalmamalı. Onun yanımda olmasını, gözlerime bakmasını özleyebilirim. Mum ışıkları altında bu şarkıyı onunla dinlerken, ona sarılmayı özleyebilirim. Özlemek istemiyorum. Kapatın şarkıları.

Romantizme son verin. İçim yeterince onu özlerse benim için zor olur bu duraklar. Belki son durak dediğim anlar vardır ya, asıl onlar yaşatır seni.

Aşk Saçmalığı

meflug | 07 January 2011 17:30

Aşk mı o da ne? İnsan neden sever ki birini? Neden bağlanmak ister ki? Deli midir? Saçmalık!Rahat rahat yaşarken, istediğin yerde oturup kalkarken, istediğine sarılır istediğini öperken, istediğin kişinin evinde kalıp, istediğin zaman istediğin yerde olurken bir anda neden birinin gözetimi altına girsin ki bu insanoğlu?


Neden bile bile hesap vermek istesin ve bundan zevk almadığı halde yapsın ki? Lütfen kimse bana gelip de sevmek güzel bir şey demesin.

Akla Düşenler-1

HBOZTOPRAK | 12 November 2010 13:10

  • Ne kadar riyakarız değil mi? Bir yandan herkes birbirini sevsin diyoruz, diğer yandan da bize yönelen sevgileri küçümsüyoruz…
  • Tüm ilişkiler özne-nesne diyalektiği üzerine kurulur. Sen karşındakini özneleştirirsen, o seni nesneleştirir; nesneleştirirsen de o seni özneleştirir…
  • Hayattaki en zor şey ‘insan’ olabilmektir…
  • İnsanlığını kaybetmektense; insanlığıyla kaybetmeyi tercih eden insanlar da vardır…
  • Gerçekten kazanmak; ilelebet senden ayrılmayacak birşey elde edebilmektir…
  • Aşk; insanın asla bağaşıklık kazanamayacağı virüs gibidir; Her geçti dediğinde, suret değiştirerek tekrar tekrar kaşına çıkar…
  • Seviyorum demek; son nefeste bile ‘umurumda değilsin’ diyememenin başka bir ifadesidir…
  • Sevmek; ne yanında ne de yarınında, sadece yüreğinde olmak istemektir…
  • Eğer karanlığı istemiyorsan, ya güneşin peşinden koşacak kadar güçlü ya da onu bekleyecek kadar sabırlı olmalısın…
  • Sevginin azı-çoğu olmaz, ya seviyorsun ya da sevmiyorsundur. Muhasebesini yapabiliyorsan, onun adı aşk değildir…
  • Aşk, yaradılışından itibaren tinin ebedi bir arayışıdır. Tensel olan herşey ise; tinin, bulduğunu usa kabul ettirmek için öne sürdüğü birer yalandır…
  • Her aşktan güçlenerek çıkan tek şey, keşkeleri kuşanmış gururdur…

AŞIK OLMAK SADECE LİSELİLERE VE ÜNİVERSİTELİLERE Mİ MAHSUS?

firatocal | 27 July 2010 09:59

Günün yorgunluğunu atmak için akşamları ve geceleri vuruyoruz kendimizi sokaklara… Saatin 10 u 11 i bulması hiç mühim değil benden genç ahali için… Sanki düşman çatlatmak istercesine kızlı erkekli salına salına geziyorlar havai heves , kafalarda dert tasa yok , oooohhh var mı bizden kralı bu dünyada dercesine… Kıskanıyorum size ne yalan söyleyeyim… Çoluk çocuğa karışmanın hiddeti midir , nedir bilmem , çekemiyorum benden genç , benden tutkulu ve benden aşık taze insanları…

Üniversitedeki yıllarımızı konuştuk eşimle az önceki gece turlamamızda… Biraz hüzün vardı sesimizde… Hemen yanımızda uyuyan bebeğimize bakıp , başımızı olsun misali salladık ,olgun bir kabulleniş içinde… Ama bu teslimiyet içimden çağlayan aşk hezeyanlarını durdurmuyor ki…

buz

hafiften | 24 June 2010 09:33

kutubun ortasında biçare bir yolcunun
sıcak bir yatakta uyumayı hayal etmesi gibiydi
senin o güzel gözlerinde
huzuru bulmak…

ellerini tuttuğumda anladım ki
buz olsa yüreğimin etrafı
kilometrelerce kalınlıkta
eriyecekti sıcaklığında sevmenin
çünkü yüreğe düşmüştü
sevdalı bir tohum ve
filizleniyordu
usul usul…
sevda
köklerini salıyordu
yüreğe hoyratça

ilk özgür yaşayan kadınlardan birinin hikayesi

nazokiraze | 14 May 2010 15:41

Hipparkhia (Hipparchia) Antik Yunan’da Kinikler Okulu‘ndan kadın filozoftur,soylu bir aileden gelir,zengindir ancak erkek kardeşi Metrocles’in eğitmeni ve Kinikler Okulu’nun en önemli kişilerinden olan hayırsever ,çileci ve çirkin olmasıyla bilinen Krates’e aşık olur. Bu birlikteliğe karşı çıkan ailesi ve çevresindekilere ise Krates’le evlenmesine karşı çıkıldığı taktirde canına kıyacağını belirtir.

Ancak Krates bu evliliğin olmaması gerektiğini düşündüğünden Hipparchia‘nın kendisinden vazgeçmesi için elinden geleni yapar,öyle ya bu soylu ve genç kadın kendisi gibi elinde mal,mülk tutmayan, ordan oraya gezen,fakir ve çirkin bir adamı ne yapsındı.Hatta ne yaparsa yapsın kendisinden vargeçmeyen kadının karşısında çırılçıplak soyunarak işte malım mülküm bu diyerek ayaklarının dibine bile yatar ancak Hipparchiakararlıdır , ne olursa olsun ruhen ve bedenen Krates’in olmaya hazırdır. Kaynaklarda o an Hipparchia’nın da soyunduğu yazar.

Hipparchia evlendikten sonra eşi gibi gezgin hayatı yaşamaya başlar hatta söylenenlere göre açıklıkta yatar,kalkar,birlikte olurlar ve bu da halkın tepkisini çeker.Geleneksel evlilik düzeninden çok uzak olan bu yaşam biçimi her ne kadar bazı kesimlerce yadırgansa da Hipparchia kıyafetlerinin o dönemki ilginçliğine rağmen eşiyle birlikte ziyafetlere davet edilir ve davetlere gitmekten geri kalmaz, bu o dönem için çok ilginç bir durumdur, kadınlar erkekler gibi eşitlik sergilemesi Hipparchia sayesinde başladı bile denilebilir.

Özledim Seni…

atalay ahmet | 14 April 2010 16:05

Özledim seni.
Özledim eski günleri.
Sana bakıp ellerini tuttuğum o güzel günleri.

Bir anda aklıma geldin aylar sonra. Beni güzel gözlerinle görüp, hayatına kabul ettiğin andan, bırakıp gittiğin o ana kadar tüm yaşadıklarımız, yıllarımız, aşkımız geldi aklıma. Ne güzel de ‘aşkım’ derdin bana.

Gör şimdi halimi. Bırakıp gittiğinden beri bir hayalden çok daha uzaksın bana ve ben sensizlikle baş edemiyorum sevgilim.

‘Sevgilim’, ne kadar yabancı bu kelime bana senden yana. Sense bir başka kollarda.

Duruyorum hala bıraktığın o beton kaldırımlarda…

atalay ahmet | 12 April 2010 13:28

Sen misin beni böyle seven?
Yerle göğün birleşmesi kadar imkansız.

Yoksa sen misin benden böyle nefret eden?
Doğmamış acıları bende var edip,
Sonra canım yansın diye,
Canımı almadan çekip giden.

Peki ben nasıl bilebilirdim?
Beni belli belirsiz bir duyguyla dolu,
Umutlar, hayaller ve dualarla bezediğini,

Güya gelecek diye bekletip,
Nam salmış bir sevda ile bir başıma,
Buralarda ve her yerde sensizliğe hapsedip,
Sonra yok oluşları sırtıma yükleyeceğini,