dünyanın en iyi sporcularının yarıştığı olimpiyatlara değişik bir açıdan bakan, webtvhub sitesi, 2008 pekin olimpiyatların da yarışan kadın sporcuların başarıları yerine, seksi olanlarını gözlemlemiş ve en iyi 50 şeklinde bir liste oluşturmuş.
Listenin ilk sırasında, 21 yaşındaki, Kanadalı, Alexandra Orlando yer alıyor. (jimnastik)
Dünyanın en iyi sporcularının yarıştığı olimpiyatların, 2008 yılında düzenlendiği, pekin olimpiyatları için hazırlanmış, ekran koruyucular ve duvar kağıtları ile olimpiyat heyecanını masaüstünüze taşımak isterseniz, bu sayfadan ekran koruyucularına ve duvar kağıtlarına ulaşabilirsiniz.
Bu sayfada bulunan amblem, maskot, poster, fotoğraflar’da ilginizi çekecektir.
1896 dan bu yana düzenlenen yaz olimpiyat oyunlarının 29.’su bu kez 8-24 Ağustos tarihleri arasında Pekin/Çin‘de gerçekleştiriliyor. Kuş Yuvası adı verilen Ulusal Stadyum’da düzenlenen muhteşem açılışla başlayan olimpiyatlara ülkemiz 12 branşta 68 sporcuyla bu zamana kadarki en çok branş ve sporcuyla katılıyor.
olimpiyatların başlamasıyla google anasayfasındaki logosunu olimpiyat temalı biçimlerde değiştirerek türkiye sayfasında olimpiyat aramasıyla en çok madalya alan ilk üç ülke sıralamasını en üstte gösteriyor.
New York Times tarafından, interaktif bir şekilde gösterime sunulan bu sayfada, 1936’dan günümüze değin olan, yaz ve kış olimpiyatlarında kullanılan meşaleler yer almakta. Bildiğimiz üzere meşaleler, olimpiyatların düzenleneceği ülkeyi temsil etmekte ve yöresel motiflerini içermekte, ayrıca 7 kıtayı gezmesi ve ateşinin hiç sönmemesi de onu olimpiyatların en önemli unsuru haline getiriyor. Hatırlayacağımız üzere olimpiyat meşalesinin bazı ülkelerde çinin tibet tutumundan dolayı politik protestolara uğraması ve akabinde çindeki fransız mallarının boykotu ile birlikte bu yılki olimpiyat meşalesi artık 7 kıtayı gizlice dolaşıyor.
“Ey gülcemal gülcemal
Dört tane direğin var
Aldın gittin yarimi
Ne hain yüreğin var”
– Halk türküsü –
Kazım Karabekir’in Gülcemal’le Anadolu’ya geçişinin hikayesini kendi hatıratından okuyalım (İstiklal Harbimiz-I) :
“12 Nisan 1335 Gülcemal Vapuruyla akşama doğru İstanbul rıhtımından hareket ettik. Kızkulesiyle Selimiye arasında demirledik. İtilaf memurları kontrol edecekler! Herhangi bir tarafa gidecekler büyük müşkilatla, vesikalarını İngiliz, Fransız üniformalı yerli Rum ve Ermeni askerlerinin envai hakaretine uğrayarak ve rüşvet vererek yapmak kaç zamandır usul olmuş. Vapurlarda bu tasdikli vesikaları olmayanlar hakaretle, dayakla dışarı atılıyormuş! Böyle bir heyet bizim vapuru da aradı. Vesika yaptırmamış şarka giden iki zabit, kömürcü kıyafetine girerek ocak başında görülerek kurtuldular. 13 Nisan sabahı rüzgarlı ve bulutlu bir havada Boğaz’ı çıkarken bir saadet rüzgarı gibi kalbim coşuyordu. Büyükdere önünden geçerken o, 28 Teşrinisani 1334’te Büyükdere’ye çekilmek üzere bulunan İngiliz bayrağının rüzgardan çırpındığını gördüm. Bu sefer gurur duydum. Buna ve Boğaz’ın tarafeynindekilere, “Hepiniz, hepiniz inmeye mahkumsunuz” dedim. Çok seviniyordum. Sanki her düşüncem kuvvet ve her kuvvet muvaffakiyet olmuştu. “Cihan yıkılsa Türk yıkılmaz!” diyordum. Yaverime de programımı anlattım. Sevinçle artık Karadeniz’de yol alıyorduk. Zonguldak, Sinop…17 Nisan’da Samsun’a vardık.”
Titanic’i inşa eden ‘White Star Line‘ şirketi onunla birlikte ona çok benzeyen 2 gemi daha inşa etmişti: Olympic ve Britannic. Yani onlar üç kız kardeştiler.
Diğerlerinin akıbeti de Titanic’ten farklı olmadı. Önce Olympic, Eylül 1911’de H.M.S. Hawke adlı savaş gemisi ile çarpışarak ağır bir yara aldı. Sonra Titanic Nisan 1912’de bir buzdağına çarparak battı. Mühendisler kendi büyüklüğünde bir gemi ile çarpışsa bile Titanic’in batmasının 2 gün süreceğini bu sürede de mutlaka yardım ulaştırılacağını düşünüyorlardı. Ancak Titanic 3 saat içinde 1500’den fazla yolcusuyla Kuzey Atlantik’in soğuk sularına gömüldü.
