bildirgec.org

sahil hakkında tüm yazılar

Bence Bodrum’a gitmek…

hales | 02 October 2006 21:31

Bodrum’a gitmek heyecanlandırıyor beni.Bodrum, eski bir dostu görmek, denize daha da bir yakın olmak, kumsalda çıplak ayak yürümek, sahilde çay içip tavla oynamak ,gece iki votka atmak demek. Her şeyden elini ayağını çekmek ama sorunları aklından tamamen de atamamak demek. Kırk yılın başında turist gezdirmek için bile olsa Halikarnas’a gidip dansçı kızları ve lazer gösterilerini izlemek, sokakta mutlaka çatlayana kadar midye yemek, Eski’de tekila niyetine kimbilir neler içmek demek. Ora’da , Fora’da, Hadigari’de Türk-Alman gruplarla dans etmek, Fink’te , Cuba’da tikky takılmak, barlar sokağında waffle yemek, nazar boncuklu bir bilezik almak demek. Sabaha karşı acıkınca sıcacık pideyle kaşarlı domates çorbası içmek, tıklım tıklım da olsa Körfez’e girip çıkmak, Adamik’te takılmak, sabah erken kalkıp tekne turuna çıkmak demek. Sarhoş olmak, edilmemesi gereken lafları etmek, aranmaması gereken kişileri aramak ama bir yandan da içini rahatlatmak demek. Bazen denizde,bir bar köşesinde,yollarda sevgiliyi, bazen sahilde bir bebeciği öpmek demek…

Eynesil sahilleri yeşilleniyor

juki | 02 June 2006 15:07

Eynesil yatırımcılarını ağırlamaya devam ediyor...
Eynesil yatırımcılarını ağırlamaya devam ediyor…
Bir doğa harikasıdır Eynesil!
Bir doğa harikasıdır Eynesil!

Fındıkta piyasasının kâr kapısı Giresun’un Eynesil İlçesi’nde sahil şeridine 5 bin adet çeşitli fidanlar dikiminin gerçekleştirildiği bildirildi.Başkan Coşkun Somuncuoğlu, sahil şeridine palmiye, çam, mimazo, akasya ve iğde başta olmak üzere 15 çeşit toplam 5 bin adet fidan dikiminin yapılacağını dile getirerek, fidan dikimlerinin başladığını aktardı.Somuncuoğlu, fidan dikim çalışmalarının 2007 yılı içerisinde tamamlanmasını planladıklarını dile getirerek, “Çalışmaların tamamlanmasıyla Eynesil sahilleri yeşil bir görüntüye kavuşturulacak” dedi.Sadece estetik olarak değil , ticari olarak da bir cazibe merkezi haline gelen ilçe bugüne kadar birçok yatırımcıyı ağırladı. Bu yaz yine yatırımcılarını bekliyor olacak.

hoşgeldin tatil

morvedelisi | 12 July 2005 02:25

anlamsız, saçma sapan şeyler yazmak geliyor içimden. ne de olsa artık zaman kafa boşaltma zamanıdır.. kafa dinlemeyi bile unutmuşum.. çevikkuvvetle geçen haftalardan sonra, o kargaşa, o gerginlikten sonra sonunda bitti uzatmalı okulumuz. ve işte burdayım, geldim izmirime. bilgisayar başında geçen saatler, boş uğraşlarla vakit öldürme, aşırı sıcak yüzünden dışarıya çıkamama, çıkılsa bile kendine kendini sahile atma, gezme tozma kısacası işte tatil! daha 2 gün önce sınav stresi yaşarken şimdi vur patlasın, çal oynasın… ne güzel şey şu tatil…

Son Gün

plumprune | 01 November 2003 00:57

Bugün son gündü, “işte son gün…” diyerek sahile indim önce, otelin suni havasından kurtulmak için, yaklaşık elli metre uzaklıkta olan balıkçı iskelesine gözümü diktim, oraya doğru yol aldım. Yan site sakinlerinden sevgili Cafer Ağa’nın üç köpeğinin tatlı haykırışları ile yolum kesildi, onlarla oynaştım. Denize taş attım, getirdiler; taş kaydırdım, durup beklediler. Her tarafım köpek koktu, tokamı ve ufak çantamsı şeyimi ellerinden zor kurtardım. Evlerine dönmelerini sağlamak olası değil, boş arazide otlayan atları kovalıyorlar, ben nereye gitsem peşimden geliyorlar. E benim ayak bastığım yerler, onların da mülkiyeti sayılır. Tatlı mı tatlı Suzie’ye teslim ettikten sonra iki azman ve bir bidillağı, belirlemiş olduğum hedefime tekrar yönlendim, iskelenin ucuna gidecektim. Deniz, balık ve köpek kokusu sardı etrafımı. Derin derin içime çektim. Sürat motorları, kayıklar, ufak restoranlar derken sonunda uçtaydım. Deniz, yaz sezonunda olmadığı kadar berrak ve davetkar, havanın soğuk olması umurumda değil, ancak altımda bikinim yok, atlayamadım. Hayıflandım, sözde evlerine teslim ettiğim köpekler de burnumun dibinde bitti ansızın. Oturduk üç köpek bir de ben yanyana, bekledik belki yunuslar gelir diye. -Heyecana gerek yok, gelmediler. Zaten hikayemin sonunda da enteresan bişii olacağı yok, herhangi bir beklenti içine girmeyiniz.- Otelde son gündü, son müşteriler de yarın ayrılıyordu; ben de sezonu bitirmenin tadına, balıkçı iskelesinde varıyordum. Yalan söyleyemeyeceğim, geldim geleli bi tane bile kitap okumadım, ama çok yakında gireceğim bir sınava, az buçuk hazırlandım. Çalışma kitabında salak hatalar vardı, sıkıldım, bir kenara attım. Alkol tükettim, saçmaladım, taş topladım. Sabah akşam yoğurt yemeyi ihmal etmedim, sağlam kafa, sağlam kemiklerin üzerinde ikamet eder. 29 Ekim’de İzmir’de olmak istedim, Fransız Bayramında balonlar şişirilip, özel kutlamalar düzenlenen otelde, 29 Ekim için bi bok yapılmadı, rüzgar gibi geldi geçti. Bingo yaptık, allem ettim kullem ettim, çıkan rakamlarla bağlantı kurup, bayramı kutladım. Bu arada sahildeki iskeleden yola çıkıp, bingo (tombala) mevzuuna ben nasıl daldım? Neyse… İskele o kadar muhteşem kokuyordu ki, görselliği geride bıraktı. İçime çektim bol bol kokuyu, belki saklayabilirim diye, ama otel restoranına yaklaştıkça, büyü kayboldu, asabım bozuldu. Odaya çıktım, sukunet, kendim ile başbaşa bir iki saat geçiririm ümidiyle, elime de aldım kitabımı, okuyacağım. Heyhat ne mümkün, odaya daldı, elimdeki kitaba bakmadan, salak muhabbetler açtı. Sustum… cevap vermedim… sallamadım… anlamadı. Israrla uğraşıp, kafamı dağıttı. Attım kitabı, ona baktım. “Son gün, son gün…” diye sayıkladım.

Şimdi öğrendim, son gün değilmiş, bi gün daha varmış…

K-O-M-İ-K

ian_dwyer | 03 April 2002 13:54

Ben ve yaz aşkım sahilde yürümekteyiz, tam

güneş denizin içine batmak üzere ve o manzarann

önünde fotoraf çekilmek istiyoruz. Güneş her an

batabilir ve manzara güme gitmek üzere. Çevrede de bizden

başka şahsiyet yok.. O anda birden nerdeyse takım elbiseyle karşıdan

gelen bir vatandaş görüyoruz. Hemen yanına koşuyorum

ve elimdeki fotoğraf makinesini ve kız

arkadaşımı göstererek” Abi pardon ya, şurda bi fotoğraf çekilebilir miyiz ?”

diyorum.. Adam bir makineye, bir bana, bir kıza ve bir de

sahilde batan güneşe bakıp ” Heralde çekilebilirsiniz,

burası kamuya açık bir yerdir, sorun olmaz”

diyor ve yürüyüp gidiyor..

Geçen bakkalın birine girdim adam

arkadaşıyla konuşuyordu arkadaşı işler nasıl diye

sordu: Bakkal: Artık iş yok fazla kapatıp burayı İNTER-KAHVE

yapacam dedi.