bildirgec.org

paula patton hakkında tüm yazılar

Precious: Based On The Novel Push By Sapphire

exorientelux | 26 March 2010 12:18

Hani bazı filmlerin izlenmesi hiç de kolay değildir ya, anlattıkları o kadar çıplak gerçeklerdir ki insan anlatılanların bir yerlerde yaşandığını, birilerinin başına aklın alamayacağı şeylerin geldiğini bilse bile bilmekten kaçınır yine de. Precious: Based On The Novel By Sapphire, işte o izlemesi kolay olmayan filmlerden biri.

On altı yaşında babasının ikinci çocuğuna hamile Precious’un bir nevi ayakta kalma mücadelesini anlatan filmde hem uğradığı tacizlerden hem annesinin kötü muamelesinden, hem de çevresindekilerin alaylarından ismiyle zıt biçimde kendini iyice değersiz hisseden Precious (Kıymetli) kurduğu hayallerle avunmaktadır ancak. Hamile olduğu için okuldan atılmasıyla eğitimini tamamlamak için gönüllü bir kuruluşa kaydolur. Bir yandan okulunu dışardan bitirme gayreti içine girerken öte yandan ikinci çocuğunun doğumu da yaklaşmaktadır.

İlişkiler, uyuşturucu, alkol ve şiddet : ”London”

gorcun | 30 May 2009 10:10

London
London

Hunter Richards’ ın kendi yazıp yönettiği ilk ve şimdilik tek filmi olan London 2005 yılında çekilmiş. Filmin kadrosunda aksiyon yıldızı Jason Statham, Chris Evans, Dane Cook’un yanı sıra başta Jessica Biel olmak üzere Kelli Garner, Joy Bryant, Isla Fisher, Lina Esco, Paula Patton, Kat Dennings, Juliette Marquis ve Sophie Monk gibi birbirinden güzel ve genç aktrisler bulunuyor.
Bu kadar genç insanın toplandığı filmin geçtiği yer de bir parti ortamı oluyor. New York’ta geçen bu filmde kendini uyuşturucu ve içkiyle tüketmiş olan Syd (Chris Evans), sevgilisi London’dan (Jessica Biel)2 yıllık ilişki sonunda ayrılmış ve 6 aydır ayrı olarak yaşamaktadır. Bir gün unutamadığı London’un yeni erkek arkadaşıyla bir kaç gün içinde şehirden ayrılıp California’ya taşınacağı ve bunun için bir veda partisi düzenlediği haberini alır.

London
London

Mirrors… ve yeniden çevrimler üzerine kısa bir değerlendirme

ifyess | 23 September 2008 09:50

The Mirrors posteri
The Mirrors posteri

Günler haftalar geçmiyor ki, bir Uzakdoğu korku filminin daha Hollywood versiyonunun çekileceğini duymayalım.

The Ring ve The Grudge yeniden çevrimlerinin açtığı bu yolda, karşılaştıkları her fırsatı değerlendiren Hollywood yapımcıları en son The Shutter ve The Eye’a göz koymuşlardı.

Yeniden çevrimlerde, ana hedef tabii ki her şeyin kolayını seven Amerikalı seyircisi olmakla beraber Uzakdoğu sinemasından bihaber yaşayan alternatif kitle göz ardı edilmiyor değil. Zira ülkemizde gösterime giren bu tür filmlerin gerek afişlerinde gerek konu özetlerinde gerek de fragmanlarında benzer bir filmin zaten var olduğuna dair en ufak bilginin esamesi bile okunmuyor.
Son olarak vizyona giren The Mirrors da (aka.Geoul sokeuro) bu tür pazarlama tekniğinin bir örneği… (hoş reklamcılara da fazla yüklenmemek lazım.)

****

Gelelim başlığa konu olan Aynalar’ın değerlendirilmesine…

Deja Vu (2006)

iamdezzy | 17 June 2008 10:19

Eğer bunun sadece aklın oyunu olduğunu düşünüyorsanız, kendinizi gerçeğe hazırlayın.

Tam da şu anda “Ben bu yazıyı daha önce okumuştum.” şeklinde hissediyorsanız, şaşırmayın, bu hafızanızın size bir oyunu olabilir, ama yine de kendinizi gerçeğe hazırlayın.

Tony Scott‘ın yönetmen koltuğunda oturduğu Deja Vu’yu izlerken büyüleneceğinize şüphe yok. Denzel Washington‘un ATF ajanı Doug Carlin‘i canlandırdığı filmde, Deja Vu konusu, bükülebilen uzay ve zamanda yolculuk konularıyla birleştirilerek sunulmuş. Filme, ortağı Larry Minuti’yi kaybederek başlayan Doug Carlin, meydana gelen bir terör eylemini araştıran ekibe dahil olur.

Ekip, yüksek enerji ile zamanı bükmeyi başarmıştır ve o andan 4 gün 6 saat öncesini her açıdan gözlemleyebilen teknik donanıma sahiptir. Bu sırada Doug Carlin, geçmişe dönerek terör eylemini durdurmayı düşünür ve planını harekete geçirir. Başarılı olursa terör eylemini gerçekleştiren kişinin arabası uğruna öldürdüğü kızı ve terör eyleminde can veren 534 kişiyi de psikopat katilin elinden kurtaracaktır.