Eflatun: “Fahişeler erkeğin içindeki doymayan hayvanı besler.”
Fahişelik hiç kuşkusuz dünyanın en eski mesleklerinden biridir. Fahişeler tarih boyunca aşağılanmış, dışlanmış ve aynı ölçüde de vazgeçilmez olmuşlardır. Bu yönüyle bu kesinlikle ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.
İlk önce; fahişelik nedir? Cinsel zevk için değil, karşılığında para gözeterek ve çoğunlukla hiçbir seçicilik göstermeden insan vücudunun kiralanması veya satılmasıyla cinsel ilişkinin gerçekleştirilmesine fahişelik denir. “Fahiş” arapça toplumsal ahlaka uygun olmayan demektir.
Fahişeliği suç olarak gören Fransız avukat Jean-Gabriel Mancini‘ye göre ise bir cinsel ilişkinin suç sayılabilmesi için bunun bazı koşullar altında olup bitmesi gerekir: zorlama, süreklilik, her önüne geleni kabul ediş, dolayısıyla seçim yapma yasağı, başla hiçbir geçim kaynağı bulunmamak ve son olarak da Justinyen yasasının sine delectu’su (zevk almama).
Toplumların kökeninde bugünkü anlamıyla fuhuş varolmamıştır. Fuhuş yapmak alışveriş yapmaktır. Oysa eski çağlarda kadın bu alışverişte akit yapan taraflardan biri olmadığı gibi, bu alışverişin bedelini alıp muhafaza eden de değildir. Aslında fuhuş tarihi, muhabbet tellalığının tarihiyle atbaşı gider.