bildirgec.org

risk hakkında tüm yazılar

Türkiye’nin Sağlık Profili

bithikotsis | 31 March 2011 18:02

Yıllar baz alınarak eskiden yeniye sıralı yaş ortalamaları, bu ortalamaların dünya ülkelerine göre sıralamadaki yeri, Türkiye’deki ölüm sebepleri ve oranları ve bu oranların büyükten küçüğe sıralanması, bunların ortalamalarının dünya dünya ülkelerine göre sıralamasındaki yeri, kanser tiplerinin sıralaması, sağlık risk faktörleri sıralaması,

Türkiye’nin demografik özeti ve bu sıralamaların neredeyse hepsinin iyiden kötüye skalası ile renklerle gösterimini içeren zengin bir kaynak hazırlamışlar. Buradan görebilirsiniz.

Kuyruk Sevdası…

firatocal | 23 August 2010 10:48

65 ini deviren Ahmet Bey , bakkal 70 lik Mehmet Efendiyle alışverişi sırasında randevulaştılar…

” Bak Mehmetcim ” dedi , ”yarın ayın 2 si, gazeteni termosunu getirmeyi unutma , yarın kahvalıya merkezdeki Ziraat Bankası ‘ nda buluşuyoruz. Gelirken Şadiye Hanıma rastladım. Çıtır çıtır sigara böreklerini hazırlayacakmış , hadi gene yaşadık… Vallahi şu ay başları olmasa kimse düşünmeyecek bizi… Tamam mı üstadım.. ”

” Tabii tabiii Ahmetcim… ” diye cevap verdi bakkal Mehmet Efendi… ” Haberdarım muhteremden… Aysel Hanım bahsetti az önce… O da kurduğu turşulardan getirecekmiş… Kızı da eşlik edecek , malum tansiyonu atlı karınca gibi… Bir iniyor , bir çıkıyor… Geçenlerde toprağı bol olsun Hüseyinimizi 70 ini göremeden uğurladık bankadan… E tedbirli olmak lazım tabiki… Haydı kal sağlıcakla… Geç kalma ama sıra tutmamız lazım üstadım… ”

RİSK

mavilikler | 02 July 2010 16:25

“Peki, ya sıkılırsan?!..”

Konuşma boyunca gözlerinden eksilmeyen güven ifadesi ilk kez gölgelenir gibi oldu. Ancak birkaç saniye süren bu durum yeterli bir cevaptı benim için.

Kelimeler ağır ağır dudaklarından dökülürken, ben çoktan kararımı vermiştim. Ama O bunun farkında olmadığı için, halen cevapla ilgilendiğimi düşünüyor, bu yüzden de sabırsızlanmama neden olan bir çabayla yeni yeni cümlecikler oluşturuyordu.

Baştaki birkaç saniyelik duraksama olmasaydı, her bir cümleyi gerçek bir ilgiyle dinleyecektim. Ama şimdi tek ilgilendiğim, gerçek cevabı örtmeye yönelik bu girişimin bir an önce son bulmasıydı.

teselli

admin | 10 February 2010 13:17

http1.bp.blogspot.com
http1.bp.blogspot.com

Bir aydır içini rahat tut, birşey çıkmayacak diyordum. İçim de rahattı gerçekten.

İş sonrası telefonumu açtım. Sesli mesaj. Arkadaşım. Hiç beklemediğim bir cümle, beklemediklerim… Sanıyorum ki, özledim, görüşelim diyecek. Ben de mutlu olacağım.

‘Tahlil sonuçlarım çıktı bugün. Olumsuz. Hemen ameliyat dediler. Pazatesi sabah ameliyat oluyorum. Haber vereyim dedim. Öpüyorum.’

Veri Kaynakları

admin | 19 January 2010 13:49

Araştırmacıların başvurmak zorunda kaldıkları pek çok veri kaynağı vardır. Bunlardan bazıları insan ve hayvan davranışları, anatomisi ve bitki gibi canlı objeler bazıları da rapor (belge), vb. fiziksel nesnelerin oluşturduğu cansız varlıklardır. En çok başvurulanları gruplayarak, veri kaynaklarını üçe ayırmak olanaklıdır. Bunlar:

1. İnsanlar
2. Belgeler
3. Canlı ve cansız öteki varlık ve kalıntılardır

Araştırmacı, çoğu kez, istediği verileri elde edebilmek için, kişilere başvurmak zorunda kalır. Varolan bilgi ve deneyimlerin, yalnızca (ve belki de çok küçük) bir bölümü yazılmıştır. Birçok kişi, günlük yaşantısında, araştırma konusuna ilişkin önemli görüşler geliştirmekte, çözümler için ipuçları yakalamakta, çözülmesi gereken sorunları açık seçik görebilmektedir. Özellikle, açıklayıcı türden çalışmalarla, problemin daha iyi anlaşılması, uygun hipotezlerin geliştirilmesi ve araştırma öncelik ve yaklaşımlarının saptanmasında, kaynak kişilere başvurmak son derece yararlıdır.

Dağcılığa Başlarken

LuchaS | 23 September 2008 01:46

Dağcılık, sadece tırmanmaktan, güzel manzaraları seyretmekten ve el değmemiş doğa tecrübesinden oluşmaz. Mücadele, risk ve zorlukta içerir.
Dağcılığın bazı özellikleri vardır ki, zaman geçirmenin dışında, sıradanlığı aşan, kesinlikle bir ihtiras ve bazen de içten gelen bir zorunluluk haline dönüşen bu uğraşıya zevk ve ilham katar.
Dağların uzaktan görünüşleri, macera tutkusunu ateşleyebilir ama sizi bekleyen zevk ve zorlulukları anlatmaları pek mümkün değildir. Dağlara tırmanmak istiyorsanız, doğanın tüm koşullarına hazırlıklı olmalısınız.
Dağlarda olmanın zevki kendimize, başkalarına ve çevreye zarar vermeden, gerekli malzeme, beceri ve gücü kullanarak hareket etmekle birleştiren bir kavramdır.
Vahşi doğada seyahat eden dağcılar olarak, bu ayrıcalık için ödememiz gereken küçük bir bedel; geçmişimizin izini bırakmadan orayı bulduğumuz gibi temiz bırakmaktır. Ziyaret ettiğimiz üzerinde düşünmeli ve daha sonraki etkimizi en aza indirgeyecek şekilde kamp yapmalı ve tırmanmalıyız. Dağlarda hoşumuza giden ayrıcalıklar, sevdiğimiz bu ortamı korumaya çalışmak sorumluluğunu da yüklemektedir. Dağcılar olarak, eğer çocuklarımızın da bizim ödünç aldığımızı teslim almasını istiyorsak, aktif doğa taraftarları olmalıyız.
Dağlara gitmek için bilgiye ihtiyaç duymaktayız. Kendimizin ve birlikte tırmandıklarımızın iyiliği için, kampçılık, yön bulma, emniyet, iple iniş, buzul üzerinde hareket, güvenlik, doğada ilk yardım, kurtarma ve kaya, kar ve buz üzerinde tırmanış konularındaki teknik ve araç-gereçleri öğrenmeliyiz. Bu eğitim süreci bunları öğrenmenize yardımcı olacaktır.
Dağcılık, ruhsal ve fiziksel beceri isteyen bir etkinliktir. Günümüzde tırmanıcılar, birkaç yıl önce bile imkansız olduğu düşünülenleri başarmaktadır. Birçok ciddi kaya tırmanıcısı, özel jimnastik salonlarının tırmanış duvarlarında saatlerini geçirirler ve bu spor uluslar arası yarışmalara da girmiştir. Alpin tırmanışçılar ise, en yüksek zirvelere genellikle oksijen desteği olmadan, rekor sürelerde ve gittikçe daha zorlu rotalardan tırmanmaktadırlar. Ancak, çoğumuz bu tür tırmanışların haberlerini gazete başlıklarından okuyoruz. Bu aktiviteden bireysel olarak zevk alabilmek için hayatımızı dağcılığa adamamıza gerek yoktur.

Amatör dağcıların ve tırmanıcıların da performans düzeyleri artmaktadır. Fiziksel durumunuzun iyi olması bunun anahtarıdır ve bir geziden zevk almak ile buna tahammül edebilmek arasındaki farkı sağlayabilir. Daha da önemlisi, bir kişinin gücü veya zayıflığı tüm ekibin güvenliğini etkileyebilir.
Bir dağcı, zinde kalmak için bir veya iki saatini antrenmana ayırmaktadır. Koşmak, bisiklete binmek, yüzmek ve merdiven çıkmak, haftada en az üç kez yapılmak şartıyla daha iyi fizik kondisyon sağlayacak çalışma şeklidir.
Fiziki kondisyonumuz kadar önemli olan ruhsal durumumuz, genelde başarı ve başarısızlıkta belirleyici bir faktördür.
Birçok tecrübeli dağcı, en büyük zorlukların ruhsal nedenlerden kaynaklandığını söyler. Belki de dağcılığın bu özelliği, insanlara en büyük ödüllerinden biridir; özgürlüğü ararken, kendimizle yüz yüze geliriz..
Eğitim süresince, malzeme ve tekniklerin esasları ve edinilen deneyimden nasıl faydalanacağınız üzerinde duracağız. Ancak dağlar öyle mücadele gerektirir ki, teknik uzmanlık dışında, karar verme ve sorun çözme kabiliyetine de sahip olmanız gerekmektedir. Tırmanıcılıktaki tüm ruhsal özelliklerin en önemlisi olan doğru kara verme becerisi, bilgi ve deneyimlerimizi nasıl bir araya getirip kullandığımıza dayanmaktadır.
Bize gereken şeyler, mücadele ve sorun çözme becerileridir ki, bu da kötü hava koşulları, uzun yürüyüşler, dikenli çalılar, boşluk hissi, dağ kazaları vb… ile uğraşma kabiliyetidir. Bu durumlarla karşılaştıkça, daha iyi karar vermemizi sağlayacak tecrübeyi kazanırız ve edindiğimiz deneyim, zorluklarla tekrar karşılaştığımızda faydalı olacaktır. Ancak dağcılık otomatik karşılıklar yerine, dikkatlice karar vermeyi gerektiren çok sayıda durum üretmeye meyillidir. Bu belirsizlik, dağcılığın çekiciliğini ve mücadeleci ruhunu yansıttığı gibi, trajik olaylar için de büyük bir potansiyel oluşturmaktadır.

Bir Tırmanış İlkesi

Anlasana!

ODEON | 26 August 2008 10:40

Üstüme gelme bu kadar
Fırtınalarıma alış
Duygularım darmadağın
Kafamı toparlamama izin ver

Nefes aldırmıyorsun
Kendi ayaklarımın üzerinde
Durmayı unutmak istemiyorum
Sana bu kadar yaslanamam