bildirgec.org

radyasyon hakkında tüm yazılar

Ekin Çemberleri

alpersahin38 | 03 November 2009 09:41

Tarlalar üzerinde çıkan gayet düzgün, geometrik, motifli şekillerdir. Ne ilginçtir ki yapılırken asla görülmemiştir. İnsanlar sabah uyandıklarında tarlalarını bu şekilde görüyorlar. İlk olarak 1650 li yıllarda görülmüştür. Fakat ondan sonrada uzun bir süre ortaya çıkmamışlardır. 1950li yıllarda tekrar ortaya çıkmaya başlamışlardır. Mükemmel derecede simetrik ve düzgün şekildedirler. Elle yapmaya kalksan 1 gecede bitmez. Bu şekillerin çıkma nedenleri bulunamamıştır ve bir sürü görüş öne sürülmüştür. Kimi rüzgardan kimi fazla gübrelemeden demiştir. Bazıları ise UFO ların yaptığını öne sürmüştür. Genellikle buğday, başak tarlalarında çıkmaktadır. Tanık sayısının kesin olmamakla birlikte çok az sayıda olduğu öne sürülür. Tanıklara göre mısır tarlasında mısırlar oynamakta ve çok tiz bir ses gelmektedir. Tabi bu bilgi kesin değildir. Ana vatanı Stonehenge bölgesi olarka bilinmektedir. Ve bu şekiller orataya çıkınca gayet ilginç olaylar gerçekleşmektedir. O alanların çok fazla enerji yaydığı söylenmektedir ve bu bilgi araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Çemberlerin çıktığı günün sabahı pusulalar çalışmamakta, arabaların aküleri arızalanmaktadır. Bu bölgelerde voltmetreler yüksek enerji tespit etmektedir. Ekinler biçilip yeni tohumlar ekildikten sonra bile bu enerji devam etmektedir. En ilginci ise Radyasyon seviyesinin çok yüksek olmasıdır. Kesin nedeni hala bulunamamıştır ve hala araştırmacılar araştırmalarına devam etmektedir.

Peygamber Devesi aslında bir Uzaylı mı?

| 11 August 2009 18:31

Peygamber Devesi aslında bir Uzaylı mı?
Evrende yalnız mıyız, dünya dışı varlıklar var mı, acaba uzaylılar aramızda mı yüzyıllardır tartışılan bir konu. Biz uzaylıları hep ufolarda, uçarak gelen

garip elleri koca gözleri ve bize hep “merhaba dünyalı biz dostuz” mesajları veren varlıklar olarak düşündük. Ama uzaylı denilen varlıklar insandan farklı olmalı daha zeki daha dayanıklı, duyu organları gelişmiş teknolojileri bizden daha ileri özelliklere sahip olmalı. Bu özellikleri uzayda değil

internette araştırmak bile bizlere yeterli geliyor aslında. Uzaylılar neden böcekler olmasın. Kendi ağırlıklarının kat kat üzerini taşıyan karıncalar, radyasyona dayanıklı hamam böcekleri bal yapan arılar, ortamı taklit edebilme yeteneğine sahip böcek türleri.

Peygamber devesi ilginç özellikleriyle böceklerin içersinde ayrı yere sahiptir. Bu obur hayvanlar hiçbir şeyden korkmaz ve her şeyi yiyebilirler hatta kendini bile. İşin ilginç yanı ise kolu veya anteni gibi bir yeri kopsa veya yese bile yeniden yerine yenisi gelmektedir. Bu kadar vahşi olmasına

rağmen tarlada ve bahçede zararlı böcekleri yediğinden çiftçinin ve bahçıvanın yegâne dostudur.Aslında özellikle Türkiye’ de zehirli kene ile mücadelede peygamber devesinin kullanılması çok faydalı olacaktır.

Saydam Alüminyum : Maddenin Yeni Hali

beyazkorsan | 31 July 2009 19:33


ScienceDaily

Oxford Universitesi’nden bilim adamları FLASH lazer ışınından bir kısa darbe kullanarak alüminyum atomlarından bir çekirdek elektronu uzaklaştırmayı başardılar. Atomlarından elektron kaybeden alüminyumun kristal yapısının bozulmadan, yüksek ultraviyole radyasyona karşı tamamen saydamlaştığı görüldü.

Oxford Üniversitesi, Fizik Bölümünde görevli Prof.Justin Wark : “Bizim ortaya çıkarttığımız daha önce kimsenin görmediği, maddenin tamamen yeni bir hali. Saydam alüminyum sadece bir başlangıç. Bizim meydana getirdiğimiz maddenin fiziksel özellikleri, büyük gezegenlerinden içlerinde oluşan durumlara eş değer. Bununla birlikte, çalışmalarımız, yüksek güçlü lazer patlamalarının oluşturduğu “minyatür yıldızların” yaradılışında meydana gelen olayları anlamamıza da olanak tanıyacak. Belki bir gün, nukleer füzyonun gücünü dünya üzerinde zırhlayabileceğiz.” dedi.

Makalenin tamamını okumak için tıklayınız

Zararlı elektromanyetik dalgalardan korunma

todesengel | 27 March 2009 14:26

Cep telefonları, laptoplar, küçük el bilgisayarları artık günlük hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline geldiler. Hepsi de bizim için büyük kolaylık ve fayda sağlamasına rağmen aynı zamanda tehlike oluşturmaya devam ediyorlar.

Günlük hayatta kullandığımız kablolu ve kablosuz cihazlar tarafından sürekli elektromanyetik frekanslar (EMF) ve radyasyon dalgaları yayılmaktadır. Bu cihazların yaydığı dalgalara uzun süre maruz kalmak insan bedeninde olumsuz etkilerin görülmesine ve hastalıkların oluşmasına neden olmakta. Mesela 2 saat boyunca EMF dalgalarına maruz kalmak beyin hücrelerinde tamir edilmesi mümkün olmayan DNA kırılmalarına neden olabiliyor.

Bu cihazların yaydığı dalgalara karşıt dalgalar yayarak bunları sömüren ve vücudun bu dalgalara maruz kalmasını engelleyen cihazlar ile korunmak mümkün.

Bu cihazların başında Biopro geliyor. Buradan detaylıca inceleyebileceğiniz firmanın iki ürünü bulunuyor. Birisi telefonlara takılabilen Biopro Cell çipler, diğeri ise her türlü elektronik alete takılabilen Biopro Universal çipler. Cep telefonlarında bataryaya yakına takılması tavsiye edilmektedir.

Bir başka yardımcı ise Q-Link kolyeler. Bu kolyeler ise aynı bir kalkan gibi hareket ederek gün boyu maruz kalınan EMF dalgalarını manupule ederek vücudun daha dinç, daha az stresli ve enejik olmasına yardım eder. Q-link

Jabra BT530 Bluetooth Kulaklık ile daha az zararlı konuşmalar…

| 04 February 2009 00:12

Cep telefonlarının vucudumuza verdiği zararı hepimiz biliyoruz. Cep telefonunun size etkiyen radyasyonu: 2 Watt/m2 olup risk sıralamasında birinci sırada yer almaktadır. Günümüzde kablosuz ve şarj edilebilir kulaklık ile telefonla konuşmamız mümkündür. Jabra’nın yeni ürünlerinden Jabra BT530 Bluetooth Kulaklık ile cep telefonumuzla daha az zararlı konuşmalar yapabiliriz.
Jabra BT530 Bluetooth Kulaklık ve Özellikleri:

  • Mikrofonda DSP Teknolojisi ve içindeki kristali sayesinde doğal yüksek ses iletme, ses alımı ve kontrolu
  • Kulak içine yerleştirilen tasarımı ile her kulağa uyabilecek rahatlıkta
  • Şık ve küçük tasarım

Ayrıca kulak içine yerleştirilen diğer bir kulaklık modeli Jabra BT8040

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ? (2)

yazartaha | 06 November 2008 09:49

Bu başlık altında ilk yazımı “Küresel Isınma” konusunda yazmıştım. İkincisi yazım ise; dünyayı tehdit eden bir diğer tehlike olan “Nükleer Savaş” konusunda…
Nükleer savaş, diğer bir değişle “Nükleer Felaket” gerçekten çok önemli bir konu olarak dünyayı tehdit ediyor. Hatta öyle önemli bir konu ki; uluslararası strateji uzmanları; ellerinde nükleer silaha sahip olan ülkelerin, bunların başında A.B.D, İran, Rusya, Hindistan, Pakistan, hatta Kuzey Kore’nin, nükleer savaş olasılığını halen devam ettirdiği görüşünde. Tabii bunun ileri ki 70 yıl içerisinde gerçekleşme ihtimali oldukça düşük. Fakat böyle bir savaş gerçekleşirse insanlığa vereceği zarar çok büyük. Araştırmalara göre insanlığın %80’i böyle bir senaryonun karşısında yok olacağı görüşünde.
İlk olarak bu konu hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum sizlere… Nükleer savaş ne demek? Nükleer savaş; nükleer silahların kullanıldığı savaşlar anlamına gelir. Peki, nükleer silahlar hiç kullanıldı mı? Evet; ilk olarak A.B.D tarafından Japonya’ya karşı kullanıldı. Acaba, nükleer silahlar üretiliyor mu? Tabi ki hala üretime devam edilmekte. İran, Rusya, A.B.D gibi ülkeler bu işin başını çekiyor. Eğer nükleer bir savaş çıkarsa bunun etkileri ne düzeyde olabilir? Aslında bu sorunun cevabı nükleer savaşın ne kadar dehşet verici olduğunu bizlere gösterir nitelikte. Olası bir nükleer savaşta; en aşağı düzeyde başlayıp %100 ölüm dozuna kadar olmak üzere radyasyon etkileri görülecek.
75 röntgene kadar: Herkes için tehlikesiz alınabilecek radyasyon miktarı
75 röntgen: Savaş dozu
150 röntgen: Hastalık başlangıç dozu
300 röntgen: Ölüm başlangıç dozu
450 röntgen : %50 öldürücü doz
600 röntgen: Herkes için %100 ölüm dozu
(Sivil savunma Genel. M. verilerine göre). Bu veriler bile insanın hakikaten tüylerinin diken diken olmasına neden oluyor.
Biraz önceki veriler savaşın vereceği zararların bir kısmı. Asıl siz şimdi yazacaklarıma bir göz atın:
1. Çin: 16.716.000
2. Hindistan: 12.424.000
3. Pakistan: 9.171.000
4. Brezilya: 7.962.000
5. Mısır: 7.834.000
6. İran: 7.431.000
7. Rusya: 6.273.000
8. Japonya: 5.890.000
9. Arjantin: 4.337.000
10. ABD: 4.056.000
11. Fransa: 3.509.000
12. İngiltere: 2.891.000
13. İsrail: 2.594.000
Bunlar ise gerçekten tüyler ürperten gerçekler. Bunlar nedir diye soracak olursanız nükleer savaşın gerçekleri. Olası bir nükleer savaşın ilk gününde ölecek insanların sayıları.
Nükleer savaşın nam-ı diğer “Nükleer Felaket”in getireceği zararlar ortada. Bünyelerinde nükleer silah bulunduran ülkeler bu derece büyük zarar verecek dehşeti görmemezlikten geliyor adeta. Üstüne üstlük, bir de bunlarla övünüyorlar. Allah aşkına; bunun neresi övünülecek nitelikte? Böyle bir savaşın olması sadece insanoğlunu da değil, hayvanların ve bitkilerinde sonunu getirebilecek güçte.
Kısacası; böyle bir savaşın olması tüm dünyanın kökünü kurutabilir. Ve bu son; nükleer silah bulunduran ülkelerin parmağının ucunda. Eğer bu ülkelerin biraz acıması varsa, dünyaya verebileceği zararlardan haberleri varsa, ne ileri ki 70 yılda, ne de 1000 yılda bu silahlara dokunmazlar. Ki bunun tersi olursa gerçekten dünyanın sonuna yaklaşılıyor demektir!

Selobantın Başka Marifetleri de Varmış!

zabun | 24 October 2008 20:49

Nature‘nin haberine göre, Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi‘sinde yapılan bir çalışmada araştırmacılar kırtasiyede bulunabilecek basit bir çeşit selobant ile x ışınları elde edilebileceğini keşfetmişler. X ışınların sürekli bir biçimde elde edilmesi, sadece bantın sabit bir hızla açılmasıyla gerçekleşiyor. Sabit hızla soyulma işlemi için bant, vakumlanan bir ortamda, motorlu bir makara sistemine yerleştirilmiş. Açılma işlemi boyunca bir Geiger sayacı ile oluşan radyasyon tespit edilebilmiş. Dahası araştırmacılar, diş hekimlerinin kullandıkları türden bir röntgen filmini, elde edilen x ışınlarına maruz bırakarak parmak kemiklerinin röntgenini çekmişler. Çalışmanın tıbbi görüntüleme alanında kullanılabileceği düşünülmekte. [video]

Düşük Radyasyonlu Cep Telefonu – (soru)

mavinokta | 15 October 2008 10:09

Malumunuz son zamanlarda kanser hastalığının en büyük sebeplerinden biri aşırı radyasyona maruz kalmak. Ben de merak ediyorum acaba düşük radyasyonlu telefonları nasıl bulabiliriz? Bunun ibaresi nedir? Nasıl anlar, nasıl buluruz? Yardımcı olursanız çok sevinirim.

Saygılar…