bildirgec.org

salvador dali hakkında tüm yazılar

Al Pacino ‘Salvador Dali’ oluyor

queennothing | 10 July 2009 11:40

1940, New York doğumlu başarılı aktör Al Pacino, 1974 yapımı “The Godfather: Part II“deki ‘Don Michael Corleone‘ karakteriyle, yeteneğini kanıtlamıştı. “Serpico“, “…And Justice for All.“, “Scarface“, “Heat“, “The Devil’s Advocate” gibi başarılı yapımlarda rol alarak başarısını pekiştiren Pacino, Yeni Zelandalı yönetmen Andrew Niccol‘un yönetmenliğini üstleneceği “Dali & I: The Surreal Story” adlı yapımda ‘Salvador Dali‘yi canlandıracak. Benimsediği ‘sürrealizm‘ felsefesini resimleriyle anlatan sanatçı Dali’nin biyografik filmi, “S1m0ne” ve “Lord of War” gibi filmlerin yönetmeni olan Niccol tarafından çekileceği ve İrlandalı aktör Cillian Murphy‘nin de yer alacağı belirtildi. Film, 2011 yılında vizyona girecek.
Bu arada, İngiliz yönetmen Simon West, yine Dali’nin biyografisini inceleyen “Dali” yapımında ‘Salvador Dali‘ karakteri için Antonio Banderas‘a rol verdi. Bu film ise, 2010 yılında vizyona girecek.

Dali ve Ben

Galanthus | 07 April 2009 09:44

Aslında Dali ve Ben uzun zaman önce okuyup bitirdiğim ve edebi açıdan olmasa bile içerik olarak beğendiğim bir kitap.
Kitabı şöyle bir uzaktan gördüm, o zamanlar Salvador Dali hakkında bu kadar ilgili ve bilgili değildim ama kitabın yanına varınca biraz tereddütlerim olsa da okumalıyım diye düşündüm…

Dali ve Ben
Dali ve Ben

Eser Stan Laurysssens adında başı Salvador Dali yüzünden ( yüzünden demek kesinlikle doğru değil, kendi etmiş kendi bulmuş!) başı belaya giren bir sanat komisyoncusu tarafından yazılmış. 1946 yılında Antwerp, Belçika’da doğan yazarın Naziler üzerine beş kitap yazdığı ve ayrıca Holywood ünlüleriyle , Panorama dergisi için, sahte röportajlar yaptığı biliniyor.( Kitabında bahsediyor bu röportajların bazılarından) Ayrıca yazarımızın hiç bir zaman elinde olmayan Dali eserlerini pazarlamaktan dolayı suçlanıp, dolandırıcılıktan hapis yattığını da belirtmekte fayda var.

Pareidolia

pilli pati | 20 February 2009 10:57


Bazen rastgele bir görüntüye bakarken onu belirli bir ifade gibi algılarız. Bu psikolojik bir fenomendir ve olay Pareidolia olarak tanımlanmıştır.

Bulutlardan şekiller çıkarmak, nesnelerden insan yüzüne benzetilen görüntüleri fotoğraflamak gibi günlük telaşların yanı sıra; dini inanç kaynaklı, üzerinde Arapça Allah yazısı olduğu, İsa Mesih’in yahut Meryem Ana‘nın resmedildiği düşünülen nesneleri aramak; hatta işi abartıp, tersten dinlendiğinde belli mesajlar içerdiğine inanılan müzik yapıtlarını bir kriptolog edasıyla incelemek, çıkarımlarda bulunmak da hep bu Pareidolia hadisesinin belirtileridir.

Bazıları bu tür durumları ikon olarak tanımlayıp, oluşumlara da “mucize” demekten çekinmez. Hatta duş perdesindeki şekle bakıp Lenin’i gördüğünü iddia edenler de olmuştur. Güneş ışınlarının belli bir açıyla dünya üzerine vurması ve ay yüzeyine yansıması, dolayısıyla dünya veya ay üzerindeki yer şekillerinin uygunluğu sayesinde devasa büyüklükteki bu yer şekillerine çeşitli anlamlar yüklenmesi de mümkün olmuştur. Salvador Dali, bu olayı bir adım ileri götürmüş, adına paranoyak kritik metod dediği bir yöntemle sanatını icra etmiştir. Dediğine bakılırsa; “kişi gerçek dünyada algıladığı gerçeklikten farklı bir gerçeklik yaratabilir ve bunu sanata yansıtmak da mümkündür”.

SÜRREALİZMİN DAYANILMAZ İTİCİLİĞİ…

| 21 December 2008 12:19

SÜRREALİZMİN DAYANILMAZ İTİCİLİĞİ…
Boş bir sandalı dolduran gölge, ben miyim? Etraf zifiri karanlık ve sadece mehtabın yansıması ile ağaçların gölgesinde, sakin akan bir nehirde yol alıyorum. Puslu havanın sis dalgaları üzerime gelirken, nehir hızlanıyor ve küreklerin ağırlığı ellerime çöküyor, acıyor ellerim, çok acıyor. Kabaran nehrin sularında boğuşan pençelerimi artık hissetmiyorum. Beynimde çınlayan, göğün haykırması mı yoksa şelalenin gürlemesi mi, ayırt edemedim. Hiçbir şeyi ayırt edemiyorum, nehrin ejderha gibi dalgalarıyla kayalıklara çarpan sandal, yolun sonuna geliyorum. Birden bir ışığın belirmesi ile küçücük bir çocukken yaptığım resimlerdeki güneşin içinden geçiyorum, güneşin kavurucu sıcaklığı buz gibi olan yanağımı yakıyor. O da ne okyanusun tam ortası, nasıl geldim ben buraya derken sandal su alıyor. Masmavi bir su sızıntısı doluyor ayaklarımın altına ve ben yine üşüyorum. Kurtulmak için koyu maviye bakarken dipte beliren devasa gölge, soğuk okyanus sularını yüzüme çarparak bana bakıyor. Üç kollu, dişleri öne doğru ve yedi boynuzlu kamburumsu sırtı olan yaratık. Birde ortalık siyah beyaz kesiliyor gözüme ve gözlerim tabiri caiz ise yuvalarından çıkıyor, zıplıyorum ve birden açılan gözlerimle etrafa bakınıyorum. Kaybolmuştu yaratık, sağıma baktım birde soluma, kimseler yoktu etrafta. Bir oh çeken ben! sanki karşıki dağlar beni duyacak derken arkamdan gelen gürlemeyi duymuyorum, hayır duymayacağım. Dönemiyorum arkamı, bende tık yok, “nutkun mu tutuldu” diyeceksiniz ama tutulmamış, aniden dönecekken omzuma dokunan bir el üzerime doğru eriyor. Fakat dokunan el o kadar yumuşak ki bu yaratığın eli olamaz diye düşünüyorum. Birden gerçekten fal taşı gibi açılan gözlerim kapkaranlık odanın içine bakıyor. Yine mi diyecektim ki, “susadım” diyen bir sesle irkildim…

Evet, bu bir rüya idi, ama gördüğüm değil, yazdığım bir rüya.
Siz, hiç görmeden rüya yazmayı denediniz mi?
Hayata, hiç Sürrealist yaklaşanlardan oldunuz mu?

İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dali

WATERFAIRY | 22 August 2008 19:00

15 milyon dolarlık sanat bütçesinin yarısının ayrıldığı bu etkinlikten beklentiler çok büyük. Bizlerle ilk kez tanışacak olan bu sergiye katılımın da büyük olması bekleniyor. Salvador Dali sorunlu bir çocukluk yaşamış, menenjitten ölen kardeşinin ardından dünyaya gelmiş belki bu kayıp nedeni ile fazlaca şımartılmış ya da başka sorunlar yaşamış bir yetenek. Kendisi ile ilgili önemli olayları bilmek onun yaptığı resimlere farklı bakmanıza neden olabilir. Sonuçta histeri krizleri geçirerek dikkat çekmeyi başarabilecek kadar zeki bir çocuk olması bile onu farklı yapıyor. İçindekileri resimlerine yansıttığı için bilen gözlerle izlemek resimlerini gerçek anlamda anlamaya yardımcı oluyor.

Susam Sokağını Hiç Böyle Görmediniz

xerre | 17 June 2008 19:31

Minik Kuş ve Son Akşam Yemeği Tablosu
Minik Kuş ve Son Akşam Yemeği

susam sokağını bilmeyen, bilip de sevmeyen hemen hemen yoktur sanırım. Sanatçı ve yazar Joel Schick de seviyor olacak ki, susam sokağı temalı, “ünlü eserlerin parodileri” başlıklı oldukça eğlenceli bir galeri oluşturmuş. sanatçı bu galeride, susam sokağı karakterleri ile ünlü ressamların en bilinen tablolarını yeniden resimlemiş.

Kurabiye Canavarı ve Belleğin Azmi Tablosu
Kurabiye Canavarı ve Belleğin Azmi Tablosu

edi ile büdü, minik kuş, kurabiye canavarı ve diğer karakterler ile salvador dali, da vinci, picasso, matisse, munch, duchamp, warhol gibi ünlü ressamların tablolarını bir araya getirmiş ve de hoş bir online sergi ortaya çıkarmış.

Elmo ve The Scream Tablosu
Elmo ve The Scream Tablosu

senin sanat dediğin nedir arkadaş?

shakaci | 12 June 2008 11:12

picasso
picasso

sanat nedir? kendime bu soruyu sordum ve aklımda farklı bir çok cevap olmasına rağmet bu kadar soyut bir kavramı açıklama sorumluluğunu başkalarına vermek istedim. tdk dan başladım ve sorduğumda aldığım beş farklı cevap vardı;

• Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık.
• Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım.
• Bir şey yapmada gösterilen ustalık.
• Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü.
• zanaat.

Dali’nin Zamanı

zabun | 07 June 2006 12:58


Salvador Dali’nin, gerçeküstü tabloları hepimizin ilgisini çekmiştir. Saatlerce ne anlatıldığına anlam vermeye -sıkılmadan- çalışırız. Dali zaman vurgusunu sıkça karşımıza getirir. Bunu yaparken, güneşte eriyen dondurma kıvamındaki saatleri resmeder. Zamane tasarımcıları Dali’den esinlenerek bir duvar saati tasarlamışlar. Bu saate bakarken kafayı bulabilirsiniz dikkat edin.

Chillichilly Dali Clock