beyefendi arabasını apartmanın önünde çalışır vaziyette bırakır, hemen giriş katta oturan yakınlarının penceresine tık tık vurarak hal hatır sorar. içeridekiler “iki dakika içeri gel buyur” der davet ederler. 10 dakika oturur oturmaz çıkar dışarıya bir bakar ki araba ortada yok. sanki hırsızlar sotada beklemiş gibi arabayı almış götürmüşler. ulan ne vakit geldiniz arabayı götürdünüz diye yansın yakılsın, durum polise bildirilir. arabada önemli bir evrak para pul bir şey yoktur. allahtan ruhsat cebindedir. yalnız bagajda aslanlar gibi yatay duran missss gibi 2 şişe viski ve kuruyemiş ha bir de depoda 200 liralık yakıt vardır. araç 1 gün sonra bir yerlerde terkedilmiş olarak bulunur. hasar olarak bir tek balatalar cayırdamış yane sıyrılmış. viski miski hak getire… helali hoş olsun… araç bulununca sevinç yapılmış falan filan ama bu durumu espri yaparak dayısına çıkışan arkadaşımın söyledikleri…. aracın sahibi beyefendi Eskişehirden Ankaraya geliyor. olay Ankarada vukuu buluyor. şimdi söyleyip söyleyip güldüğümüz şey şu… dayı beyi Ankara otomobil çalanlar derneğinden recaa ediyorlar… allllooo… hayri abi orada mı?.. ya hayri abi ya ne zaman gelecen Ankaraya? canımız viski çekti gel de sayende bayram edelim diye haber salıyorlarmış… efendim tabii ki bu durumdan ders çıkarmak lazım ama ne yapalım böyle dikkatsizlikler yapılınca gülmek için konu olabiliyorlar… adamlar Eskişehir yoluna masa atmış bekliyorlar. arabayı görünce el pençe divan durup “hayri abi hoş geldin abiiii, bir şey lazım mı abii…” diye karşılayacaklar diye kakara da kikiri de gülmek pek tatlı oluyor….