Bir süre önce birkaç iş için Avrupa’daydım. Daha önce görmediğim ve görmek istediğim yerlere uğrayacak zamanlar yaratmaya çalıştım. Uğrayacak diyorum zira gerçekten gezecek kadar zamanım hiç olmadı. O şehirden bu şehre savruldum durdum. Tabii, asli savrulmak istediğim kent Amsterdam’dı. Avrupa günlerimin sonları yaklaşırken, Almanya Ulm’den hareket edip 4 tren değiştirerek 7 saatlik bir yolculukla Köln’e vardım. Köln’de yağmur vardı.
İkinci dünya savaşı sırasında Almanya’nın en çok bombalanan şehri olan Köln’ü görmek gibi bir inadım hiç yoktu. Köln hakkında daha önce duyduklarım zaten büyük kilisesi hariç görülecek pek de bir tarafının olmadığı üzerineydi. O kilise de tren istasyonundan çıkar çıkmaz yağmurun altında tam karşımda duruyordu… Velhasıl benim için Köln geldiğim anda bitmişti. Köln’e gelişimin asıl nedeni, beş yıldır Belçika’da Gent yakınlarında yaşayan çocukluk arkadaşımla yaptığımız plandı.