bildirgec.org

psikoloji hakkında tüm yazılar

GÜZİN ABLANIN ÖLMEYEN KÖŞESİ

keremx | 24 October 2008 14:40

güzin ablamız
güzin ablamız

DERDİNİ SÖYLEMEYEN DERMAN BULAMAZ

İşim gereği gün içerisinde birçok gazeteyi okuyup inceliyorum. Hürriyet gazetesinin Kelebek eki bunlardan biri… Kelebek’te özellikle Güzin ablanın yazılarına mutlaka göz atıyorum. Yorumlarında katılmadığım noktalar olsa da, Genç kızlar ve erkekler için ibret dolu birçok hayat hikâyesi yayınlanıyor burada. Psikoloji, psikiyatri, rehberlik alanına giren birçok diyalog kayda geçiyor bu sayfada. Bu özelliği ile sayfa birçok akademisyenin araştırma konusu olmuş.

gündüz rüyası gören cocuklar

volkan76 | 20 October 2008 09:48

….GÜNDÜZ RÜYASI GÖREN ÇOCUKLAR…
Çocuğun dış dünya ile bağlantısını kurduğu fantaziler vasıtasıyla koparmasıdır. Çok anormal bir davranış değildir hatta bazen çocuğun imgeleme yeteneğini artırabilmesi için gereklidir. Evinizde yada çevrenizde kendisinin astronot, kral ya da masalımsı bir kahraman olduğunu iddia eden , kendi başına oyunlar oynayan(apartman binası, kale yapan, denizden midye çıkaran vs.) çocuklar görmüşsünüzdür. Bu gündüz rüyaları daha çok çocuğun hüsranlarının ya da şaşkınlıklarının basit bir çıkış yolu olabilir. Elde edemedikleri şeyleri rüyalarla elde ederler(gerçek yaşamda sevgi, eşya, giyim, arkadaş, yiyecek, seyahat, başarılı olma ve kabul edilme gibi arzu ve isteklerin yerine getirilememesi ile ya da gerçeklerle yüzyüze gelmekten korkup, özgüvensizlik yaşadığı durumlarda).

Katil Öğrenciler !

Ertugrul1986 | 24 September 2008 14:31

Bugünlerde bir habere rastladım.Finlandiya’da bir öğrenci okulunu basıyor ve 9 kişiyi öldürüyor.Bu pekte yabancı olduğumuz bir haber değil aslında.Hatırlarsanız geçen seneler ve daha önceki senelerde biz bu olayları çok kez yaşadık.Peki öğrencinin bunu yapma sebebi nedir ? Cinnet mi ? Yoksa Zevkine mi ? Biz yinede duymak istediğimiz olan cinnet şıkkını seçelim.Bizler genelde hep olay olduktan sonra kurtarmayı planlarız.Bir öğrenci neden cinnet geçirir hemen söyleyeyim ; Ailevi sorunlar, Dayakçı Öğretmen baskısı,Karşılıksız Aşk ve bunun gibi birçok neden sıralayabilirim size.Ama benim üzerinde durmak istediğim bu üç temel unsur.Tek tek her sorunu bir inceleyelim

Ailevi Sorunlar :Velilerin çoğu kız ya da erkek çocuğunun cebine harçlık yollayarak görevlerini yerine getirdiklerini düşünürler.Sizce bu yeterli mi ? Çocuğumun bir sıkıntısı var mı diye bir gün sorarlar mı ? Oğlum/Kızım bugünün nasıl geçti diye sorarlar mı ? Yine çocuğu korkutmadan zayıf getirdiğinde ona olumlu yaklaşabilirler mi ? Bunların dışında Çocuklarını karşısına alıp Anne Baba bir olup sohbet edip konuşabilirler mi ?İşte bunları yaparsa Ailevi nedenle bu çocuk hiç bir suç işlemez !Eğer görevinizi yerine getirmeyip çocuğunuz böyle bir suç işliyorsa siz ”Katil Veli” örneğisiniz.

Yazıyorum ama Anlaşabiliyor muyuz?

Culture Orange | 26 July 2008 10:56

Malumunuz ucu bucağı olmayan bir alemin,sanal alemin kalifiye elemanlarıyız.

bakınız ve ne demek istediğini anlayınız!!!
bakınız ve ne demek istediğini anlayınız!!!

Her geçen gün katlanarak çoğalan içeriğin barındığı,doğru veya yanlış binlerce bilginin bulunduğu ve bir o kadar da doğru veya yanlış adamın günde yüzlerce kez girip çıkmasından oluşan bir alem. Kanunlar,ki onlar her şeye cevap verebilen insanlığın menfaatini düşünen yüce olgulardır,onlar bile bu garip alem karşısında “delil yetersizliği” “kanun yok” “suç teşkil etmiyor” “şikayetçi olunmamış” gibi garip gerekçelerle yırtmaya yelteniyorlar. Onlar dediğim kanunlar.Bu olayın toplumsal boyutu idi, bir de bunun bireysel boyutta karmaşa içeren yanları var. Misal duygular,bir gülen surat sizin güldüğünüzü ne kadar anlatabilir? 2 surat koyduğumuz zaman uzun süre mi gülüyorduk yoksa çok sesli mi gülüyorduk? Yazılan yazılarıda okurken sadece yazanı gördüğümüz için,yazıyı yazanı envai çeşitruh hallerinden içine sokuyoruz. Sonra kendi anlamak istediğimiz gibi anlıyoruz. Kızan surat atıyoruz!Konuşurken insanın ses tonu önemlidir söylediği şeyi hangi ses tonu ile dile getiriyorsa o derece şiddetlidir. Ama bunun sanal alemin çoğu ortamında mümkünü yok. Tabiki mühendislerimiz bilek güreşi yapabilen bir sanal kol icat ettilerse ses tonunu birebir yansıtan aygıtıda icat eder ve bireysel kullanıcıya sunarlar…
Tabiki kayıt cihazları sesleri organik olarak muhafaza etmiyorlar. Yine organik. Yani elektronik aksamlar içinde kayıt altına alınan ses,cihazın kendi bildiği yoldan ve kısıtlı çeşitlilikteki bir kombinasyondan yayınlanıyor. Nota bilgim olsaydı daha derine iner bir kaç örnek verebilirdim.

Psikoloji Ve Çelişki (Başlık Gibi)

BlackC0de | 20 July 2008 13:30

Güzel bi yazı yazmak istiyorum, ama aklımda çok farklı şeyler sürekli olarak dönüşüm halindeler, birilerinin gözünden kendime bakıyorum diyeceklerine ve statü durumuma. Canımı sıkıyo. Bir şeyler yazıyorum derdim bu diyorum anlıyorum ki derdim o değil. Derdim aşırı derecede mevzuyu büyütmek. İyiyim diyorum bi zaman sonra kendimi berbat hissediyorum. Düzelteyim diyorum düzeltemiyorum. Her gün dibe çöküyorum aslında birikimi yiyorum. Kendime ihanet ediyorum diyorum. Keyif alamıyorum keyif almak için ne yapılabilir diyorum düşünüyorum bulamıyorum. Çok büyütülecek şeyler değil diyorum. Kafaya takma diyorum ama kafaya takmamak nasıl icra edilen bi durum bunu idrak edemiyorum. Sürekli düşünüyorum Bunlar dile gelecek şeyler değil, odaklanmam gereken bölümler değil kendimi anlamıyorum. Anlatamıyorum. Anksiyete ve psikolojik diğer rahatsızlıklar tekrarlar diyolar , tekrarlayacaksa bi insan neden kendini iyi hissetsin diyorum , sabit ve sürekli olması gerekmez mi diyorum , çok basit şeylere değiniyorum ama çıkamıyorum. Genel Psikiyatrik rahatsızlıkları okuyorum hepsi benim diyorum sonraki zaman diliminde hadi oradan halt etmişsiniz siz diyorum , bu nasıl lahana bu nasıl turşu dememek elde değil yani. Sormam gereken ne diye düşünüyorum kendime kendim verdiğim cevap kâfi gelmiyo

bilinçaltı artık yok.

ex choice | 18 July 2008 13:02

ingiltere‘de artık bilinçaltı yasaklanıyor.sigmun freud‘un geliştirdiği felsefe ve psikoloji alanında genişleyen ve önemli bir yer alan psikanaliz yönteminin uygulanmasına yönelik çok ciddi kısıtlama getiriliyor.serbest çağrışım adı verilen konuşma seanslarında psikanaliz kullanılıyor.uzmanlar artık sıkıyönetim altında tedavi sonuçlarını açıklamak zorunlulukları var.uygulamanın 3 yıl sonra yürürlüğe girmesi planlanıyor.psikolojik seansların nasıl yapılacağı konusunda kitapçık çıkartılacak ve bu konuda bilgilendirme yapılacak.bu durum psikoloji çevreleriyle devlet arasında tartışmalara neden oldu.