bildirgec.org

rakı hakkında tüm yazılar

bardak yazısı

nazokiraze | 05 December 2008 11:18

İçtiğimiz şeylerin içine konulup getirildiği bardakları merak edeniniz oldu mu bilmiyorum. Benim bugün buna merak salasım tuttu.Bardag, Bardah ve son olarak bardak olarak hayatımızdalar.(bardak çeşitleri)

Mesela rakı bardağı diye bilinen ince uzun bardak aslında limonata bardağıdır, eskiden rakı limonata bardağında değil yüksük kadeh denilen likör içiminde de kullanılan ufak kadehlerde içilirdi.Aynı zamanda bu kadeh orjinal viski bardağıdır, tek dikişte içilebildigi için Amerika’da shot (vuruş) olarak bilinir.Rakı yüksük kadeh dışında leylek boynu (duble)ile de içilirdi, bunun diğer adı tiryaki kadehidir. Kar yerine buzla soğutulmaya başlanan rakı zamanla limon şerbeti bardağını kendine arkadaş edindi.(Geleneksel rakı bardaklarımız)

bunları ayırmadan yemek lazım

nazokiraze | 29 November 2008 17:01

Ülkemiz insanı itibarıyla damak zevkimizin çok gelişmiş oldugunu düşünüyorum. Yedigimiz yemeklerden tutun sofra düzenine kadar başkayız diğer ülkelere göre. Bugün konumu belledim hani bazı yiyecekler vardır ya da içecekler yanyana olmazsa olmazlar ki bu herkesin zevkine göre değişir. Ancak bu özelligin en güzelini ben kendi milletime yakıştırıyorum. Bazı ülkelerde görüldügü üzre sosislinin yanında milkshake, biftek yerken çikolatalı süt gibi abuk sabuk kombineler yapılmakta. Allaha çok şükür ne yediğimizi bilen milletiz.

Mesela karpuz-peyniz ikilisi bunların en meşhurudur. Herkes sever karpuz-peyniri, yaz akşamlarının yemek yapmaya üşenen ya da hafif bir akşam yemeği yemek isteyen bünyelerin vazgeçilmezidir. O yüzden karpuz peyniri ilk sıraya alıyorum ki ondan sonra benim en sevdiğim peynir arkadaşı domatesdir. Domates-peynir gece sandviçlerinde benim favorimdir.Karpuz-peynir ikilisine tek rakip kuru fasülye-pilavdır, hatta kuru-pilav-turşu üçlemesi olarak karşımıza çıkar bu olay ancak turşunun yeri sabit değildir ara sıra yerini soğana bıraktıgı da olur.

peynirli yazı

nazokiraze | 24 November 2008 18:04

Peynirli börek, peynirli makarna oluyor da neden peynirli yazı olmasın olur degilmi aha oldu bile…

Bilinen yiyeceklerden belki en çok çeşidi olan besindir peynir. Herkesin zavkine göre yedigi ama mutlaka sevdigi bir yiyecek. Peynirsiz hayat düşünemiyorum şahsen. Hele beyaz peynirsiz asla…

Her yörenin, şehirin hatta ülkenin ayrı ayrı peynir çeşidi var, demek ki peynir tüm insanlarsa vazgeçilmez bir besin. 8 bin yıldır hayatımızda peynir.Dünyada 2 bin ile 4 bin arası ülkemizde ise 193 çeşit peynir oldugu belirtilmektedir.(burada 10 soruda peynir)

Ben tam bir beyaz peynir aşıgıyım tam yaglı peynir görünce dayanamam salataya bile rendelerim, bazen tostumu bile beyaz peynirli yaparım, ama dedim ya tam yaglı olmalı oeynir delikleri olacak lezzetli oldugu görünüşünden belli iştah açacak. Öyle diyet peyniri gibi tatsız tuzsuz beyaz peynire ilişmem.

yemekli yazı

nazokiraze | 13 November 2008 13:48

Ülkemizde hepimiz artık beslenmemizi bile günümüze göre yapıyoruz. Fastfood yemekler aklımızı başımızdan almış. Çocuklarımız hamburger, misafirlerimiz pizza bekler olmuş. Yemege gidince artık salat-barlar da alıyoruz soluğu. Kebab, döner kültürümüz de şaştı. Bazı yerlerde lahmacunla pizza aynı yerde satılıyor. Simit evleride garipleşti. Artık simitevlerinde hamburger, pizza da var hatta bizim burda ki körolasıca simitevinde inan ki simit yok:))Biraz mutfaktan konuşalım istedim.

İnsanımıza taze ve doğal yapılmış şeyler artık lux geliyor. Ev reçelini, eriştesini, tarhanasını yaptıran kendini şanslı sayıyor.Salçası da ev yapımıysa degmeyin keyfine.

Yediklerimiz içtiklerimizden bizim kültürümüze ait olanları biliyormuyuz? Hepimiz belli başlı birkaçını biliriz. Mesela ayran Göktürkler tarafından icad edilmiş hemde tesadüfen geleneksel içecegimizdir yani. Tarhana desek zaten değinmiştik burda ülkemizin başına gelmiş en güzel şeylerden biri.Boza da bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir.Zamanla deniz yolu aracılı ile İran’a Kafkasya’ya kadar yayılmıştır.

ünlü dolandırıcı raki ve kızı

nazokiraze | 28 October 2008 12:10

Güney Zobu ismi bana bir süre öncesine kadar hiçbir şey hatırlatmıyordu. Ne zaman eski oyuncu Melike Zobu’yu merak edip araştırınca aslında babasının kızından çok daha meşhur oldugunu öğrendim.

Ucuz döviz satacagım diye döviz alım satım yerlerindeki kurbanları kuşa çeviren 20-30 sene öncesinin ünlü dolandırıcısı tövbekar olmuş ve alın teriyle para kazanıyor.Güney Zobu(raki GÜney) ayrıntılı bilgi
Genellikle yahudi,ermeni yada rum vatandaşları dolandırdığı için o yıllar ekonomik mücahit olarak tanınan Raki Güney Zobu’ nun babası paşazade Tümgeneral Şemsettin Zobu, erkek kardeşi de Londra’nın ünlü işadamlarından Kuzey Zobu’dur.

Futbola Yeniden Bak

CyberBlow | 21 October 2008 12:02

Sergen Yalçın’ın yorumları eşliğinde langırt oynamaya ne dersiniz?Futbola Yeniden Bak sitesinden bu söylediklerimi yapmanız mümkün.Bir yandan langırt oynayıp gol atmaya çalışırken Sergen Yalçın’ın oyununuz hakkında yorumlarını dinleyebilirsiniz.Siteye üye olmak için 18 yaşından büyük olmanız gerekiyor.Ayrıca her hafta birinci olan kullanıcı Play Station 3 kazanıyor.

Üzüm Meyvesi ve Kullanım Biçimleri-1 Kuru Üzüm

Culture Orange | 28 August 2008 10:59

Sarı leblebinin,fındığın ve cevizin yanında lezzet fırtınası estiren bir kuruyemişten bahsediyorum. Belki tahmin edenleriniz vardır. Hani salkım salkım olur bağda yetişir. Bitkisinin adı da “asma” dır.

Mor Üzüm
Mor Üzüm

Evet bildiniz üzüm ama kurusu. Bu ucuz kuruyemiş gerçekten sayısız faydasına rağmen pek fazla tüketilmemektedir. Geneli ege bölgesinde üretilen üzümün kurutmasıda bu yörede yapılmaktadır. Özellikle Manisa/Salihli beldesinde bolca üretimi gerçekleşen kuru üzümün ihracatıda 2008 yılında patlama yapmıştır. Kurumak için sıcağa ihtiyaç duyan fakat bir o kadarda suya ihtiyaç duyan bir meyve kuru üzüm.

Milli Oluyoruz!

iamdezzy | 13 June 2008 10:24

Türkiye’nin Euro 2008‘e katılmasıyla televizyonda birbirinden ilginç reklamlar dönmeye, internette de birbirinden ilginç siteleraçılmaya başladı. Euro 08, markasını ön plana çıkarmak isteyen pek çok firmanın odak noktası oldu. Efe Rakı da bu süreçte boş durmamış ve bizlere ufak bir futbol oyunu hazırlamış. Siteye girip “18 yaşından büyük müsünüz?” kısmında hayıra tıklayınca İpek Ongun – Yaş On Yedi kitabına yönleniyor adres. Esprili buldum. Bunun dışında, siteye girdikten sonra bir video bizi karşılıyor ve 3 adımdan oluşan (gol atma, frikik, refleks) bir oyun sayfada yer alıyor. Birinciye motosiklet, ikinciye Nintendo Wii, ve üçüncüye iPod Touch’un verileceği bu oyun, bakalım ne derece ilgi görecek ve Efe Rakı satışlarını nasıl etkileyecek?

Karaburun’da…

kopanisti | 30 April 2008 13:55

Evet nerde kalmıştık. Hah tamam tekneyi Saipaltı barınağında emniyete aldıktan sonra Karaburun’a iniyoruz. Belediye Başkanı minübüs ile ring seferi organize etmiş, hazır olanları İskele’deki pansiyonlara transfer ediyor. Sıcak su ile duş almak iyi geliyor, temiz kıyafetler giyip kokular sıkarak dışarıya atıyoruz kendimizi, iskelede biraz yürüyüp dağları yeşilliği seyrediyoruz. Karaburun birkaç özel şeyle çok meşhurdur.

Enginar, belki de Türkiye’nin en güzel enginarı burada yetişir. İlk ürünü İstanbul’dan gelip tarladan kaldırır götürür konserveciler, ikinci hasat da taze taze satılır, bir kısmını köylüler yol kenarında kurdukları tezgâhlarda ve merkezde haftada 2 gün kurulan pazar yerinde satarlar. Enginarın en lezzetli zamanı kafasının bir hanım yumruğu büyüklüğüne ulaştığı zamandır, 2o dakkada pişer, çok leziz olur, bunun yanında bakla da yetiştirilir tarlalarda. Tamamen organik mis gibidir.

4 adet enginar alırsınız saplarını keser dış yapraklarını beyazlar gözükene kadar koparırsınız bu arada limonla ovmayı unutmazsanız enginar kararmaz, bıcakla uç kısımlarını keser atarsınız, içini bir kaşık yardımıyla oyar tüylerinden ve sert iç yapraklarından arındırır suda biraz bekletirsiniz, ister bütün ister 4 parça ister ikiye bölerek. Yarım kilo da bakla ayıklarsınız onları da suya atarsınız ki kararmasın. Onlar suyun içinde banyolarını yaparken 2-3 tane taze soğanı beyaz ve yeşil kısımlarını birlikte ince ince kıyarsınız, dereotunu ayıklayıp onu da ince ince kıyarsınız. Çelik tencereye enginarları, üstüne baklaları, üstüne kıyılmış taze soğanları koyarsınız miktarını isteğinize göre ayarlayıp şeker ve tuz ilave edersiniz, yarım su bardağı su ekleyip kısık ateşte 20 dakika pişirirsiniz, mis gibi olur. Bunu bir servis tabağına alırsınız ki tencerede sıcakta kalıp pişmeye devam etmesin, soğumaya dursun. Soğuyunca üstüne Karaburun’dan aldığınız zeytinyağını salataya döker gibi bocalarsınız, en üstüne de kıyılmış dere otunu serpiştirirsiniz.
Tırnak içinde söylemeliyiz, yemeğe bilerek, pişerken zeytinyağı eklemiyoruz, çünkü 80 dereceyi geçen sıcaklıkta zeytinyağı özelliğini, sağlığını, aromasını kaybediyor ve artık zararlı madde üretmeye başlıyor.

Anason ile Özdeşleşen

Asturias | 23 March 2008 22:39

Yazının başlığını okuyanlar resimle direkt ilgi kurmus olabilirler. Belki resmi görmeden hafızalarından geri getirerek, belki de resmi gördükten sonra…

Geçen gün arkadaslarımdan birinin evinde kaldım. Arkadaşım bir çay tiryakisi, öğünler halinde çay içmeye bayılıyor. Malumunuz gece kalmasına gidince aksam cayını beraber içtik. Derken bir kavanoz geldi önüme. İçinde yeşil renki tohumlar vardı. Kavanozu açar açmaz burnuma “rakı” kokusu geldi. Kavanozun içindekiler anason tohumlarıydı ve cok keskin bir kokuya sahip olduklarını o an öğrendim.