Günümüzde cinsel korunmadenildiğinde akıllara ilk olarak prezervatifler gelmektedir. Yine büyük bir hızla artış gösteren dünya nüfusuna karşılık önemi giderek artan korunmanın kondom satışlarına yaptığı katkı kuşkusuz yadsınamaz.
Ancak her zaman için erkeklerin eczanelerde veya marketlerde kondom istemesi, bunu yaparken utanmaları hep bir sorun olmuş, korunmalarında kötü rol oynamıştır.
http://www.sondakika.com/haber-dun-oldu-bugun-esyalari-satista/
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11931135.asp?gid=229
Tütün bitkisi yüzyıllardır üretilir ve ateşlenerek kullanılır. Ancak bu alışkanlığın nasıl yayıldığı hakkında fikriniz var mı?
Amerika’da bir firma sigara üretir, satışa sunar ancak kimse bu bilmediği ürünü almaz. Sigara hakkında sağlığa faydalı haberleri çıkar hatta “Veremin tek çözümü sigaradır” denir. Fakat hala bu ürün satılmaz. Birgün bir adam bu firmaya gelir ve firmanın kârının yarısı karşılığında sigarayı tüm ülkede satılır hale getireceğini söyler. Tabi firma sahipleri umutsuzca kabul ederler. Bu adam firma sahiplerinden bir milyon adet boş sigara paketi ister. Bu paketleri alır ve sokaklarda paketleri büküp, kırıp, ezip atar her tarafa kendi elemanları ile birlikte. Halk her tarafta bu içilmiş sandıkları paketleri görünce bu üründe bir şey var deyip sigara almaya başlarlar. Firma kısa süre içinde tüm stoklarını satar ve sigara dünya ekonomisinde büyük yer tutar.
Bu satışı sağlayan dahi insan kim dersiniz? Çok tanınan bir isim Philip Morris. Şimdi dünya üzerinde sigara ekonomi pazarının en büyük kâr sahibi.
Ancak sigara sağlığa zararlıdır ve alışkanlıktan kaçınılmalıdır.
Anneler günü üzerinde yıllardır televizyon veya basında her yıl önce kutlama haberleri sonra anneler günü hakkında birkaç söyleşi yer alır. Peki anneler gününün aslı nedir?
Amerika’da Jarvis isimli bir çocugun 9 Mayıs’ta annesinin ölmesi ve bu çocuğun annesine duyduğu dinmeyen özlem sonucunda halk arasında alışagelmiş bir gündür. Bu olay üzerinde durmak yerine ülkemiz açısından olayı incelemeyi tercih ediyorum.
Anneler gününe 2 açıdan bakmak gerek. İlk olarak herkesin düşünceli olarak söylediği bir şey var. “Anneler sadece birgün anılmamalı”. Evet haklılar anılmamalı ancak anneler her kadın gibi duygusal bir yapıya sahiptir ve hediye almak, kendilerini daha özel hissettikleri birgünlerinin olduğunu bilmek onları mutlu eder. Zaten bugün kutlanıyor olması diğer günlerde onları unuttuğumuz anlamına gelmez.
burada belirtilen habere göre oracle sun‘ı satın almış.
Yaklaşık olarak 7.4 milyar dolara satışı gerçekleşmiş. Bilindiği gibi java ve sunucuları ile meşhur olan sun IBM tarafından da satın alınmak istenmişti. Benim en çok merak ettiğim bilişim dünyasını bundan sonra neler beklediği. Oracle, IBM ve Microsoft arasındaki durum ne olacak? IBM Eclipse projesine ne kadar destek verecek? Oracle Java’nın geleceğini nasıl çizecek? bakalım neler olacak….
Daha önce farklı kültürlerle ticaret diye bir yazım vardı, orada şu ana kadar karşılaştığım bazı kültürler hakkındaki bazı taraflı düşüncelerimi paylaşmaya çalışmıştım. Malumunuz Hırvatlardan da bahsetmiştim ve sevdiğimi söylemiştim kendilerini… Bu yazı öncekinden farklıdır, şimdiden uyarmak lazım!
Çok sevgili Hırvat müşterilerim ürettiğimiz ürünleri yerinde kontrol etmeye geldiler, satın alma müdürleri ve kalite kontrol müdürleri toplamda üç kişi, bizden de ihracat müdürümüz ve ben olmak üzere iki kişi.
Bir hastalık mı bilemiyorum ama ben o işi yaparken çok zevk alıyorum. Öyle böyle değil zevk alıyorum , mutlu oluyorum. Şirkette herkes çıkıyor, tüm personel…Patronlar ve bir kaç müdür kalıyor , satış müdürü , bazen kalite kontrol müdürü , klima satış müdürü. İşte o zaman benim için eğlence başlıyor…
Aslında ilk olarak , erkekler tuvaletinin bozulduğu güne denk geldi bunu yapmam. Bizim patronla kalakaldık ortada, n’apalım dedi , bende patron bayanlar tuvaletine girelim dedim,nasıl olsa kimse yok dedim. Girdik. Her şey öyle başladı işte.
Yarının Filistin’i olabiliriz desem herkes hep bir ağızdan ”hadi canım”, ”Kim ? Biz mi ?” diyebilir.Hatta ve hatta bazı gerzekler vatan hainliği ile suçlayabilirler.Her Vatansever gibi gururla Türklüğümüzden ödün vermiyoruz.”Biz güçlüyüz” ”Amerika buraya giremez” gibi sözleri eksik etmiyoruz.Övünüyoruzda peki soruyormuyuz kendimize düşmanını küçümseyenin sonu ne olur diye ?Artık Kaleler ne kılıç kalkan,ne de topla tüfekle fethediliyor.Yeni savaş kaynağı şu : ”Para”.Evet savaşlar artık para ile kazanılıyor.İyi de ne alaka Filistin ve Türkiye.Ortak özelliğimiz ne ki ?,derseniz hemen açıklayayım.Herkes diyor ki Filistin ağlıyor.Peki neden ? Onca insan dedelerinin Türklere yaptığının cezasını çekiyor.Zamanında Osmanlı Dev. istemeyip İngilizlerle bir olan Araplar Osmanlı’yı sırtından hançerledi.Ve sonra topraklarını Yahudilere sattı.Sonuç ise işte bugün; ”Filistin Ağlıyor” diye herkes söyleniyor.Bu açıklama yeterli oldu mu ? Şimdi gel gelelim bu konuda ne yapabiliriz.Gerçek şu ki dünyayı yönetenler ibreyi bize çevirdi.El altından topraklarımız yabancılara satılıyor.Bunlardan biride B2 Orman Arazileri.Facebook ta bile saçma sapan guruplar dolaşıyor ”Bilmem neci 1 Milyon kişi bulabilirim”.Soruyorum
gerçekten bulabilirmisin ? Madem ki bulabiliyorsun bırak inci boncuğu da B2 Orman arazilerinin satılmasını istemeyen 1 Milyon kişi bulda
bir işe yarasın.Yarının Filistinli’si olmak istemiyorsanız buraya tıklayıp bir imzada siz gönderin.Eğer 1 Milyon imza bulunursa B2 Orman
arazilerinin satılması engellenecek.İşte size sadece 10 saniyenizi alacak bir yardım.Bu sadece biri,yarın ikincisi olmaması için bırakın 1 milyonu,70 milyonu toplayalım ki masaya sağlam bir yumruk sesi çıksın.Haydi Türkiye
Yaklaşık 6 ay önce belki de daha fazla, bana gelen bir zarf ile Reader’s Digest denen firmaya, iletişim bilgilerimi verdim. Gelen zarf son derece anlaşılmaz ve karmaşık bilgilerle doluydu. Sonrasinda defalarca, çok fazla kafa karıştırıcı bi yığın mektup aldım. Bunların her biri bir öncekine göre daha karmaşıktı. Bunlardan birine yanlışlıkla evet yazıp gönderdiğim SMS mesajı sonunda adıma bir paket teslim edildi (Paketi alan ben değilim şirketin sekreterliğine bırakılmış). Bende o anda geri donuş için bir iletişim bilgisi bulamadığımdan, nasılsa kendileri beni arar diye paketi dahi açmadım. Sonunda 1 yada 2 ay sonra bana gelen yine bir yığın kafa karıştırıcı zarf arasında birde odemenizi yapın diye bir yazı çıktı. Yazıda “… önceki ödeme ihbarımıza yanıt vermediğiniz bilgisini almış bulunmaktayim” ifadesi yer alıyordu ki bana tebliğ edilen herhangi bir borç bildirisi bulunmamakta. Aynı yazıda musteri hizmetleri dedikleri bir iletişim numarasını hemen arayarak durumumu anlattım. Yani yanlışlıkla kitabi sipariş ettiğimi söyledim, hemen aldığım cevap kesinlikle iade şansınız yok oldu, aslında yasal olarak büyük ihtimalle hakli olabilirler ama ben onlardan “Musteri memnuniyeti” ilkelerine dayanarak bana yardımcı olmalarını talep ettim. Sonra müşteri hizmetlerinde yetkili olduğunu söyleyen biri bana konuyu üstleriyle görüşüp geri döneceğini söyleyip bir kaç gün sonra donuş yapti. Aldığım cevap gene olumsuz oldu.
