bildirgec.org

rüya hakkında tüm yazılar

Fragman

winmaker | 20 January 2003 09:40

Geçen gün çok fantastik bir rüya gördüm. İlginç olan ise rüyadan önce fragmanını görmüş olmamdı.

Önce ekranda telefon direğine çıkıp tamir eden bi japon belirdi, ekrana doğru sırıttı. Sonra lüks siyah bir araba içinden mafyavari insanlar indi. Bi de farklı gezegenlerden gelen uzaylılar vardı hatırladığım. Bu kısa görüntülerden sonra rüya başladı ve olayları daha detaylı bi şekilde izledim.

Uyandıktan sonra iki saat güldüm fragman olayına. Demek ki bu rüyayı daha önceden tasarlamış biliçaltı. Kimbilir benden habersiz daha ne entrikalar çeviriyodur sinsi yaratık.

Rüyasında Web Sitesi Göre Varmı ?

unutulan-hafif | 01 December 2002 22:58

Dün gece garip bir rüya gördüm , paylaşayım dedim sizlerle …

1999 lı yıllardı daha net yeni yeni tr de yaygınlaşırken bir web tasarım yarışması yapıldı…

Sanırım düzenleyen WEBTR diye bir firmaydı Burda bi amcamın sitesi 1. seçildi … Süper bir flash introsu vardı …. Kapanmadan önce gardiyan.com du adresi … girip gezmiştim sitesini bir kere … dün gecede rüyamda o introda ben oynuyordum … İntro içerisinde insanlar gözüküyordu bir müzik felan var fonda ve bende oyunculardan biriydim …rüyamda flash introlara baya bildiğimiz filmlerdeki gibi oyuncular görevlendiriyordu … ilginçti ya … hemen girdim nete araştırdım introyu belki bulurum diye ama bulamadım :-))

Saçmalıklar – 12

oky | 09 November 2002 23:47

ramazan ayının ilk sahuruydu.

henüz on bir ayın sultanının dördüncü saatini sürüyorduk. rüya görüp görmediğimden emin olamadığım bir ‘matrix’ ortamında, annemin haykırışını duymam ile birlikte, yataktaki yatay pozisyonumdan halıdaki dikey pozisyona transferim iki saniye sürmedi bile. zayıf noktamdan vurulmuştum beni doğuran birey tarafından. şu an öyle bir haleti ruhiyedeydim ki, bana ne söylenirse yapabilirdim uykudan tam anlamıyla kopamamanın sersemliğinde. pavlov’un köpekleri dahi şartlanmamıştır bir şeye, ben uyurken adım yüksek sesle söylenince mutlaka bir şeylerin ters gidiyor olduğuna şartlandığım kadar. zaten kendimi bildim bileli okula giden bir insan olarak, yüksek olduğu gibi kısık ses ile de adımın söylenmesi, ister uyuyor olayım ister uyumuyor, beni telaşlandırır. kendimi bildim bileli okula sabahın köründe giden bir kişi olarak, ismimin kısık ses ile söylenmesi, o soğuk sabahın körünü çağrıştırır derhal bana. benim ismim normal tonda telaffuz edilmesi gereken bir isim sanırım.

Bir rüya gördüm

kaptanhayal | 13 October 2002 19:56

İnternette marka yaratma konulu bir geyik yapmıştım geçenlerde, üstüne bir kitap vardı elimde geçen hafta, “baktığımız ve gördüğümüz hiç bir şey sahici değil” minvalinde, kafam da iyi bu arada, onu da ekleyeyim, uykuya dalmışım…

Rüyamda nasıl zengin olacağımı görüyorum.. İnternette marka yaratıyorum, bir hazır giyim markası, GAP falan hesabı… Bu markayla ilgili derin bilgi var, olayımız “felsefesi olan bir marka” yaratmak iyi mi, yazmışız, bu markayı kim giyiyor, markanın felsefesi nedir, e-grup’a katıl, şu, bu.. Markayı yaratan tasarımcının Nike’dan neden kovulduğunu anlatan bir yazı… Şirket başkanından, kazanılan paranın şu kadarının topluma hayırlı işlerde kullanıldığına ilişkin mesaj.. Dünyanın neresinde, hangi hayırlı projeye yardım ettiğimizi gösteren bir harita..

Ohhhhhhh beaaaa tatildeyim işte yuuppiiiiii!… diye başlamıştım oysa

crematorium | 08 September 2002 04:43

Ohhhhhhh beaaaa tatildeyim işte yuuppiiiiii!… diye başlamıştım oysa.

Eve vardığımızda saat 21 gibiydi. Bişiler yedik, bi kaç muhabbet derken “hadi yatalım artık” dedik. Hmmmm….işte en sevdiğim kısım. Annemle koyun koyuna yatıcam. Öylede uykum var ki!

Ohhh Allahım! Anneeee…… Horultusu yükseldikçe ya öksürüyorum ya da dönüyorum yatağın içinde. Bi anlığına susar gibi oluyor ama nafile. Tekrar başlaması sadece 10-15 saniye. Nasıl uyuyacağımı düşünürken beynim yavaş yavaş uyuşmaya başladı bile. Bu iyiye işaret. Uyku moduna geçiyorummm.

Sonra bi sesle irkildim. Hemen döndüm arkamı, annem. “Ne oldu?” dedim, EBEEBEHUHAHMMMIKII dedi. Kabus görüp bağırmış olacak. Yine bıraktım kendimi. Kaslarım iyiden iyiye gevşedi. Bilmiyorum kaç dakika geçti, bu sefer de titremesiyle uyandım. “Bebeğim ne oldu yaaaa? Rüya mı gördün?” Dedim. Düşüyodum dedi. İyi güzel de, ben zaten tabansızın tekiyim. Nasıl uyuycam şimdi? Eee uyuyamadım tabi, huzursuzum napıyım. Kalktım, evi dolaştım… Karanlık zaten! Bir bıçağım eksik. Sonra tuvalete girdim, tam oturdum, geçtim işleme….Hass……elektrikler kesildi! Zifiri karanlık! Hay Allah napıcam ben şimdi? Sanki Freddy’nin Türkiye çıkartması-Elm Sokağı 7. Anneeeeee!!!!………..

18 Ağustos 2002

Rüya Değildi

oky | 31 August 2002 20:32

az önce şöyle oldu ::

bilgisayarın karşısına geçmiş, bulutsuzluk özlemi sözlerimi geri alamam’ı, dinlemeye koyulmuştum. sokak lambası, sarı ışıklı olanlardan, tam odamın penceresinin hizasında, evi oldukça aydınlatıyor. ancak direğe falan bağlı değil; kablolara tutturulmuş bir ışık. şarkı hafif başladı. konser kaydı. ilk kısım bitti, solist şimdiii diye bağırdı. araya diğer enstrümanlar girdi ve şarkı hızlandı. o sarı lambada o esnada aşırı derecede sallanmaya başladı, dikkatimi çekti. sonra farkettim ki ritme göre hareket ediyordu evin içi, disko gibi bir aydınlanıp bir kararıyordu. hoşuma gitti. tam şarkı bittiğinde söner diye ummuştum, olmadı, şarkı bitmeden söndü. ardından bu ne biçim hikaye böyle’yi açtım. o şarkı çalarken de az önceki gibi bir atraksyon bekledim. olmadı. tuhaf.

Aynulhayat

knemo | 09 August 2002 00:13

Bu akşam ve bu gece. Dur bakalım hayatımda olmayan şeyler, olmaya mı başladı?

Bir rüya görmüşüm de Kalbim ferahlamış sanki. Küçükayasofya’da gizli girişi olan bir kahvehane varmış, kapısı uzun bir bahçeye ve denize açılıyormuş. Oturduk. Uzaktaki kuru yük gemilerini seyrettim biraz. Sarmaşıkların arasında yeşil biber vardı. Sohbet dönmeye başladı, başımı uzattım, güldüm ben de. Nargileyi üfledim. Derin nefes çektim sonra. Bütün ferahlığıyla oh diyebileceğim günler yakındır bu dünyada… diye umut ettim. Ayşe Hanım aradı. k. için avant-garde bir film projesinde jön prömier rolü düşündüğünü söyledi. Kıskandım dedim. Bana da bi pinokyo yazın lütfen. Bakarız dedi. Gökgürültüsünden ve yağmurdan çok korkmuş. Dün akşamki. Herkes korkmuş dedi, acaba bu neye alâmet? Bilmem dedim. Beni politik işlerinize karıştırmayın lütfen. k jön rolünü benimsemiş hemen, yanında bir fransız ve bir de ispanyol dilber istedi. Ne var ben de yazarım. Kendi senaryomu kendim yazarım dedim. Ama prodüksiyonla ilgilenmem.

Tatil Meseleleri

kernel32.dll-hafif | 06 August 2002 12:16

Tatil Meseleleri

Yine Bodrum’a gidecektik.Bunu duyduğumda pek de üzüldüğüm söylenemez.Nedendir bilinmez Bodrum’un benim için ayrı bir yeri var.Kalacağımız yer Tekel’in misafirhanesiydi.Bodrum’un içinde olması hem süper hem de çok kötüydü.Deniz yoktu+daha yaş 16 oldugundan Bodrum’da benim için çok da fasilite yoktu.Bütün gün de yüzme havuzuna girilerek geçirilmezdi.Her yaz başıma gelen klasik arkadaş arayışları başladı.Oraya ulaşır ulaşmaz ne kadar sıkıcı bir yaz tatili geçirecegimi anlamak zor olmadı.Zaten aileyle gidilen bir tatil ne kadar eğlenceli olabilirdi ki.Bu sondu gelecek sene arkadaşlarımla tatile çıkacaktım.14 saat süren otobüs yolculugundan sonra benden beklenmeyecek şekilde tam 4 saat uyumuştum.uyandıgımda çoktan havuzun kenarında akşam yemeği hazırlıkları başlamıştı.Tam masamıza yönelmiştim ki gözümün önünden bir yaşam formu geçti ama melek miydi yoksa insan mı başta kavrayamadım.Belki de tatilim bir anda değişecekti.Yemek başlayınca anladım ki bu bir insandı ama melek görünümlü bir insan.Ama benim gibi utangacın önde gideni bir insan için ne ifade edebilirdi ki bu güzel insan.Bir yandan yemek yerken bir yandan da onu izliyordum arada bir göz göze geldigimizde gözlerimi kaçırıyordum.1,2,3,…10 kere göz göze gelmek tesadüf müydü,rüya mı görüyordum yoksa sadece olmasını istediğim şeyi mi görüyordum.Kaç yaşında olabilirdi?Yemek bitmişti.Ebeveynler eğlenmekte ben ve ablam ise acaba gerçekten sıkıntıdan patlar mı bir insan diye düşünüyorduk.Ben havuzun kenarına gideceğimi belirtip gözüme bir şezlong kestirdim ve iron maiden’ın X-Factor albümünü dinlemeye başladım.Ablam,babam ve annem Bodrum’a inmiş binlerce kişilik kalabalığın arasına karışmışlardı bile.Ben Iron Maiden eşliğinde yıldızları izlerken o ve potansiyel kuzeni hemen karşıdaki bara geçip oturdular.Bu mükemmel bir fırsattı tanışmak için.Ama hem onun potansiyel kuzeninden çekindim hem de daha önce söylediğim gibi utangacın önde gideniydim.Aradan 10 dakika geçmişti.Bu 10 dakika içinde kendime sürekli “sen malsın sen malsın sen malsın sen hiçbir boka yaramayan bir malsın böyle devam et” dedim durdum.Potansiyel kuzeni ve melek insan oturdukları yerden kalkarak havuzun kenarına şezlonglara yöneldiklerinde ben bundan habersizdim.O sırada gözüme kestirdiğim bir yıldıza kitlenmiş bir halde müziğe kaptırmıştım kendimi.Onları yanımdan geçerken gördüğümde “bu olabilir mi yoksa ben hala rüya mı görüyorum” dedim o yıldıza.Onun cevabı ise oldukça kısa ve özdü :”sen harbi salaksın kızlar ayağına geldi sen hala konuşuyorsun hadi git şimdi” ve sonrası mükemmeldi.tanışma vs. vs. tel numarası alışverişi.Asıl dumur edici olan ise melek insan ın evimden 400m uzakta oturuyor oldugunu öğrenmemdi.Ama emin değildim.Benim yaşadığım bu kontrol edilemeyen kalp atışları ve bunun gibi belirtileri o da taşıyor muydu?

İkinci sorun ise ertesi sabah(bugün)İstanbul’a dönecek olmalarıydı.Allahım ben daha bir hafta bu sıkıcı yerde ne yapacaktım?Ertesi sabah olmuştu bile ve ona iyi yolculuklar diledim.Sonra kendimi internet kafe ararken buldum ve şimdi bunları yazıyorum.

Ayı Ailesi

oky | 27 June 2002 20:28

Bir hırsızdım. Ormanın içinde bir evi kolluyordum soygun yapmak için. Bu içinde insanların yaşadığı bir ev değildi. Ayı ailesi yaşıyordu bu evde. Ve nedense ben bu evi soymaya kararlıydım..

Baba ayı işe gitmek üzere evden ayrıldı. Ardından çocuk ayı okul servisine bindi ve evde yalnızca anne ayı kaldı. Camlar açıktı ve harekata geçmek için bundan daha güzel bir vakit olamazdı. Eve dalış yaptım. Anne ayıyla karşılaşmamak için bir oraya bir buraya saklanıp duruyordum. Sonunda olan oldu; anne ayı beni yakaladı. Fakat paniklemedi. Panikleyen bendim. Bir kaç kemkümden sonra, çocuk ayının öğretmeni olduğum yalanını uyduruverdim. Eve çocuklarının okuldaki durumu hakkında konuşmaya geldiğimi belirttim. Beni anlayışla karşıladı ve ben bir takım saçmalıklar sarfettim. Sıkıntılı sohbetten sonra ancak kendimi dışarıya atıverdim. Çok korkmuştum. Öyle ki gerçek hayattaki korkudan bir farkı yoktu. Evet tüm bunlar bir rüyaydı. Komik bir rüya.