bildirgec.org

rakı hakkında tüm yazılar

Sigara Böreği

kopanisti | 17 January 2007 10:50

Sevmeyenimiz yoktur sigara böreğini. Yaz günleri iş çıkışı kordon da oturuken, güneş de girerken Ege’nin denizine bir başka olur İzmir. Bu güzel güne buz gibi bir bira ve sigara böreği eşlik eder.
İzmir yangın yeri oldukta, yunan denize döküldükte de Gazi Kordon’da Kramer Palas Otel’in terasına oturur ve gün batımını izlerken garsonu çağırır rakısını söyler ve aslen rum olan garsona Kral Kostantin’in buraya gelip rakı içip içmediğini sorar, hayır pasam gelmemistir hiç cevabını alınca da öyleyse niye İzmir’i almak istemiş ki der.
Belki de Gazi’yi hissetmektir, gün batımında Kordon’da bira keyfi.
Bunları hatırladıktan sonra bugün okuduğum bir haber şöyle Türk Dil Kurumu (TDK), Yeşilay Gebze Şubesi’nin çağrışım yaparak çocukları kötü alışkanlıklara özendirdiği gerekçesiyle “sigara böreği”nin “Yeşilay böreği” olarak değiştirilmesi teklifine onay vermemiş.

Teklifi değerlendirmek için toplanan Güncel Türkçe Sözlük Çalışma Grubu, sözcüğün Türkçenin söz varlığında bulunduğu gerekçesinden yola çıkarak “Bu sözcükten olumsuz bir anlam çıkmaz, değiştirilmesine gerek yoktur” kararına varmış. Karar resmi bir yazıyla Yeşilay’a da bildirilecekmiş.
sigara böreği isminin tıpkı “kol böreği” gibi “benzetme” yoluyla türetildiğine, bu nedenle dilbilgisi açısından kullanılmasında bir sakınca olmadığına dikkat çekmiş.

Panikteyim

lorienn | 16 January 2007 16:46

15 yıldır görüşmediğm fakülteden bir arkadaşım aradı az önce… ufak bir telefon şakası yaptı önce. klasik ben kimim numarası… kim olduğunu öğrendiğimde (aslında son anda tanımıştım ama ) çığlık feryat figan…hal hatır ne haber vs. faslı bitti. evlenmişti en son görüştüğümüzde… sonra kaybettik birbirimizi… 2 çocuğu olmuş bu arada… oooo kimlerden bahsettik kimlerden… özlemişiz birbirimizi… sadece o mu? diğer arkadaşlar ne yapıyor, haberleşiyor muyuz falan derken e.. hadi ne zaman görüşüyoruz dedik… ben
– bu hafta sonu yemeğe bekliyoruz dedim istekle…
o ise ,
– ya çalışıyoruz evi boşver dışarıda diye dursun ben,
-olmaaazzz… eve bekliyorum. yeriz içeriz.. kafaları rahat rahat çekeriz (duyan iyi içki içtiğimi zannedecek) diye itiraz ettim… ettim de iyi oldu sanki!
ama ama ama… dedi karşıdaki. ya biz nurseller falan birlikte gelecektik. sonra metin tülay hep beraber…erkeklik öldü mü (kadın olduğumu unutmayalım)?olsunnn! ne olacak topu topu 10 kişi oluruz tamammm itiraz yok hepinizi çok özledim. bende toplanıyoruz deyiverdim…
SONUÇ 1: Panikteyiiiimmmmm…
ben ne yaptım ey büyük Allahım!.. o kadar insana ne hazırlayacağım… şu an sadece içkiler belli. kimin ne içtiğini biliyorum. fekaaattt yemek yemek işi zor olan… iyi yemek yapmak yetmiyor… menüyü çok iyi ayarlamam lazım. kaç yıldır bu kadar kalabalık misafir ağırlamadım ben! zeytinyağlılar sıcak soğuk ılık fasa fiso… meze? meze ne yapacağım…. imdaaaaaaaaatttttttt…. TAMAM…TAMAM… SAKİNİM… Bugün günlerden ne? SALI!… yarın gelir çalışırım.. perşembe cuma izin almalıyım? gidip patronla konuşayım. durun biraz…………………………………..SONUÇ 2:
izin yok!
Sonuç 3: Ben nerede yanlış yaptım? 🙁

rakı ve bir üstad

semazem | 14 November 2006 12:14

“Kadehten küçük bir yudum alınıp dilin üst arka tarafında damak boşluğunda hapsedilir. Kadeh yerine bırakılıp sağında duran su bardağı alınır ve hapsedilmiş olan rakı bu suyun yardımıyla boğazdan aşağı gönderilir. Ardından hemen bir küçük lokma mezeyle ağıza yeni bir lezzet tanıştırılır. Bu işlem öyle muntazam aralıklarla devam ettirilir ki saatte bir tek ya da bir buçuk tek rakı içerek akşam saat sekizde oturulan bir dem masasından tam gece yarısı yarım ya da dörtte üç ufak rakı içerek ve sarhoş olmadan bol bol sohbetli iyi bir gece geçirilerek kalkılabilir. Zaten dem erbabının uzun süre içip de aynı dozda çakırkeyiflikle sarhoş olmadan o masayı paylaşanlarla birlikte hayattan keyif almasının sırrı buradadır. Yukarıda anlatılan erbabın içtiği şekildir. Şimdi yeni yetişmeler ve yabancılar, rakıyı yalnızca aperatif içki olarak alanlar bol sulu rakı bulunan kadehten bir küçük yudum alıp yutmaktalar. Zevk alıyorlarsa kime ne?”

diyor Deniz Gürsoy, Oğlak Yayınlarından çıkmış olan Çilingir Sofrasında Rakı isimli kitabının arka kapağında.

Rakı Tabağı !

| 29 June 2006 13:00

Kokteyller için tabak yazısını görünce dedim ki bizim başımız kel mi? İşte rakı bardağını oturtmak için buzluğu olan tabak. Biraz aceleye geldi çizim ama olsun.

sıkıştım !

cebrailiye | 17 June 2006 08:01

hemen yanlış anlama be , paraya diyecektim . herkes tâtile gidiyor , biz şantiye bekliyoruz , olacak iş değil. hani gidersem eğer ; yeni bikinilere ihtiyacım var . üzerine pareo gerek uygun renklerden . e ayaklarımın başı kel mi ( aha cümleye bak bu yazıyı yayınlamazlarmış şimdi ) ? hesabıma doğru düzgün para geçmemiş . bu parayla anca şuraya gidebilirim.
ben ki denize âşık, güneşe vurgun, mehtâba bitik .. akşam rakı-balık , az uyku, çok yüzme , gün batımında kumsalda yürüyüş , hiç tv-gazete-telefon. bunlar benim de hakkım . primlerim dağ gibi birikti alamıyorum. yazık bana yaa ..

Çiçek Pasajı online olmuş…

abc_unlimited | 12 April 2005 02:35

Güzide nevizade’nin önüne bir blok gibi çekilmiş olan bu tarihi bina anoson kokuları içinde tam bir fotoğraf malzemesidir…

ÇiçekPasajı.com adresi pasajın rakı mekanı olmadan önceki haline sadık kalınarak hazırlanmış. yani bir online alışveriş merkezi olarak yapılanmış. bu siteyi yapan arkadaşlar internette pasaj mantığı geliştirdiklerini söylüyorlar. bu pasaj mantığı incelendiğinde akla yatıyor…