bildirgec.org

orman hakkında tüm yazılar

Bir Güzel Erguan Ağacı

Chat Noir 1 | 12 June 2008 13:45

Merhaba arkadaşlar,
tabiki bu gördüğünüz erguvan ağacını ben evde yetiştirmedim.Ancak böyle bir girişimim var.Erguvan ağaçlarını çok severim.Pembe pembe açan çiçekleri beni büyüler.Hele birde deniz kıyısındaysalar.Birkaç ay önce çevremde gördüğüm güzel erguvan ağaçlarından birine bakarak bu ağacın tohumlarını nasıl elde edebileceğimi düşünüyordum.Derken ağacın üzerinde keçi boynuzuna benzeyen sarkan kısımları farkettim.Yeşil fasulyenin kahverengisine de benziyorlar.Onlardan bir kısım topladım.İçlerinden çekirdeklerini çıkarttım ve evde yoğurt kovalarının ve küçük naylon torbaların içini toprak doldurarak elde ettiğim saksılara ektim.Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık bir ay sonraydı.Ektiklerimden iki tanesi çıktılar aynı saksıda.Şimdi her sabah ne kadar büyüdüklerine bakıyorum.2-3 günde bir onları suluyorum.Ve bir gün kocaman güzel ağaçlar olacaklarını hayal ediyorum.Bu benim için çok dinlendirici ve huzur verici bir hobi.Hepinize yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini evinizde kendi oluşturduğunuz özel saksılara yada dışarıya toprağa ekmenizi öneriyorum.Bu dünyada sizin de bir dikili ağacınız olsun.Küresl ısınmayı önlemek için sizin de bir katkınız olsun.Evde yetiştirmeye çalıştığım diğer ağaçlarla ilgili bilgilere diğer yazımda devam edeceğim.

Kayın Ağacı

baharali | 12 June 2008 10:07

900 yaşında kayın ağacı-avrupa
Boyu 40-50, çapı 1-1,5 metreyi bulan kayın ağaçları devasa cüsseleri ile orta ve yüksek bölgerlerdeki ormanlarda bulunurlar. Ömürleri dört-beş yüz yıl kadarcıktır. Ama dokuz yüz yıl yaşayanlarına da rastlanmıştır.

karadenizden
karadenizden

Ülkemizde Karadeniz ve Marmara bölgesinde yetişir. Saf kayın ormanları olduğu gibi göknar, ladin, çam ve meşeden oluşan karma ormanlarda da bulunur.Kireç taşlı hafif toprak kayın ağacı için en elverişli olandır. Ülkemizde 713,842 Ha. koru ve 1,555 Ha baltalık kayın ormanı bulunmaktadır.

6-9 cm uzunluktaki dalgalı kenarlı, damarlı elips şeklinde yaprakları ilk baharda sarıya çalan açık yeşil bir renge sahipken , son bahara doğru kızıla dönerek ormanların yeşiline nefes kesen bir kırmızı ile eşlik eder. Kış ortasına doğru da kahve rengine börünerek dökülür.

YAYLALAR YAYLALAR

baharali | 03 June 2008 01:41

çiğdem yaylasından bir manzara
çiğdem yaylasından bir manzara

Güneşli bir pazar günü kendimizi kırlara bayırlara vurup, yaylalar arasında dolaştık. Ben ve birbirinden sportmen on arkadaşım bir günde üç yayla gezip tam onbeş kilometre katettik. Mutluluk paylaşıldıkça artar tezi gereği yediğimizi içtiğimizi bir kenara bırakıp gezip gördüklerimizi anlatıyım diye düşündüm. Ve siz hafif ahalisine bu yazıyı yazmayı borç bildim. Saygıyla sunarım efenim.

mudurnu çayı
mudurnu çayı

Yaylaların en bilineni olan Çiğdem Yaylası, Adapazarı’na bağlı Hendek ilçe sınırları içinde Elmacık Dağı üzerinde. Yüksekliği 1500 metre olup, türkiyenin en büyük on yaylasından biri. Bağrında birbirinden şirin otuz yayla evi barındırmakta. Biz buraya Adapazarı’nın Bolu sınırındaki Dokurcun Beldesi üzerinden ulaştık. Tavanından asmalar sarkan serin bir kır kahvesinde, Mudurnu Çayı’nın çağıltısı eşliğinde yapılan bir kahvaltıdan sonra otobüsümüzle sarsıla sarsıla bir süre dağ yolunda gittikten sonra tabana kuvvet vurduk kendimizi yayla yollarına.

YANGINLARI SÖNDÜREN ROBOT

karbeyaz | 10 April 2008 15:44

Orman yangınları ormanlarımızı yani doğaya büyük zararlar veriyor. Çıkan yangını söndürmek için büyük zahmetler çekip bazen de kayıplar da verebiliyoruz. Almanya’da “Magdeburg Stendal üniversitesi”ndeki araştırmacılar bu yangınların en çabuk nasıl söndürülebilir sorusuna buldukları yanıt olan bu OLE robotunu tasarladılar. 1850 derece sıcaklığa dayanabilen, ateşe dirençli seramik lif bileşenlerinden yapılan robot üzerinde bulunan su tankları, altı tane bacağı sayesinde saatte 20 km yol giderek yangına müdahale edebiliyor. Avrupa da yılda 1000 dönüme kadar çıkan orman yangınlarını söndürmeyi başardı. Araştırmacılar bu inanılmaz robotu $ 125,000 ve $ 200,000 civarında olduğunu söylüyorlar. Ülkemizde yüzlerce ormanlarımız her yıl kullanılmaz hale geliyor. Türkiye’de neden olmasın ki?

Ağaçlandırma seferberliği mi?

agurbuz | 23 March 2008 11:53

pek televizyon seyretmediğim için bu reklamların tv’lerde ne zaman turlamaya başladığını bilmiyorum lakin görünce sinirim bozuldu açıkçası.
bir de internet sitesi yapmışlar öşenmeden buradan bakabilirsiniz.
orman yangınları, kundaklama, golf sahaları, oteller, turizm kasabaları, villalar, kaçak ve ruhsatlı orman kesimi vb. yöntemlerle heba olan ormanlarımızı seyreden devletimiz bunun faturasını gene halktan çıkarmaya çalışıyor.

neymiş ülkemizi yeşillendireceğiz, 10 yıllık kalkınma planı açıklıyorlar sanki.

Dünyayı kurtaracak altı proje!

quintilis | 08 February 2008 15:45

7 Ekim’de İngiltere’nin Observer gazetesinde yayınlanan bir yazıda dünyayı kurtaracak altı projeden bahsediliyor.İşte bahsedilen altı proje :

1. Sentetik Ağaçlar: Bu ağaçlar büyümüyor ve çiçek vermiyor.Sadece karbondioksit emiyor.Böylelikle havadaki karbondioksit emisyonu azaltılacakmış.Başarı oranı %80 olduğu tahmin ediliyor.

2. Sülfür Örtüleri:Büyük volkanik patlamalarda yeryüzünün soğuduğu gözlemlenmiş.Volkanik patlamalarda volkanların stratosfere 10 milyon ton sülfür tozu saçtığı,havanın soğumasının da bununla ilgili olduğundan yola çıkarak,insan yapımı roketlerle havaya 10 milyon ton sülfür tozunu enjekte etmeyi planlanıyormuş.Ancak ilerde asit yağmurlarına neden olabileceği de düşünülüyormuş.Başarı oranı %20 olduğu tahmin ediliyor.

Cemal gülas ve Datvi

Chat Noir 1 | 04 January 2008 23:00

Cemal gülas bir belgesel yapımcısı ve fotoğrafçı. Annesi vurulduktan sonra datvi isimli sevimli ayı yavrusunun bakımını üstlenmiş. Köpeği pars ve datviyle beraber rizede huzur dolu bir yaşam kurmuşlar kendilerine. Datvi’ye kendi elleriyle süt içirmiş,birlikte derden balık avlayıp,ormandan kestane toplamışlar,ağaçlara tırmanmışlar.Aynı bir evlat gibi ona ihtimam göstermiş,sevgi vermiş.TRT’de yayınlanan belgeselin bir kısmını izlemiştim. Datvi çok sevimliydi,cemal bey ve parsla oyunlar oynuyorlardı.Ancak datvi büyüdükten sonra insana çok alıştığı bu nedenle köye gidebileceği ve insanlar tarafından vurulabileceği düşüncesiyle doğal ortamından ve baba gibi sevdiği cemal beyden koparılarak bursa Karacabey ayı rehabilitasyon merkezine götürülmüş. Bence doğal ortamında cemal beyle kalmalıydı.Kim orada ona o kadar sevgi gösterebilir ki.Üstelik açık araziyle orman bir olur mu. Ancak cemal beyin girişimleriyle cemal beyin oturduğu yerde ayrı bir rehabilitasyon merkezi kurularak datvi de oraya alınacakmış.Umarım öyle olur.Datvi doğal yaşama özelliklede cemal beyin yanına geri döner. Cemal bey gibi içi hayvan ve doğa sevgisiyle dolu merhametli insanların olduğunu bilmek,görmek beni sevindiriyor.
Bence insanlar hayvanlardan daha acımasız ve vahşi.Hayvanlar sadece korktukları ya da aç oldukları için saldırırlar. Ama insanlar öyle mi! İnsanların karşılıksız sevgi ve şevkati bulabileceği tek yer onların yanı bence.Kıymet bilirler, değer ve huzur verirler,karşılıksız severler. Ben hayvanlara karşı duyulan bu merhamet ve sevgi duygusunun Allah tarafından verilen bir hediye olduğunu düşünüyorum.Çünkü herkes onlara baktığında benim gibi merhamet,huzur ve sevgi hissetmiyor. Sokak köpeklerinden rahatsız oluyorlar,balkondaki ekmekleri aşağı düşüren kuşlardan,çöp karıştıran kedilerden,horoz sesinden bile rahatsız oluyorlar. Bende bu insanlardan rahatsız oluyorum. O yüzden bu bir hediye. Ben hayvanları çok seviyorum. Bazen bu tür insanlardan da daha fazla. Umarım böyle insanlar inin cinin top oynadığı kuş uçmaz,kapısının önünden kedi köpek geçmez yerde kendileri gibi ruhsuz komşularla beraber otururlar.Tam istedikleri gibi. Oysa evdeki yemek artıklarını yada ekmekleri kedilere köpeklere verseler köpekler hırlamaz aksine mahalleyi bekler korurlar. Yada herkes evine bir kedi alsa, hepsinin sıcak bir yuvası olur.Onlar da o göz o kalp nerde? Ben hayvanların kısırlaştırılmasına da karşıyım. Ben ne hakla bir kedinin ya da köpeğin annelik hakkını elinden alabilirim ki? Sokak hayvanlarını kısırlaştıracaklarına herkes evinde hayvan beslesin ya da kısırlaştırılmayacakları sevgi ve ilgi görecekleri gerçek barınaklar çoğaltılsın. Kısırlaştırmaya çok meraklılarsa hapishanedeki katilleri yada tımarhanedeki kaçıkları kısırlaştırsınlar.
Kişisel yorumlarımın ardından basından topladığım cemal bey ve datvi ile ilgili haberlere yer vermek istiyorum:
Bir, iki, üç, dört, beş, altı
Videolar ise burada
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, onbir.

Protestocu İngilizler

Asortik Krep | 13 December 2007 01:58

 Üzümlü 'den gelen İngilizler
Üzümlü ‘den gelen İngilizler

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu geçtiğimiz 8 Aralık günü 1 sms = 1fidan Kampanyası’nın ilk fidanlarını toprakla buluşturmak üzere Fethiye’ ye geldi.Daha önce yanan orman alanı olan Fethiye’ye bağlı Dereköy sınırlarında hazırlanan tören yerine gelen Bakan EROĞLU’na , konuşmasını yapmadan önce Fethiye’ye bağlı Üzümlü köyünde bir şirket adına yapılması planlanan çimento fabrikasına karşı çıkan köylüler tarafından resmi dosya teslim edildi.Buraya kadar alışılmış olan bu tavrın devamında Üzümlü köyünde nufusları fazla olan ve orada devamlı yaşayan İngilizler üstlerine giydikleri ” Üzümlü’de Çimento Fabrikasına Hayır ! ” sloganlı İngilizce-Türkçe yazılan t’shırtleriyle Bakana ve tören yerindeki herkese kabanlarının önünü açıp yazıları gösterdiler.Törene hazırlıklı bir şekilde gelen Üzümlü grubu tören öncesi pankart açmak istedi.Kemer Jandarması tarafından izin verilmeyen bu olaydan sonra sessiz sedasız Bakana teslim ettikleri dosyanın ardından törenin sonuna kadar bekleyip dağıldılar.