bildirgec.org

özgürlük hakkında tüm yazılar

Kızıla Boyalı Saçlar

liquidlightening | 03 June 2009 17:17

sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup hayattaki büyük sırrı çözemedik,soru da cevapsız ve acımasız kaldı ;nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın,neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun,yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın .neden hayal ettiklerini, düşündüklerini bukadar küçümsüyorsun?

Kostas Mourselas’ın romanı olan Kızıla boyalı saçlar; insanoğlunun yüzyıllardır peşinden koştuğu şeyi anlatıyor “özgürlük”. Yaşadığımız karmaşalardan, kalp kırıklıklarımızdan, umutsuzluklarımızdan ve kayboluşlarımızdan artırdıklarımızla ortaya çıkan şey belki de “özgürlük”. Yaptıklarımızın ya da yapacaklarımızın arkasında ne kadar durabiliriz, neler yapabiliriz, nasıl davranabiliriz? Roman aslında bu soruların karşılığını yanıtlıyor. 2 ana karakter üzerine yoğunlaşan romanda özgürlük tutkusu, özgürlük için aşılan engeller, içsel problemler ve insan psikolojisinin en derin tahlillerine inilmiş. 2 zıt karakterin ortak noktalarda anlam kazanmaya çalışmaları ve hemen hemen her noktada yaşanan çelişmeler ilginç bir yan oluşturuyor. İnsan kendini ne kadar eleştirebilir, ne kadar yargılayabilir ve bu yargılama ne zaman son noktaya gelebilir?

Erkeğin özgürlüğünü kaybetme korkusu

rasgon | 25 May 2009 15:02

Günümüzdeki kadın rollerinin, erkeklerin annelerinden gördükleri rollerden farklı olması zamanımız erkeklerinden bazılarında evlenme korkusuna neden oluyor. Normal evliliklerde anneler ev işleri ve çocuk yetiştirmekle sorumlu tek kişidirler. Fakat günümüzde kadının iş hayatına atılmasıyla birlikte geleneksel kişiliklerde değişti. İşte burda da erkeğin olgun bir ilişkiye uyum sorunu ortaya çıktıErkek bir kadına bağladığında evlenirse, tanışacağı kadınların, arkadaşlarıyla geçireceği zamanın, parasının, başkası tarafından sınırlandırılacağını düşünüyor. Daha da ötesi sorumluluklarının artacağından korkuyor. Bu korku karşısındaki insana göre farklılıklar göseterebiliyor. Yeni çağda erkekte, kadına karşı birtür güvensizlik oluşmuştur. Bunun nedenlerinden birisi de; yıllardır baskı altındaki kadınların ekonomik, sosyal özgürlüklerinin peşinde koşması ve bu konularda kimseye karşı taviz vermemeleridir. Erkek iktidar savaşında karşısında bir kadın görmek istemeyeceği için ilişkinin bu duruma gelmesinden endişe duymaktadır.

Erkek bazen bir kadını sever ve ilişki ciddileşmeye başladığında bir seçim yapar, Hayat ile o kadın arasında, ve bazen hayatı seçer…

Konuyla ilgili bazı bilgileri burdan bulabilirsiniz

demokrasi istemek

taha3045 | 23 May 2009 10:40

İranlı eski düşünürlerden Sadi Şirazi‘nin bir cümlesi var ” yılanın başını düşmanın eliyle ezeceksin, eger düşman kazanırsa yılandan, yılan galip gelirse düşmandan kurtulursun” diye, yani halk dilinde iti ite kırdırmak deyiminin bir başka hali.Mualesef ülkemizde çok çok uzun yıllardır bu strateji uygulanmakta, insanlar sürekli birbirlerine düşürülüyor. Irkları, dinleri,fikirlerindeki ayrılıklardan dolayı sürekli çatışma haline sokuluyorlar.Hatta sanatçılar bile elinde mikrofonla agzından laf alan muhabirin cımbızla çekip yayınladıgı kelime yüzünden başka bir sanatçı arkadaşıyla mahalle kagası tarzında kavgaya girebiliyor.

Özgürlük Adına

Asturias | 11 May 2009 09:48

Irak’a saldırdılar, özgürlük adına,
Tecavüz ettiler, yüzlerce kadına,
İnsan kanı ırmak gibi akıyor,
Kahrolası dünya zevkle bakıyor:
Barış ve özgürlük adına.

Caddeler kan gölü, geçilmez,
Sokaklar dar,
Adına barış ve özgürlük demişler
Çünkü orda petrol kokusu var.

Bombaladılar Filistin’in yollarını,
Taşlarla kırdılar,
Çocukların kollarını,
Sokaklar insan kanı,
Alev alev yanıyor, Filistin’in her yanı.
Doymadılar kanın tadına,
Nutuk atıyorlar:
Barış ve Özgürlük adına.

Dünyanın bu barışçıl aydınları
Nikaragua’da sıraya dizdiler,
Tarlasında çocuk emziren kadınları.
Libya’da bombalarla böldüler,
Körpe çocukların uykusunu,
Cezayir’de kestiler, binlerce müslümanı
Diri diri yüzdüler, kazdılar kuyusunu.
Ve adına… Özgürlük dediler.

ÇAĞDAŞLIK

teacher07 | 04 May 2009 11:11

Bir devletin, toplumun olmazsa olmaz ölçütü çağdaş olmaktır. Çağdaş olmayan toplumlar, sömürülmeye ve çağa ayak uyduran egemen güçlere köle olmaktan kurtulamaz. Bilimde, sanatta, sanayide, sporda, eşitlik ve özgürlükte vb. dünya ortamlarında boy göstermek, bu ortamlara ayak uydurmaktır çağdaşlık. Dogmatik düşüncelerle hareket eden toplum, çağı yaşayamaz, egemenlerin ayakları altında ezilmeye mahkumdur.

Osmanlı devletinin gerileyip yıkılma nedenlerinden en önemlisi, çağa ayak uydurmada gösterdiği duyarsızlık, hatta reddetmesidir. Toplumu çağdaş yaşama götürecek adımları atamamış, cılız reform hareketleriyle yetinmiştir. Saltanatın, halkın yaşamında çağdaşlık seviyesine gelmesi işine gelmemiştir. İstenen ümmet ve tebaa toplumudur çünkü…

Atatürk ve Türk Bağımsızlığı

blackjack38 | 20 April 2009 11:26

Yıl 1919 Atatürk ve beraberindeki subayların canları pahasına yapmaya kalkıştıkları şey neydi bunu hiç düşündük mü? Bir macera mı, ölüm aşkımı, isyancılık mı? Kim canını bir macera, isyan için feda etmek ister veya bu riske girer ki? Atamız bugün bu topraklarda özgür, mutlu, huzurlu yaşayalım diye hayatını tehlikeye attı ve bu amacı için herşeyini ortaya koydu. O her zaman bir canın bir millet için feda edilebileceğini düşünürdü, bu kendi canı bile olsa. Bağımsızlık diyordu yüce atamız o kadar bağımlı meraklısı varken. Kendi toprağını kendi eken, kendi hayatını kendi şekillendiren bir millet için daha önemlisi ne olabilir ki? Bağımsız değil isen ne bir ailen, ne bir işin, ne bir eşin, ne de bir hedefin olabilir. Bize bu paha biçilmez hediyeyi veren Atamıza binlerce kez minnettarız ve bu topraklar hür olduğu sürece Atamız da huzurlu ve hür olacaktır. Hayatta çok az kişi birşeyleri kaybetden onların değerini bilir. İşte bizde kaybetden bağımsızlığımızın ve özgürlüğün değerini bilelim ve aynı Atamız gibi onun izinden gidip bağımsız olduğumuz için değil, bağımsızlık için yaşayalım.

Atam atının üzerinde
Atam atının üzerinde

MAİ

il mare | 10 April 2009 10:27

Her tarafımızın kızgın sınır çizgileriyle çevrelendiği,yaşamak zorunda olduğumuz birşeylerin kırılma noktasıdır MAVİ!MAVİ nin anası DENİZ,DENİZ in anası ÖZGÜRLÜK.Hangisinin hangisini barındırdığının belli olamadığı en katlanılası kargaşa…

En gerçek sandıklarımızın en yalan olduklarını idrak edebilme sürecini oluşturan birsürü minik su damlacığı,neticede kocaman bi MAVİ,o kadar herkesin olduğunu bilip de bi o kadar en çok sahiplendiğin…Kocaman bir GÖKYÜZÜ!Defalarca uğranılan hayalkırıklıklarına en şahitlik eden taşımak zorunda olduğum kafatasımın en uğrak yeri her gün…Kocaman bir GÖKYÜZÜ,kocaman bir MAVİ,üzerlerinde beni islediklerine inandığım kocaman gözbebekleri onların we kocaman MAWİler gene…

Özgürüz?

Galanthus | 09 April 2009 12:44

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=930330&Date=09.04.2009&CategoryID=77