bildirgec.org

orman hakkında tüm yazılar

DENİZ

teacher07 | 03 September 2009 14:50

Kuşluk vakti yazının sıcağı bastırmadan kaçmak, serin ormana yetişmek için acele ediyorlar. Anayoldan yeşil orman denizine saptıklarında heyecan doruktaydı. Yürekleri kıpır kıpırdı. Birlikte geçirecekleri bu temmuz gününün heyecan ve merakı içindeydiler. Elleri zaman zaman direksiyon üzerinde, zaman zaman da vites kolu üzerinde birleştiğinde içleri ısınıyor, titriyorlardı.

Köy kadınlarının “sığır sidiği” diye işledikleri nakışlara benzeyen, kıvrım kıvrım dağ yoluna saptıklarında, heyecan ve korku karışımı duygularla sarsıldılar. Yalçın kayalıklar, yemyeşil orman denizi arasında keskin virajlarla yol ilerliyor, bir türlü bitmek bilmiyor. Dönüp dolaşıp az önce geçtikleri yerlerin biraz üzerine geliyordu. Ayhan direksiyona, Funda koltuğa kenetlenmişti. Yükseklik korkum var, yeniyorum galiba dedi Funda. Ayhan’a da güveniyordu.

ÇÖL GÜRUHUNUN YEŞİLLE İMTİHANI

il mare | 03 August 2009 16:01

işte aynen böyle:mangal içinki kömürün yeşili ateşe boyadığını göstermekten sakınca görmeyen bir reklam,uygunsuz yerde pikniğe devam!
işte aynen böyle:mangal içinki kömürün yeşili ateşe boyadığını göstermekten sakınca görmeyen bir reklam,uygunsuz yerde pikniğe devam!

Yeşile çok daha farklı bakıyorum artık…
Onların aldıkları nefesin farkında olup ilgi alakaya da muhtaç olduklarını göz ardı etmememe rağmen,hiç bu kadar insancıllaştırmamıştım onları.

Öldüklerini gördüm,öldüm…

Bir orman yangınına ilk şahitliğimi gerçekleştirdim geçen gün. Piknik heyecanıyla çıktığımız yolda,tam da piknik alanımızın ortasında uzaktan bizi selamlayan ateşin küstah sırıtışı, ateşe kinimizi ön plana çıkarttı önce. Alana yaklaşıp,her zamanki gibi kendine izleyecek bir şey bulabilen kuru kalabalığın arasına karışıp da yok olan birşeylerin çıtırtılarının kulaklarımda her yankılanışı,o gün benim de sonum oldu sanki…Ateşin galibiyetini ilan edercesine bir yerden bir yere sıçrayışına duyduğum kin yerini gözyaşlarımla birlikte koca bir şevkate bıraktı,bir derin üzüntüye,yalnız bir insana besleyebileceğimi sandığım o güne dek…

Ayder ‘e gittiniz mi??

zema[pilli_silinen_hesap] | 20 July 2009 11:39

cennet bakışı
cennet bakışı

Bu sıralar herkes tatilde ya da tatil hazırlığında.. çoğunlukla ülkemizin güney yakası tercih ediliyor. Halbuki Karadeniz tatil için mihenk taşı. Sadece yeterince reklam yapılmadığına inanıyorum. Bunlardan bir tanesi de son zamanlar da yıldızı parlayan ayder yaylası. Rizenin Çamlıhemşin ilçesinde yer alan Ayder yaylası 1350 metre yüksekliğindedir. Yoğun ormanları ve çam ağaçlarıyla yayla niteliğindedir daha çok..Yerli turistlerin aksine yabancı turistlerin akınına uğramış durumda. Çok sık gitmeye çalıştığım bu yaylamızda her gittiğimde en azında iki üç turistle sohbet ediyorum. Helikopterleriyle geliyorlar buraya. Kaçkar dağlarında tırmanma işleminden sonra helikopter göz alabildiğine uzanan yeşillikte gözden kayboluyor daha sonra Ayder de bulunan şifalı ve romatizmal hastalıklara çok iyi gelen kaplıcalarımızdan faydalanıyorlar. Eskiden yolları bozuktu ve Rizeyi esir alan yağış nedeniyle insanlar gitmekten çekiniyordu çoğu kez. Ama şimdi asfaltlanma çalışmalarına da yer verilmiş ayrıca her gelirden insanın konaklayacağı mükemmel evler var.

Zencileyin..

pillibebekkuyuda | 29 April 2009 15:02

Kadın, martının, içini gıcıklayan çığlığıyla uyandı o sabah..Sinirlendi, doğa da bir yere kadardı..Doğal yaşamanın da, bir sonu olmalıydı..Atıştırma şeklinde kahvaltısını yaptıktan sonra, koşmak üzere, evinin arkasındaki ormana doğru yola çıktı..Hava, serin olmakla birlikte, sabah güneşi yüzünü yakıyordu, ama o önlemini alıp güneş koruyucusunu, evden çıkmadan 20 dakika kadar evvel, sürmüştü..Aslında o daha önce, cilde zarar vermeyen yıkama jeliyle yüzünü de yıkamıştı ki, bu konuda detaya girmesine gerek yoktu, girince çıkamayacağını biliyordu..Çevreyi çok iyi tanımadığı için, herzaman izlediği yolun dışına çıkmak istemedi.Aklında, bin bir düşünce ile hafif adımlarla ilerlerken, bütün sıkıntı ve hüzünlerin, yeni icat edilmiş bir kremle giderilebilir olmasını düşündü ve gülümsedi..O an ülkesi geldi aklına, orman, genelde, gazetelere haber olan, bir sürü tecavüzcülerle doluydu..Oysa, şu an rahat olmaması için bir sebebi yoktu..Derken, tam arkasın da, garip bir hışırtı duydu,

– Hadi, canım dedi, kendi kendine.. O an anneannesinin bir kaç cümlesi geldi aklına..

Dünya’da neler olyor

beyrek | 24 April 2009 12:23

dünya saati olarak adlandırılan bu sayfada; dünya hakkında bazı istatistiki bilgileri, tahmini olarak, anlık izleyebiliyorsunuz.
sayfada gösterilen bilgiler şöyle; dünya nüfusu, doğumlar, nüfus artışı, kürtajla aldırılan bebek sayısı, kürtaj sebebiyle ölen anne sayısı, kansere yakalananların sayısı, dünyanın ortalama sıcaklığı, dünyada soyu tükenen canlı sayısı, kaybedilen orman alanı (hektar), petrol üretimi, motorlu taşıt üretimi, bisiklet üretimi ve bilgisayar üretimi ve ölen insan sayısı.
ölen insan sayısı, toplam olarak verildiği gibi, ölenlerin ne sebeplerden öldükleri –hiv, aids virüsü, ishal, menenjit, hepatit, sıtma, cüzzam, kanser, yangın, trafik kazası, suikast, tecavüz– de gösteriliyor.
sitede, yıllık, aylık, haftalık günlük hatta siz sayfayı açtığınızdan beri neler olmuş görebiliyorsunuz.

Ormancı Robot Başlık (AFM Harvester)

neoturk | 05 April 2009 21:46

Ormancı Robot Başlık (AFM Harvester)
Ormancı Robot Başlık (AFM Harvester)

AFM Harvester (Ormancı ) ağaçları keser,biçer ,kabuklarını soyar ve doğrar komple bir ormancı çözümüdür. Çapı 75cm’e kadar olan ağaçlar için mükemmel iş görmektedir. AFM bir finlandiya firmasıdır , bol ağaçlık bir ülke olduğu için bu çözümünde onlardan çıkması gayet doğal. Çeşitli iş makinalarına monte edilerek kullanılmaktadır.Özellikleri, vidyosu

İş makinasına monte edilmiş
İş makinasına monte edilmiş

AĞACIN MASALI

admin | 05 March 2009 09:35

İnsan ve ağaç,bu ikili, yüz binlerce yıllık beraberliği olan bir geçmişe sahip. İnsan ruhunda ağaç kadar iz bırakan bir nesne düşünemiyorum. Uygarlıkla birlikte ağaç, estetik bir duygu olarak yüzyıllarca gelişti. Ancak günümüze gelene kadar… İkiliden ağaç, insanoğlundan habersiz, kendi yaşamını sürdürürken, insanın ağaçla birlikteliği çok özel bir ayrıcalıktır. Yeryüzünün her yerinde insanlara bağışlanmamıştır ağaç.

İki uç nokta buzullarla kaplanmış, en geniş alanı olan orta kısım güneşle kavrulmakta, çöl ve kum yeşili yaşatmamaktadır. Ancak , bu iki kısım arasında kalan geniş alanlar insanla ağacı bir araya getirmaktedir.

longoz

nazokiraze | 14 December 2008 16:10

Bugün ana haber bülteninde rastladım longoz(subasar) ormanlarına, Avrupa’nın en büyük longoz ormanı ülkemizdeymişte haberimiz yokmuş.

Dere denizle birleşir, denizden gelen kumlar dere agzını kapatır,dere suyu geri gider bir gölet oluşur buna longoz denir.

Ülkemizdeki longozlar pek çok yabancı meraklıyı kendine çekmektedir.Ülkemizin en önemli longozu konumundaki İgneada Longozu pek çok böcek, bitki ve hayvan türüne ev sahipligi yapar.Bu yıl Longoz Ormanları’nda yapılması planlanan Off- Road yarışları Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan izin çıkmaması sonucu iptal edildi.2006 ve 2007 yıllarında Longoz Ormanları’nda yapılan Off- Road yarışları izinsiz yapıldıgı için ormanlardaki ekolojik dengeye zarar vereceği düşünülerek yarışmanın iptal edildiği söylendi.

Kamp / bölüm II

aRRoGaNTe HoMbRe | 16 November 2008 11:05

İlk bölümüyle izleyenleri adeta ekran başına kilitleyen “KAMP”, ikinci bölümde yaşanan şok gelişmeler ve sürprizlerle sizde bağımlılık yaratacak. (-valla lan) İkinci bölüme geçmeden önce, dilerseniz bir önceki bölümde neler olmuştu hatırlayalım. (-hadi)

ZIBOOOVN..!

“Previously on Dest-i İzdivaç”

78 yaşındaki Mehmet Amca’nın iki talibi, Kezban Teyze ve Ayşe Nine stüdyoda saçsaça başbaşa kapıştı, yerlerde yuvarlandı. Piiiii, rezillik..!

şaka len…

” Previously on KAMP”

Üç çocukluk arkadaşı Kevın, Vilyım ve Canıtın, Vilyım’ın ısrarı ile daha önce hiç gitmedikleri bir ormana giderek, beş günlük bir kamp planı yapmışlardı. İlk günü gayet eğlenceli geçiren gençlerden Kevın erken yatmış, diğer iki arkadaş ateş başında sohbet ediyorlardı. Daha sonra çadırdan acı çığlıklar yükseldi ve iki arkadaş çadıra gittiklerinde Kevın’ın feci şekilde parçalanmış cesediyle karşılaştılar. Finalde ise çadırın dışına çıkıp gökyüzüne bakarak haykıran Vilyım’ın sesi duyuldu.