bildirgec.org

sağlık hakkında tüm yazılar

Yutdışı iftar saatleri ülkeler iftar saati sahur zamanı

NLPMaster | 16 August 2010 23:59

yurtdışı iftar saatlier yabancı ülke iftar saati uluslararası iftyar saatleri aaryanlar için diyanet tarafından açılan bir sitede neredeyse tüm ülkeler için iftar saatleri yayınlanıyor. ilk olarak aşağıdaki linktetürkiye açılıyor. ama siz diğer ülke iftar saatleri için seçeneği değiştrerek bakabilirsiniz.

Kader , Check up ve Fasulyeden Hayatlarımız… ( 2 )

firatocal | 10 August 2010 12:42

uzun lafın kısası… chek up mühim konu bence… ablama katılmıyorum… ocağın altını kısmak , yada düdük öttüğünde ocağın altını kapatmak benim yaptığım… dedim ya garanticiyim biraz… elimden gelen ancak bunlar… bu arada zeytin yağlı bol domatesli sulu sulu ekmek bana bana yenecek fasulye ne giderdi şimdi… bir de yanında kuru soğan…

yaşamlarımızda böyle birşey… yaptıklarımız onları lezzetli kılmak için çırpınışların ötesine geçmiyor… daha doğru bir ifadeyle ne kadar yırtınsak da geç(e)miyor… kader denilen şeyde sonuçta bir şekilde bir şeylere yeniden ve yeniden acıkacak olmamız…

son noktayı yaşadığımız her anı sanki son dakikalarımızmışçasına yaşarak geçirmemiz gerektiği düşüncesinde koyarak bitiriyorum egeye karşı akşam sahil sefamda… son bir kere daha denize girerek sahip olduğum tüm güzellikler adına Tanrı ‘ ma şükrederek gidiyorum kaderim olan beni mutlu mesut ve bahtiyar eden ailemin yanına…

yürüken Peygamber efendimizin ” sanki yarın ölecekmiş gibi öbür dünya ve sonsuza dek yaşayacakmış gibi bu dünya için yaşa ” sözünü hatırlayarak iç geçiriyorum… ilk kısmını pek takmadan ne de güzel beceriyoruz ikinci kısmı…

Kader , Check up ve Fasulyeden Hayatlarımız… ( 1 )

firatocal | 10 August 2010 12:02

rüzgarım yatmış , eşim keyifsiz olduğu için benimle gelmemiş , tek başıma günü geceye döndürmek üzere akşam serininde sahildeyim… egeye karşı akşamın cılız ama iç ısıtan ılık ışınlarıyla kumsal şekerlemesi yapıyorum… dertsiz tasasız bir deniz keyfi…

ne mümkün… şeytan dürtüyor bir kere… ahbaplarımıza denk geliyor ve başlıyorum sohbete… sohbetlerim beni geçmişimin acı hatıralarına götürüyor bu akşam…

Sağlıktan bahsederken konu kalp krizinden kaybettiğimiz babama ve konuştuğum ablanın yakın bir zamanda kanserden kaybetmiş olduğu eşine geliyor…

babamı 1995 yılının son demlerinde ikinci krizinde kaybetmiştik… ilkini atlatmasına rağmen ikincisinden kurtulamamıştı… hep en pis ve en acımasız olanı ikincisidir derlerdi… inanmamıştık , ama en acı yoldan yaşayarak öğrenmek zorunda kaldık… sohbet ettiğim ablam da eşini kanserden 8 ay gibi çok kısa bir süre içerisinde kaybetmiş…

konu dönüp dolaşıp hastalıkların erken teşhisine geliyor… check up ları tartışıyoruz… zamanında eşinin doktor yüzü görmeyen son derece sağlıklı birisi olduğundan bahsediyor… her 6 ayda bir check up ını yaptıran , hasta ise ilaçlarını son derece titiz bir şekilde hiç aksatmadan kullanan birisiymiş rahmetlik abimiz… babam da ilk krizinden sonra malülen emekli olmuş , daha sakin ve düzenli bir hayatı seçmişti… ama herşeye rağmen ikinci krizin onu alıp götürmesinden kurtulamamıştı…

konuştuğum ablam bütün bu olup bitenlerden sonra , doktora gittiğini ve kendisinde ne var ne yok anlaşılması için check up yaptırmak istediğini söylemiş… doktor , ablamın konuşması bitince kanserin ve kalp krizinin çok nankör hastalıklar olduğunu , tüm kontrolleri yaptırsa bile iki gün sonra bu hastalıkların ortaya çıkmasıyla birlikte hayatının allak bullak olabileceğini söylemiş… o da hayal kırıklığı içinde çıkmış gitmiş doktorun yanından…

ben biraz garanticiyim… elimden gelenin sadece bunlar olduğunu bildiğim için herşeye rağmen check up yaptırmaktan vazgeçmeyeceğimi söyledim… ama sonunda herşeyin bilinmez kör sağır ve dilsiz bir kaderin parçası olduğuna da ikna olduğumu da eklemeliyim… sadece bu sohbetim değil , önceki benzerleri de aynı türde hikayeleri içeriyor…

her şey dönüp dolaşıp beni bu dünyadaki sayısı belli nefes sayısına getiriyor… Tanrı ‘ nın bize verdiği vade doldumu ötesini ne tıp ne de mucizeler üzerine eklemiyor…

hamilelikte sigara

sinem26 | 01 August 2010 14:48

Sigaranın zararlarını hepimiz biliyoruz.Ancak hamilelikte içilen sigaranın sadece kendimize değil karnımızdaki o küçük canlıya da ciddi zararlar verdiğini unutmamak gerekiyor.Uzmanlar özellikle anne adaylarının bu gebelik sürecinde kesinlikle sigaradan uzak durmasına ve sigara içilen ortamlarda bulunmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Hamilelikte düşük,erken doğum,çocukta gelişim geriliği ve daha biçok zararların mevcut olabileceği gözardı edilmemeli.Riskler bunlarla da
bitmiyor.Doğumdan sonra çocukta damar tıkanıklığı,astım,akciğer rahatsızlıkları en fazla görünen sorunlar.Ayrıca yapılan araştırmalara göre hamileyken sıgara içen annenin çocuğu ileride yüksek oranla obezite hastalığı ile karşı karşıya kalabiliyor.Emziren annelerin ise içtikleri sigaranın nikotini olduğu gibi süte karışıyor ve dolaylı yolla bebeğe aktarılıyor.Sıgarayı bırakamayanlar için ücretsiz destek hatları ve kurululuşlar bulunmakta.Yeterki irademizi kullanabilelim.Kendimizi düşünmüyorsakta o küçük mucizeyi düşünelim.ve asla unutmayalım;SİGARA EVLADIMIZDAN DEĞERLİ DEĞİL…


kim evladını böyle görmek ister ki?

Altın çörek ve notlar

nazokiraze | 27 July 2010 17:19

Halk ekmek sevmiyorum ,bayat gibi geliyor o yüzden tercih etmiyorum ancak sırf Altın Çörek yüzünden önüme gelen halk ekmek bayiine gidip depoluyorum, fazla alıp buzluğa falan koyuyorum.Bunun sebebi elbette sadece bu 25 kuruşluk minik ambalajlı ekmeğin oldukça hijyenik ve sağlıklı üretilmesi, içindeki üzüm,fındık ve keçiboynuzundan dolayı oluşan hoş tadı değil elbette.

Altın Çörek içeriğinde bulunan ruşeym,keçiboynuzu,fındık,üzüm ve zerdeçaldan dolayı (içeriğinde asla kakao,margarin, şeker,koruyucu yer almıyormuş) büyüme çağındaki çocuklara özellikle öneriliyor, küçük paketlerde olduğu için rahatlıkla beslenme çantalarında yer bulabilen Altın Çörek altı aylık çalışma sonucunda üretilmeye başlanmış. Yemek için burun kıvıran çocuklara minik dilimlere ayırıp kek diye yutturalabilir veya benim yaptığım gibi çorbaya falan çaktırmadan doğranabilir.Çalışan insanların bile kahvaltılarına Altın Çörek’i dahil etmeye başladıklarını okuyoruz.

Bu zamana kadar fazla denk gelmediğim beyaz kirazla oldukça samimi oldum bu aralar, daha evvel hiç yememiştim.(Ereğli Beyaz Kiraz Festivali bile yapılıyormuş yahu) Aslında normalde belki alkollü içecek, ilaç,kozmetik alanlarında en fazla kullanıldığı için belki yaş olarak yenmesi daha azdır diye düşünüyorum, ama tadı kırmızı kirazdan daha hoş.Türkiye’de en çok Ereğli’de yetişiyor ve ihraç ediliyor.

Haydi Obez misiniz bakalım…

admin | 27 July 2010 14:23

Obezite vücutta aşırı derecede yağ dokusu bulunması durumudur. Geçmiş çağlarda obezite; güç,refah ve sağlık göstergesiyken günümüzde tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite tanısında kullanılan birçok yöntem olmasına rağmen günümüzde tanıda ve sınıflamada BEDEN KİTLE İNDEKSİ (BKI) ve bel çevresi ölçümü önerilmektedir.
Haydi gelin obez misiniz değil misiniz ya da sınırlarda mısınız bakalım.

keçi sütü tüketelim

nazokiraze | 08 July 2010 21:34

Uzmanlar tarafından anne sütüne en yakın olan sütün keçi sütü olduğu yıllardır sürekli açıklanan bir konu, ancak ülkemizde süt denince akla nedense keçi sütü pek fazla gelmemekte.

Geçmiş dönem Türkler’de koyun ve keçi eti, sütü tüketimi en baş sıralarda yer alırken günümüzde bu tüketim oldukça azalmış durumda. Yazılanlara göre gerçi oralarda yaşayanlar daha iyi bilirler ama İtalya ve Fransa’da (güney kesiminde) keçi sütünden yapılan peynir ve benzeri ürünler inek sütü ürünlerinden daha pahalıya ve daha fazla oranda satılıyormuş. Keçi sütü mucizesi

“ma”sa”de” üçlemesi 2

aktifparanoya | 03 July 2010 14:12

Üçüncü saatin sonunda pc bana göz kırpmaya başlamıştı. Zaman geçtikçe kolaylaşacağını ve alışacağımı düşünürken zorlaşıyordu. Can’ın bana seslenişini duymamaya çalışıyordum ama Ece’nin sesi taaa içime işliyordu. Bugün sahil kenarında yürüyüş ve ardından denize girecektik. Onun bebeksi tenine dokunacaktım ve mutlu bir şekilde uyuyacaktım. Güneş batmak üzereydi. Bu ilk günden sayılmalımıydı? Henüz gün ışığı odamı aydınlatırken bu sevdadan vaz mı geçmeliydim? Üç saatin üstüne eklenen dört saat ve çöken karanlıktan bahsetmek bile istemiyordum. Ara ara Ece’yi, ara ara kavuşacağım zenginliği ve çoğunlukla o parayla Ece’yle neler yapacağımızı düşünüyordum. Bu dakikalar geçmiyor da diyemezdim. Masade’de hayal kuruyor muydu? 40 yıl neyin hayali kurulabilirdi ki. Akıllı olarak düşünmemek gerekiyordu, sonuçta o aklı kaçık delinin tekiydi. 40 yıl hiçbir şeye özlem duymamış mıydı? Sorular sorular… Hepsinin cevabı benim için çok basitti ama Masade gibi düşününce ulaşılması imkansız bir uçurum gibiydi. İnsan neye mecburdu? İşte anahtar soru buydu. Aslında onu karısı orda tutuyordu, eğer evet eğer yemek götürmezse çıkmak zorunda kalacaktı ve tekrar hayatın akışını görünce o köhne evi istemeyecekti. Hayır hayır bu kadar basit olamaz. Onca insan bunu düşünmemiş olamaz. Karısı bunu kesinlikle düşünmüştür. Hatta baktı ki çıkmıyor bu yüzden yemek götürmek zorunda kalmıştır. İlginç bir aşk ama Masade’den ne beklenebilir ki. Kirbit kutusu büyüklüğündeki eve playboy kızlarını atarak zaman geçirecek değildi ya. Leyla Mecnun, Ferhat ile Şirin’den ilham alacaktı tabi. Ben onları da anlayamamıştım aslında. Ece için ben böyle olabilir miydim.? Hayır elbet… Bir Ece giderdi ve “E”lif”, “C”eren”, “E”zgi” üçlemesini bulurdum. Henüz elde etmediğim para beni değiştiriyor muydu yoksa…. Ece’de böyle düşünürdü elbet. Düşünür müydü? O zaman beni sevmiyor. Bir türlü kafamı toplayamıyordum. Saat kaç olmuştu? Bakmalıyım… Hayır belki Masade’nin de saati yoktur. Evet kesinlikle yoktur. Takvimle arası olmayan biri saati ne yapsın ki. Masade söyle amacın ne? Ne yapmaya çalışıyorsun? Bu eziyet neden? Buldum…Masade, sen sadece günah çıkartıyorsun. Kendine bile kabul ettiremediğin bir yara bu. Ama tecavüzcüler, anne katilleri, hırsızlar, imansız Yahudiler dünyada cirit atmakta. Sen ne yapmış olabilirsin bu kadar kötü? Hayır.. Bu böyle olmayacak. Bu soruların cevapları sadece sende Masade.Saate bakmadan pencereden sıvışmamı ve bahçe çitlerinden atlayışımı hatırlıyorum. Yolun yarısına kadar ayakkabı giymediğimin farkında bile değildim. Evin kapısının önünde belki 5 dakika bekledim belki 3 saat bunu ben bile bilmiyordum ama çok uzun beklemiş gibiydim. Sanki 40 yılı bir kapı önünde geçirdim ve aslında içerde ben vardım ve Masade hep özgürdü.Anlamsız bir hıçkırık ve garip bir boğaz hırıltısı. Bu gözümden akan yaşta neyin nesiydi? Hiçbir insanı bu denli anlamaya çalışmamıştım. İçimde ona karşı anlamsız bir sevgi büyüyordu. Buraya gelip sıyıranların başına gelen şeyde yoksa bunun gibi bir şey miydi? Şimdi kendim için korkuyordum. Boyumdan büyük bir işe mi kalkışmıştım? Kimsenin son zamanlarda cesaret edip giremediği evin kapısında gecenin bir yarısı… Deliriyor muyum? O zaman öyle düşünmüştüm. Ama bu beni korkutmaya yetmemişti.Kapıyı üç kere çalmıştım ya da ben o an öyle sanmıştım belki de ayaklarımın titremesinin sesiydi o. Kapının çıkarttığı gıcırtı dişlerimden de gelmiş olabilir. İnanın bunu net olarak bilmiyorum. Ama onu sırtı dönük koyu bir silüet olarak uyuduğunu çok iyi hatırlıyorum. Ay ışığında saçları grimside olsa bence beyazdı. Zayıf bir o kadar da sıska. Tam bir esir kampı tutsağını andırıyordu. Kıyafetleri eski değildi, ama çok yeni olduğu da seçilmiyordu. Koyu tonlarında görünseler de bu gecenin bir oyunuydu.“Masade kalk, Masade kalk. Uyumak için illa geceyi seçmene gerek yok. “ Her seslenişimde daha sıkı sallıyordum. Birden irkildi ve bana döndü. Korkuyla duvarın köşesine sinişini hiç unutamıyorum. Belki de 40 yıldır bu şekilde uyandırılmamış olmanın verdiği bir boş bulunmaydı. Belki de 40 yıldır ilk kez başkası tarafından uyandırılıyordu. Belki de 40 yıldır uyuyordu. Ne dersiniz… Ben öyle düşünmüştüm…

Sağlık Konulu 19 Özgün Logo

Spx | 28 June 2010 14:53

Farkında olmasak da bir seçim yaparken seçeceğimiz ürünün ya da firmanın tasarımı seçimimizde büyük bir etkendir. Sağlık sektöründe de aynı durum geçerlidir. Bunlara örnek 19 özgün logo derlemesi:

Bradley Memorial Hospital
Bradley Memorial Hospital
 Critical Intensive Care Unit
Critical Intensive Care Unit
Pioneer Health
Pioneer Health

Böcek ısırıkları tatilinizi mahfetmeden…

Beacool | 24 June 2010 16:19

Bu resmin birilerini mest ettiğine eminim :)
Bu resmin birilerini mest ettiğine eminim 🙂

Güneşin bizi kavurmaya devam ettiği bu günlerde yazlık beldelere hücum edip kendini kurtarabilen kesimin (hayat zorlukları dışında) en büyük dertlerinden biridir sivrisinekler. Onların gece yatarken kulağınızın dibinde vızıldaması mı daha sinir bozucu dersiniz, yoksa onlardan kurtulmak için harcanan onca emek ve paramı?(bkz yazı sonu notu)

Kullanım...
Kullanım…

Üstünüze konup sizi “Hüp!” diye içine çekmekten pek bir keyif alan bu canlıları ani bir refleksle üzerinize dekoratif bir şekle büründürmeniz dahi onlardan tam anlamıyla kurtulmanız için yeterli değildir. İçi dışına bir şekle girmiş bir sivrisinek dahi sizi etkileriyle delirtmeye devam eder. Isırılan yer kızarır, şişer ve kaşınır. Kaşındıkça da daha çok…

Ürün usb portu yoluylada çalışabilmekte...
Ürün usb portu yoluylada çalışabilmekte…

Yaşayanlar ve de normalden biraz daha hassas bir cilt yapısına sahip olanlar bilirler. Bu inanılmaz derece rahatsız edici bir durumdur. Çeşitli koca karı ilaçlarının etkili olduğu söylense de bende bugüne kadar hiçbirinin bir işe yaramaması beni değişik çözümler aramaya sevk etti. Bu sayede USB Itch Remover’ı keşfettim.