bildirgec.org

ölüm hakkında tüm yazılar

idamlık kadınlar– dördüncü yazı

nazokiraze | 31 May 2010 10:09

Tarihin en önemli olaylarından biri olan Fransız Devrimi getirdiği yenilikler kadar idamlarıyla ünlüdür, Fransa kralı 16. Louis ve Maria Antoinette idamları sonrasında her türlü fikir uyuşmazlığının çözümü giyotinde bulunmuş, bugün birinin idam hükmünü veren kişiler daha sonra kendilerini idam sehpasında bulabilmişlerdir.

İhtilalin ilk dönemlerinde oldukça sevinçli olan Olympe de Gouges sonraları eşitlik kelimesi ile ilişkili gerçekleştirilen devrimde aslında en büyük eşitsizliğin kadınlar ve erkekler arasında olduğunu düşünür.Kadınlara eşit haklar için çalışmalar yapan Cercle Social’e katılır, Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne karşın Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni yayınlar.(Bildirgenin onuncu maddesi:”Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyor; öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır”)

her canlı bir gün ölümü tadacaktır…

maydesign01 | 25 May 2010 13:44

ölümsüzlük  ?
ölümsüzlük ?

internette okuduğum bir habere göre abd de “turritopsis nutricula” isimli bir deniz anasının ölümsüz olduğu iddaa ediliyor.iddaalarının kanıtı ise ; turritopsis nutricula isimli deniz anasını su dolu bir kaba koyup bir süre beklettikten sonra suyun azaldığını farketmişler.

ölümsüzlük  ?
ölümsüzlük ?

deniz anası ise hareketsiz bir şekilde kabın içinde durduğunu gördüklerinde deniz anasının öldüğünü sanmışlar.fakat daha sonra görmüşlerki deniz anası hala hayatta.herhangi bir tehlike ile karşılaşan deniz anasının hemen büzülerek küçüldüğü ve genlerinde ki olağan üstü bir değişimle kendini tabiri caizse çocukluk dönemine kadar çektiği ve bunu sınırsız kez yapabildiği anlaşılmış.

haberin kaynağı için burayı tıklayın.

eflatun nuri

taha3045 | 24 May 2010 10:42

Türk karikatürünün en usta çizerlerinden Eflatun Nuri‘yi anmak amaçlıdır bu yazım.Ortaokulda öğretmeninin zoruyla beden dersinde pantalonunu indirdiği an haminnesinin eflatun renkli paçalı donunu giydiğini gören arkadaşlarınca takılan bu isim toprağın altına kadar onunla oldu.

Mayıs 2008 de 80 yaşını geçtiği vakit aramızdan ayrılmıştı Eflatun Nuri ,Akbaba dergisinde başlayan kariyeri yurtdışına kadar taştı, 1969 da Yuguslayva’da ödül aldı, Londra’da sergi açtı, Gıcık, Gırgır,Fırt,Leman,Öküz,Kaçak Yayın gibi mizah dergilerinde çizdi, çizdi ve güldürdü. Karikatürleri dışında yazarlık ta yaptı, Benim Adım Eflatu adlı kitabının yanı sıra Kaçak Yayın ve Forum Edebiyat dergilerinde mizah yazıları yazdı.(Delikanlı Usta Eflatun Nuri seksenine bastı)

Sizi de inletecekler..

| 24 May 2010 09:46

Geldi işte ölüm,
Maden ocaklarının, kirli kara dumanıyla geldi.
Güneşlerin gün ışığı içinde beklerken ölümü,
Gecekonduların, karşı konulamaz feryatları ile geldi..
oysa ki,
İlahilerden bir taçla gelecek deyip,
Böyle avuturlardı bizi.
Geldi işte ölüm,
gereksiz bir zerresiymişiz gibi dünyanın,
Kocaman kara kanatlarını açarak geldi.
“Dinleyin” diyordu bir çocuk ,
“Hainler, haramiler, apaşlar
Ne mayısı gördü babam ne elma ağaçlarının çiçeğini.
can çekişen anam hakkı için,
Demiri inleten babam gibiler,
Er ya da geç, sizi de inletecekler.”

kadere de inanmıyorsan daha da senle tartışmam!

creme brulee | 22 May 2010 16:35

Ali İhsan Çam ile Ali Kazan muhtemelen hayatlarında hiç karşılaşmamışlardı. en sevdikleri yemek de aynı değildi belki, dünya görüşleri de. ama ikisinin de hayatları boyunca tahayyül edemeyecekleri bir ortak noktası vardı adına “kader” denilen. Ali İhsan Çam, ikibinsekiz yılında tuzla tersanesinde hayatını kaybeden tersane işçilerinden biriydi. Ali Kazan ise ikibindokuz yılında bursa mustafakemalpaşa maden ocağında meydana gelen bir grizu patlamasında hayatını kaybetti. onların ölümlerine neden olan asla ihmal, çalışma şartlarının iyileştirilmemesi, rant, para, hırs ya da yoksulluk değil tamamen kaderin bir cilvesiydi. tıpkı sağ olsun babamız sayesinde imza attığımız iş sözleşmeleri gibi. gerçekte hepsinin de alnında “babam sağ olsun” yazıyordu. kiminde minnetle, saygıyla; kimindeyse bananeyle, bahaneyle.

futbolun yüzkarası:Escobar cinayeti

nazokiraze | 20 May 2010 15:12

1994 yılında Amerika’da yapılan Dünya Kupası’nda futbolda çok da iyi olmayan Kolombiya takımı futbolun devlerinden Arjantin’i bile farklı skorla yenerek kupada favori olarak görülmeye başlanır, beklentilerin arttığı bu maçtan sonra Romanya’ya 3-1 yenilen takım için gözler ABD ile oynayacakları maça çevrilir, öyle ya Arjantin gibi bir takıma 6 gol atan Kolombiya futbola yabancı bir ülke olan ABD’yi mutlaka yenmeli, kupada finale yaklaşan ülkeler arasına girmeliydi.Ancak bu maçın sonu da yenilgi ile sonuçlanır , sonuç bellidir , İsviçre ile oynanacak maç ise sadece formalitedir.

Büyük umutlarla kazanılacak gözüyle bakılan ABD-Kolombiya maçının yenilgisinde şüphesiz Kolombiya’lı futbolcuların payı vardı ancak Andres Escobar‘ın payı biraz daha büyüktür, çünkü o kendi kalesine gol atmıştır ve maçın günah keçisi bellidir.

efsanevi bas gitarist Cliff Burton

nazokiraze | 20 May 2010 12:05

Metallica’nın ikinci bas gitaristi Cliff Burton (Clifford Lee Burton) 24 yaşındayken 1986 yılında İsveç konseri dönüşü Titanik misali buz kütlesine çarpan otobüsten fırlayarak otobüsün altına girdikten sonra, ikinci kez vinç halatının kopması sonucu otobüs üzerine düşene kadar hala yaşıyor muydu bilinmez ancak bilinen tek gerçek O’nun ölümünden sonra grubun bir daha eski haline gelmeyeceğiydi. Tur otobüsündeki yatacağı yeri iskambil kağıtları çekerek belirleyen Burton arkadaşı Kirk Hammett ile yer değiştirerek kimilerine göre kaderini belirlemiştir.

10 Şubat 1962 doğumlu Burton’nun anne ve babası birer hippiydi, kendisi de tarzını ailesinden almıştı.Parlamaya başlayan Metallica’da James Hetfield tarafından beğenilmeyen basçı Ron McGovney’e alternatif bulunsa hiç te fena olmayacaktı, Hetfield ve Lars Ulrich tarafından Whiskey A Go Go isimli barda çalarken farkedilen Burton kendisine gruba katılması için yapılan teklifleri geri çevirir, çünkü bulunduğu şehri terk etmek işine gelmez, Lars ve James ne olursa olsun gruba katmayı düşündükleri bu adam için grubun memleketini değiştirmeyi göze alarak San Francisco’ya taşınırlar ve Burton’lu Metallica için zirve kaçınılmaz olur.Orion parçası unutulmazlar arasına girer.(Master of Puppets)