bildirgec.org

şair hakkında tüm yazılar

şiir kırıldı.

dasein | 15 March 2008 13:00

kararmış kedi
çöp arabasını itelerken,
ben bir itkiyim dedi muz kovası.
onları buraya ben eşedim dedi hanım demirlik.
herkes bana küs ama dedi yazar.
sen nesin ki dedi cevap.
sen sus dedi susmak eylemi
ve böylece kabuklandı şiirler.
kimse artıbir şey beklemedi.
iyi ki kapandı dedi. şiirler. şair.
çok üzüntü biriktiremiyordum.

birhan keskin, didem madak, ilhan berk

kahramancayirli | 03 March 2008 15:53

şiirle bozmuş durumdayım…birhan keskin ve didem madak şiirleri okuyup duruyorum..özellikle birhan keskinin şiirlerine hayran kaldım..metis de didem madak şiirleri hakkında yapılan sempozyumun tüm bildirilerini kitaplaştırmış. ilhan berkin açılış konuşması kısa ama çok güzel..

şairi yedim

dasein | 07 February 2008 09:44

Sıkıcı bir şair usulca yanıma yakınlaştı.
Kustum gözlerimle.
Tükürdü.
Senden bir bok olmaz dedirtti.
Dedim.
Yedim şairliği
Böylece. Öylece.

iyi şiirin peşinde…

kahramancayirli | 05 February 2008 20:21

arkadaş z. özger
arkadaş z. özger

iyi şiirin peşinde koşmaya devam ediyorum. hatırlarsınız, perihan mağdenin bir şiirini salık vermiştim en son. bu kezse bir şiiri değil, bir şairi tanıtacağım sizlere..
Arkadaş Zekai Özger… 1948de Bursa’da doğar. Ankara SBF Basın Yayın Yüksek Okulu’nu bitirir. TRT Ankara TV’de çalışır. Siyasal Bilgiler Fakültesi polislerce basıldığı günlerden birinde başına ağır darbeler yer. Aradan yıllar geçer. 5 Mayıs 1973’te sokakta ölü bulunur. Beyin kanamasından öldüğü belirlenir. Arkadaşları ölümünü o olayda başına yediği ağır darbelere bağlarlar. Dergi ve gazetelerde yayınlanan şiirleri Şiirler adlı bir kitapta toplanır 1974 senesinde. Daha sonra aynı kitap Sevdadır ismiyle Mayıs yayınlarınca yayımlanır (1988 martında). genel olarak şiirlerinde ölüm ve cinsellik belirir…

Çok satan kitapların gerçek yüzü…

behman | 01 February 2008 18:52

yeni yazarlar..
yeni yazarlar..
yeni yazarlar..
yeni yazarlar..

Gerçek Bestseller!

bir kitap “çok satanlar” listesinde bir sene zirvede durur. sanırsın ki binler, yüz binler satmaktadır. fakat sene sonunda bir dergide gerçekle yüzleşirsin! bunca zaman listebaşından inmeyen kitap sadece 20.000 ( evet sadece yirmi bin) satmıştır. peki sebebi nedir? korsan satış patlaması mı?? bence kesinlikle değil! sebebi “kitap okuma alışkanlığımızın” olmaması. ona gerek, ihtiyaç duymamamız. yeterince şeyle meşgul olmaktayız gün içre. dışarıda iş, evde iş ve bunlara bir de “televizyon” faktörünü eklersen; gel de kitap oku, ona vakit ayır! kesinlikle okumayanlara da hak veriyorum!

.. devam edeceğim 🙂

Madımak mı Vefasızlık mı?

ilyaece | 06 November 2007 09:35

5 Kasım 2007 tarihli Sabah gazetesinin haberlerinden birinde, CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe, Sivas Madımak Oteli’nin müze yapılması yönündeki talebi Meclis gündemine taşımış. Sayın Tınastepe, “Madımak Oteli’nde 37 aydın ve sanatçının katledilmesinin üzerinde 14 yıl geçmiştir. Bu süreç içinde Madımak Oteli’nin kültür ve sanat müzesi yapılması yönündeki talepler hiçbir hükümet ve bakan döneminde karşılık bulamamıştır” demiş.Yine aynı yazıda Madımak Oteli’nin halen kebap salonu olarak işletildiğinden yakınarak, bu durumu vefasızlık olarak addetmiş. Konuya örnek olarak aynı yıl Solingen’de çıkan yangının anısına Almanya’da yapılan anıtı göstermiş. Onlar hatırlamak için anıt yaptırıyor, biz ise unutmayı tercih ediyormuşuz.Daha önceki yıllarda kebap salonu olan işletilen otelin önüne kırmızı karanfil koymak isteyenleri kovaladıklarını okumuştum. Rivayet mi yoksa aslı var mı diye gidip deneyeceğim diyorum ama, gitmem imkansız çünkü bu olay nedeniyle Sivas benim gözümde yeraltı şehri Hades gibi bir yer.Vefasızlığa gelince, benim nacizane fikrim, vefasızlık bizim göbek adımız olmuş. Herşey bitince acı ya da tatlı; kendi gitmiş masal olmuş; unutulmuş..Ben de bu habere ek olarak, yıllar önce Akgün Akova’nın yazmış olduğu Madımak Oteli ile ilgili şiiri alıntılamak istedim.Ne zaman okusam gözlerim karıncalanır. Bu sayfaya yazarken de aynı duyguları yaşamış oldum. Yıllar evvel popüler bir dergiden bu şiiri kesmiştim. O gün bugündür panomda durur. Acısı da öyle…

DOĞU’NUN NIETZCHE’Sİ; HALİL CİBRAN

dina13 | 04 October 2007 10:31

1883’te Lübnan’ın Bkarre şehrinde doğan Halil Cibran, 1895’te çilesi ile birlikte Amerika’nın Boston şehrine göç etmişse de, 1898’de Beyrut’a geri dönmüş ve El Hikmet Medresesinde dört yıl eğitim gördükten sora , 1902’de yeniden Boston’a gitmiştir.

Halil Cibran
Halil Cibran

1905’te yayınlamış olduğu ilk eseri Müzik’ten sora 1908’deki Husursuz Ruhlar büyük bir yankıya neden olmuş, kilise değer yargıları ve anlayışına ters düşmesi nedeniyle, kendisi Maronit Kilisesi tarafından afaroz edilmiştir.aynı zamanda eserleri zamanın Osmanlı idaresinin kararı ile Beyrut’ta aleni olarak ateşe verilmiştir.
1918’deki Deli (The Madman)yi, 1919’da arapça olarak yazıp yayınlamış olduğu Processions;1920’de Forerunner ve Kasırgalar;1923’te Peygamber(The Prophet-Türkçede Ermiş adıyla yayımlandı); 1926’da Kum ve Köpük; 1928de İnsanoğlu İsa(Jesus, The Son Of Man), The Earthgods ve İvme ile, Türkçe’ye Ermişin Bahçesi adıyla çevrilen The Garden Of The Prophet eserleri takip etmiştir.
Ve,bu doğu düşünürü,büyük hoca 1931’de sefalet içinde ,bir çatı katında Newyok’ta bu dünyadan ayrılmıştır.

o sadece bir yazar değil kısacık hayatında büyük bir filozof ve iyi bir ressam olmayıda başarmıştır.o tam anlamıyla bir doğuludur, ruhunun derinliklerinde yatanı yansıtabilme yetisi her doğulu gibi ondada var olan bir meziyettir. ve bu meziyeti sayesinde çok yankılar uyandırmıştır. onun ruhunu anlamak için derinlere inmek ve çok yükseklere çıkmak gerekir.
resimlerindede aynı durumla karşılaşılır. o asla somut olmamıştır resimleride soyut kavramlar üzerine kuruludur. ve şuan hala dünyanın bir çok yerinde sergilenmektedir.
O doğunun Nietzche’si, Sartre’ı, batının Mevlana’sı, Yunus Emre’si olmuştur.O yunan felsefesini doğu ve batıyla sentezlemiş ve ortaya tüm dünyayı etkileyecek fikirler sunmuştur.
şiirlerine buradan ve bazı eserlerinden alıntılara buradan ulaşabilirsiniz.kitapları hakkında bilgi almak isterseniz burdanulaşabilirsiniz.