bildirgec.org

ran hakkında tüm yazılar

Ran (1985)

queennothing | 13 September 2011 22:20

1910 senesinde Japonya’da dünyaya gelen yönetmen Akira Kurosawa, “Yojinbo”, “Seven Samurai”, “Rashomon” gibi filmlerle başarısını kanıtlamıştır. 1998 senesinde kaybettiğimiz Kurosawa’nın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Ran“, 1985 senesinde gösterime girdi. İngiliz oyun yazarı William Shakespeare’nin “Kral Lear” adlı eserinden uyarlanan film, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Set Dekorasyonu ve En İyi Yönetmen dallarında Oscar adayı olurken En İyi Kostüm Tasarımı dalında Oscar kazandı. Tatsuya Nakadai, Akira Terao, Daisuke Ryû, Jinpachi Nezu gibi isimlerin rol aldıkları eser 12 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle çekildi. 16. Yüzyıl’da geçen “Ran”, eleştirmenler ve sinemaseverler tarafından Kurosawa’nın başyapıtı olarak görülmekte. Orjinal süresi 162 dakika olan “Ran”, tüm sinema seyircilerine tavsiye edilebilir.

NAZIM HİKMET BÜYÜK ADAMDI

tutku34 | 27 July 2008 11:29

nazım hikmet ran , değeri geç anlaşılan adam
nazım hikmet ran , değeri geç anlaşılan adam

Nazım Hikmet Ran. Bilirsiniz , ünlü türk yazar. Türk topraklarında doğmuş ama Türk topraklarında ölememiş yazar. 3 Haziran 1963’de Moskova’da ölmüş yazar. Vatandaşlıktan çıkartılmış , yersiz yurtsuz bırakılmış yazar. Öldükten sonra değeri ve suçsuzluğu anlaşılmış , mezarının üzerinden ‘özür dileriz,bizi affet’ yazıları geçirilmiş yazar. Milliyetçi diye suçlandı ,burjuva oldu diye suçlandı… 11 dava geçirdi. Ama o bize birçok bilgi dolu eser bırakmayı başardı. Şimdi okullarda bize kitapları okutuluyor. Peki , zamanında bu kitaplar niye yasaklandı. Kötü diye , zararlı diye. Ama şimdi özellikle tavsiye ediliyor. Lütfen bazı şeylerin değerini zamanında bilelim. Zamanında bilelim de , mezarların üzerinden helikopterle ” bizi affet , özür dileriz” yazıları geçirmeyelim. Ne Nazım Hikmetlere yazık olsun , ne ülkemize… Eğer daha ayrıntılı öğrenmek isterseniz hayatını, tıklayın

SUSSAN HEP İNLESİN!

| 28 March 2007 17:53

ele güne “sussan deyhim”i deyivereyim de, şu hatun kişi neymiş millet müzisyen görsün dedim, tıraş kaşarlarla kafaları ütülene ütülene, travesti, transseksüellerle el ele girdikleri reyting gecelerinde…

budur:
parçanın diğer adı navai imiş, sussan iran asıllı bir
kürt’müş de, diamanda galas’a beş basarmış da,
avangart müzik piyasasının en has ses performansı sunan çılgın sanatçısıymış da, 1976’da maurice bejart bale okulu’ndan burslu davet almış da, 1980’den beri new york’ta yaşıyormuş da, sesini fırça gibi kullanıp notalarla modernist resimler yapıyormuş da, elektronik ve akustik enstrümanları drum’n base altyapılı şarkıların müeellifi mevlana, hafız, sadi imiş de, popüler kültürün cicili bicili çöplüğünde o bir gül bahçesiymiş de, bill laswell denen her boka maydanoz prodüktörle (lübnanlı simon shaheen’in muhammed abdülvahab’ın bestelerini yorumladığı bir albüme de prodüktörlük yapmışmış) sıkı dostmuşlar,
any given sunday ve unfaithful’da da duyulmuş,
brandford marsalis, elliot sharp, jah wobble, zakir hussain, karsh kale, reggie workman ve nana simopoulos’un davulcusu hamid drake’le çalışmış…

Nazım’ın Hikmet’i – Bölüm:3 (Part Trii)

linnux | 25 August 2006 22:58

-Neden Nazım’ın Hikmet’i?
-Farklı insanlardan aynı sözleri duymaktan sıkıldım artık.Benim asıl içerlediğim, Nazım Hikmet fanlarının hayatlarındaki ince ayrıntılar. Bu arkadaşlar, çevresindeki diğer insanları inançları, düşünceleri, görüşleri dolayısıyla küçümsemekten çekinmiyorlar.
Kendileri ise tam birer dizi kahramanı…
-Neden “Part Van”, neden “Part Tuu”?
-Hepimizin bildiği gibi, Nazım Hikmet bir antiamerikancı, antiemperyalistti.
İşte burada, yazı dizimizin asıl hedefinin Nazım Hikmet değil, Nazım Hikmet’i normalden fazla seven fanlarının olduğunu görüyoruz.
Nazım Hikmet fanları, Nazım Hikmet’i ne kadar sevseler de, özel hayatlarına baktığımızda emperyalizmi, Amerikan kültürünü nasıl özümsediklerini görüyoruz.

Nazım’ın Hikmet’i – Bölüm:2 (Part Tuuu)

linnux | 16 July 2006 13:03

Oğlum Mehmet,seni,Türkiye Gominis Partisineemanetediyorum.

İşte sanat, işte şiir, işte şair, işte eser…
Türkiye’nin deyiil, dünyanın en büyük şairi Nazım Hikmet,
yine sanatını döktürmüş.

Her zamanki gibi ince duyguları ifade etmekle kalmamış,
toplumsal, siyasi, sosyolojik değinmelerde de bulunmuştur.

Usta’nın davası, felsefesi, mücadelesi sanatında olduğu
gibi Türkiye Gominis Partisinde de odaklanmıştır.

Nazım’ın Hikmet’i – Bölüm:1 (Part Van)

linnux | 16 July 2006 12:53

Bütün kadınlarımı aldattım,
Ama hiç yalan söylemedim.

Büyük şair, usta, üstat, vesaire sanatçımız, sanatçı inceliğini, sanatın gücünü, bu eseriyle bizlere kanıtlıyor.

İkinci mısradaki “ama”, birinci mısrada yaptığı davranışın tasvip
edilemez birşey olduğunu -kendisinin de bunu kabul ettiğini- onaylıyor.

Oysa ki bunu yapmasına gerek yoktu.

Bütün kadınlarımı aldattım,
Ve bundan çok da haz aldım.

diyerek, davranışının doğruluğunu iddia edebilirdi.