bildirgec.org

sapıklık hakkında tüm yazılar

amerikalı bir genç, alkol, kadınlar ve blog

wassermann | 29 May 2009 13:07

“my mom told me when i grew up i could be anything i wanted. so i became an asshole.”

Sarhoşken yaşadığı garip maceraları anlatan Tucker Max isimli blogger amerika sınırları içerisinde artık bir “celebrity” muamelesi görmeye başlamış bile. Hikayelerin çoğu +18 olmasının yanında kendisi bazı yazılarında okuyucuyu eğlendiriceğinin garantisini de veriyor. Aynı zamanda bu hikayelerden bir kitapda oluşturmuş kendisi. Yazarımız kendisini ”
“my name is tucker max, and i am an asshole.

Sapık adalet!

nebilim | 07 November 2008 18:15

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10303078.asp?yazarid=232

Bastırılan benliğimiz, bastırılan Biz!

d e g g i a l | 09 December 2007 18:50

Sade
Sade

“Beni bedensel, günaha ilişkin dayanılmaz bir perhize mahkûm ederek mükemmel bir iş yaptığınızı düşündünüz ama yanıldınız, beynimi coşturdunuz, bana can vermek zorunda kalacağım hayaletler yarattırdınız.” demişti Sade 1784’te Bastille’deyken…

Herkes tarafından sadizmin kökenlerinin Marquis de Sade’a dayandığı bilinmektedir, yaşadığı uçlardaki sapkınlıklarla dolu hayatından dolayı hapse tıkılmak belki de onun için bir ölüm olacaktı, bu yüzden de yazarak günlerini geçirmek istedi. Sodom’un 120 Günü onun en önemli eseridir. Şahsen kitabını okuma fırsatım olmasa da filmini izledim. (Salò o le 120 giornate di Sodoma)

Ben de okuyan ya da izleyen herkes gibi dehşet içerisinde kaldım, ben sadizm ve mazoşizmin herkesin içinde az ya da çok varolduğuna inanan biriyim fakat en uçlara varan görüntülerden rahatsız olmamak mümkün değil, yani aslında filmden burada ayrıntılı bahsetmek isterdim ama inanın anlatılacak gibi değil fırsatınız olursa ve midenizin kaldıracağına inanıyorsanız izlemenizi öneririm.Çivi yedirmek, dışkı yedirmek,canlı canlı kafa derisi yüzmek, köleleri zorla cinsel ilişkiye girmek durumunda bırakmak, tecavüz, idrar içme vs vs vs.

Salo
Salo

Bu filmin yönetmeni pier Paolo Pasolini‘nin sonu da dönemin faşistleri tarafından cinayete kurban götürülmek olmuştur. Film;
1. anti-inferno
2. the circle of manias
3. the circle of shit
4. the circle of blood gibi 4 bölümden meydana geliyor eşcinsellik, ensest, fetişizm gibi türlü cinsel sapkınlığa yer veren film sonunda eğer varsa sizi vicdan azabınızla bırakıyor, bu açıdan bence sinemanın en rahatsız edici kültüdür.
Sadizm ve mazoşizm çoğu zaman fetişizmle
birlikte görülmekte,bu sapmaların cinsel bir tutum olarak benimsenmesi özellikle de Türk toplumunda yadırganmaktadır. Yani elbette sokaklarda elinde kırbaçlı kadınlar ya da erkekler göremezsiniz bunlar kişilere özel durumlar olduğu gibi aynı zamanda bastırılan hisleri de barındırıyor, istatistikler giderek artan oranlarda cinsel sapkınlık eğilimlerine raslandığını söylese de etrafınızda pek göremiyorsunuz çünkü yadırganıyor. Bu tür sapmaların hep eğlenceli oyunlar haline getirildiği söyleniyor, peki nedir toplumu bu denli korkutan ? Tanrı Sodom şehrini günahlarından ve sapkınlıklarından dolayı tarihten silmemiş miydi? Aşırıya kaçmayan her şey güzeldir(!).

BANA ONLARIN KELLESİNİ GETİRİN!

| 03 November 2006 15:45

sam peckinpah’ın filmi geldi hatırıma: bana onun kellesini getirin.
şiddetin estetisyeni olarak ün yapmış bu “tür” yönetmeninin ve dahi pasolini ve pink flamingo’nun “yaratıcısı”
john waters’ın bile midesini bulandıracak bir rezaleti,
hayvanlık ötesi bir eylemin AB aşkıyla yanıp tutuşan “müslüman” bir memlekette vuku bulması çok şık oldu!

çükleri kopasıca soysuzlar, emin olun ki, “cuma”ları kaçırmıyorlardır, başı açık gezen kadınlara da söyleniyorlardır (içleri gidiyordur, o ayrı!), sağa sola “tebliğ” vazifelerini de ihmal etmediklerini de tahmin etmek hiç zor değil bu ruhları şeytanı bile ürkütecek derecede ziftli pisliklerin!